Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesine yönelik yasağın kaldırılmasına ilişkin, "Apo’nun avukatlarıyla görüşmesi demek, Kandil’le, PYD, YPG, HDP ile görüşmesi demektir. Bilgi alışverişi yapması demektir ve oraları yönetmesi anlamına gelir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, buna müsade edemez” diye konuştu.

Parti üyeleriyle yaptığı iftarda konunşan Destici, YSK'nın İstanbul seçimini yenileme kararı, Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesine yönelik yasağın kaldırılması gibi önemli konularda açıklama yaptı.

ÖCALAN GÖRÜŞMESİNE TEPKİ

Destici, terör örgütü elebaşı Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesine yönelik yasağın kaldırılmasını eleştirerek, şunları dile getirdi:

"Ben bunun yanlış olduğunu çok açık yüreklilikle ifade ediyorum. İfade etmeye de devam edeceğim. Bu konuda hiç kimse bizi ikna edemez. Öncelikle vicdanen bakıyorum. O şehitlerimizin, Aybüke öğretmenin, Necmettin öğretmenin, kundaktaki bebeklerin anneleri ve babalarıyla, avukatlarıyla görüşme şansı yok. Onların yoksa terörist başının hiç olmaması lazım.

Bunun hiçbir gerekçesi olamaz. Hele İstanbul seçimleri üzerinde bir süreç olarak bu işletiliyorsa, bunu hiç kabul edemeyiz. Bunu bir tuzak olarak görürüz. Bunun bir tuzak olduğunu da Cumhur İttifakımızın değerli ortaklarına çok açık yüreklilikle söyleriz. Apo’nun avukatlarıyla görüşmesi demek, Kandil’le, PYD, YPG, HDP ile görüşmesi demektir. Bilgi alışverişi yapması demektir ve oraları yönetmesi anlamına gelir. Buna Türkiye Cumhuriyeti Devleti müsade edemez."

"YSK KARARINA SAYGI DUYULMASI GEREK"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Destici, itirazların seçimin bir parçası olduğunu söyledi. Seçim sonuçlarında birtakım eksiklik ve hata gören herkesin itiraz edebileceğini savunan Destici, “Bizim veya başka partilerin itiraz ettiği noktalar oldu. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da bunları toplayıp değerlendiriyor. Bunun içerisinde sadece YSK’da iyi olan hakimler yok. Biliyorsunuz 4 siyasi partinin de YSK’da temsilcileri var. Önlerindeki kanunlara ve yetkiye göre bir karar veriyorlar. Biz YSK’nın kararını bu çerçeveden değerlendiriyoruz. Saygı durulması gerektiğini söylüyoruz. Nihayetinde son karardır." dedi.