Nurcuların yayın organı Yeni Asya gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz, bugün dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Kâzım Güleçyüz, “Doğum sancısı” başlıklı yazısında, “Türkiye’nin son dönemde yine hayatın her alanında kendisini hissettiren bir tıkanıklık yaşaması ve bu tıkanıklığın çok boyutlu krizler şeklinde kendisini göstermesi, aynı zamanda ‘doğum sancısı’ olarak nitelenebilecek yoğun sıkıntılara da sebep oluyor” ifadelerini kullandı.

“Sancı iyiden iyiye şiddetlendi; demek ki doğum da bir hayli yakınlaştı” diyen Güleçyüz yazısını şöyle sürdürdü:

“BEDİÜZZAMAN’IN İŞARET ETTİĞİ GİBİ…”

“Temennîmiz, bu doğumun, çekilen sıkıntıları unutturacak mutlu bir başlangıca vesile olması. Esasen, Bediüzzaman’ın işaret ettiği gibi, sıkıntı ve musibetler geçmiş hata ve kusurların neticesi, ama gelecek saadetin de başlangıcıdır.

Gerçek şu ki, İlahî kanun her zaman olduğu gibi bugün de hükmünü icra ediyor ve neye lâyıksak o şekilde idare olunuyoruz. İçinde debelendiğimiz her bir kriz, sonuçta kendi hatalarımızın bir tezahürü ve neticesi.

Eğer kahir ekseriyeti samimî Müslüman olan bir toplumda, çoğunluğun iradesiyle açıkça çelişen işler bu kadar kolayca yapılabilir hale geldiyse, bunda rol sahibi olan sebep ve faktörleri çok iyi tahlil etmek gerekir.

Bu çerçevede, bin yıldır İslama hizmet etmiş ve bunu şeref bilmiş bir milletin çocukları olarak bu sıkıntıları yaşamamızın en önemli sebebi, cereyan eden hadiseleri doğru teşhis ve tahlil noktasında pek başarılı olunamayışıdır.

Bunun en önemli sebebi ise, Kur’an’ın çağa mesajını okuyup duyurmak ve bu çerçevede özellikle ahirzaman ortamının derin tuzaklarla dolu hadiselerini bu mesajın ışığında değerlendirip gerekli ikaz ve irşadlarda bulunmakla vazifelendirilmiş olan Çağın Müceddidine tam anlamıyla kulak verilmemiş olmasıdır.”

“BİLHASSA İÇTİMAÎ VE SİYASÎ KONULARDA…”

Güleçyüz “Bilhassa içtimaî ve siyasî konularda ortaya konulmuş bulunan ölçü ve prensiplerin, bunları bilenlerce dahi çeşitli gerekçelerle ihmal edilmesi, mevcut sıkıntıları getirmiştir” diyerek yazısını şöyle sonlandırdı:

“Bu ölçülerin rağmına yapılan yanlış girişimler hep ters tepmiş; sahiplerini son derece hazin ve zelil durumlara düşürmüş; ama faturası ve maliyeti onlarla sınırlı kalmamış; topyekûn dinî inkişafa zarar verirken, eldeki kazanımların hebası ile çok gerilere gidilmesine yol açan ağır sonuçlar doğurmuştur.

Ümit ediyoruz ki, hiç değilse yaşanan bunca hadiseden sonra Çağın Müceddidinin haklılığı anlaşılır, başımıza gelen sıkıntı ve musibetlerden gerekli ibret dersleri çıkarılır ve artık onların gereğine göre hareket edilir.”