Geçtiğimiz pazar günü Adana Seyhan’da, işkence iddialarıyla tutuklu bulunan 7 Furkan Vakfı gönüllüsünün serbest bırakılması için Alparslan Kuytul öncülüğünde basın açıklaması yapmak isteyen vakıf üyelerine yönelik polisin kullandığı güç büyük tepki çekmişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘bizim yöntemimiz bu olmamalıydı’ açıklamasının ardından Adana Valiliği 2 polisin açığa alındığı duyurmuştu. Gazeteci yazar Nagehan Alçı bugünkü yazısında, polisin şiddetine karşı çıkarken Süleyman Soylu’ya övgüler dizdi. Alçı, “Kuytulcuların tuhaf bir provokatif örgütlenme olduğu kanaatindeyim. Ancak tüm bunlara rağmen silahsız bir gruba polis şiddeti kabul edilemez. Geldiğimiz nokta bu olamaz.” dedi.

SOYLU'NUN ORTAYA KOYDUĞU TEPKİYİ DOĞRU BULDUM

Olay sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun rahatsızlığı Twitter hesabından ortaya koyduğunu hatırlatan Habertürk yazarı Nagehan Alçı, “Soylu’nun olayın sıcaklığında İçişleri Bakanı olarak koyduğu tepkiyi çok doğru buldum. Hatta dün yine oradan oraya koştururken yakaladım ve bizzat kendisini de tebrik ettim.” diye yazdı.

EMNİYET İÇİNDE TAHRİK HEDEFLEYEN GRUPLAR MI VAR?

“Devlet açık bir şekilde orantısız güç kullanımını kabul etti ve bu şiddet dalgasına karşı hesap soran bir tavır sergiledi. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum.” diyen Nagehan Alçı, şöyle devam etti:

“Öte yandan şu sorular da aklıma geldi: Acaba bir provokasyon amaçlanmış olabilir mi? Emniyet’in içinde Gezi parkında Fetullahçı polislerin çadır yakma hadisesi gibi tahrik hedefleyen gruplar mı var? Ki hatırlatmak isterim, Gezi'de Fetullahçı polislerin kasten çadırları yaktığını da olayın sıcaklığında ilk yazan gazeteci benim. Bakan Soylu dün akşam katıldığı TV Net’teki televizyon programında kafamdaki soruların cevaplarını da verdi.

Çok çarpıcı şeyler söyledi.

Dedi ki “Eylül-Ekimde Kuytulcuların içinde olduğu bilinen bir kişiyi, belli bir maddi kaynağı bir yerden bir yere aktardığı iddiası ile aynı grubun içinden 7 kişi kaçırıp işkence etti, iddiası vardı. İşkence edilen taraf şikayetçi olmuştu. İşkence gören ifade verince bu 7 kişi tutuklandı. Bundan bir süre önce yine aynı grubun içinde biri tehdit edilince ihbar üzerine emniyet tehditte bulunanı bulup yakalamış. Bütün bu olaylar üzerine her yeri terörize etmeye çalışıyorlar.

Peki İçişleri Bakanı’nın “ipleri dışarıda” dediği, dünkü programda teker teker gösterilen 15 Temmuz’daki darbe girişimini destekleyen konuşmaları olan, hatta bu darbe Müslümanlar için hayırlı olacak diyen, 2020’de katıldığı televizyon programında Fetullah Gülen’e övgüler düzmeye devam eden Alpaslan Kuytul nasıl ve neden serbest bırakıldı?

ESAS PROFESYONEL KADRILAR O GÜN NEVRUZ PROGRAMINDAYMIŞ

Soylu bununla ilgili de “Yargı bunlar hakkında karar verdi, bunu terör dosyası olarak kabul etmedi. Biz yargının kararını başımızın üzerine koyduk ama bu, kimseye bu ve başka irtibatlar devam etme hakkını vermiyor. Yürüyüş ya da gösteri yapmak istiyorsanız bunun kanunda yeri var. Kurallara uymazsan polisin tedbir alma hakkı var. Adana’da 4-5 ayda 50-55 kere bu eylemi yapmışlar. Bunlar sokağa çıkarlar kameraları ellerinde, kadınları çocukları öne sürerler, tükürürler, tahrik ederler… Polis bir eksiklik yapsa da çeksem diye.” diyerek kararı veren yargı makamlarına üstü kapalı serzenişte bulundu.
İçişleri Bakanı, Twitter üzerinden itiraz ettiği tartışma yaratan görüntülerle ilgili ise “Bir silsile vardır. Önce fiziki durursunuz, sonra kalkanları kaldırırsınız, sonra TOMA’dan su sıkarsınız, cop en son kullanılacak şeydir, orantısız şiddetin ne olduğunu biliyorum. Arkadaşlarımız daha önce çok hassas davrandılar ve silsileyi sağladılar… Ancak kim orantısız bir şey yapıyorsa buna müdahale etmek benim görevim… Devlet buna müsaade etmez.” diyerek bir kez daha o görüntülere yönelik itirazını dile getirdi.

Öte yandan şu ayrıntıyı da ekledi: ”Aynı gün Adana’da PKK'nın nevruz programı vardı ve esas profesyonel kadro oraya yönlendirilmişti. Bu müdahaleyi yapanlar bizim kadro polisi dediğimiz daha asayiş ağırlıklı çalışan, toplumsal olaylarla pek karşılaşmayan polisler. Daha kontrollü olmaları gerekirdi. Şimdi Emniyet Teftiş Kurulu ve ilgili birimler kasıt var mı yok mu ne oldu ona bakıyorlar.”

Göstericiler hangi gruba ait olursa olsun ve hangi provokasyonu yaparlarsa yapsınlar o görüntüler kabul edilebilir değil. Bunu devlet de kabul etti ve inceleme kararı verdi. Süleyman Soylu’nun hızlı ve doğru refleksi çok farklı senaryolar doğurabilecek bir polemiği önlemiş oldu.”