Siyaset Bilimcisi Dr. Erol Mütercimler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sonrası partinin başına geçecek en güçlü adayın Süleyman Soylu olduğunu açıkladı.

Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Erol Mütercimler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretini ve S-400 krizini yorumladı. Mütercimler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretinde MHP'nin iki siyasetçisi de var olduğunu belirterek "Gelecekte, Devlet Bahçeli'nin yerine Süleyman Soylu MHP Genel Başkanlığı'nın en güçlü adayıdır." dedi.

Türkiye'nin taleplerinin Mazlum Kobane'nin, Fetullah Gülen'in iadesi, Suriye'deki güvenli bölgedeki stabil durumun durdurulması olduğunu belirten Mütercimler, Türkiye'nin masaya götürdüğü dokuz konu olduğunu ifade etti.

"TÜRKİYE ERKEN SEÇİME GİDECEK"

Erol Mütercimler'in YouTube kanalında yaptığı açıklamaların satır başları şöyle:

"Masadaki ana mesele, uzlaşmazlık konuları çözümlenmese bile ötelenebilir mi oyunu bu. İki taraf da masaya getirdiklerinin karşılıklı kabul edilmeyeceğini biliyordu. Peki buna rağmen neden oturdular? İç politika var. Trump'ın azil süreci, seçim süreci var. Türkiye'de iç politika kötü sıkıştı. Öyle böyle değil yani. Benim iddiam odur ki önümüzde bir erken seçim var. Siyaset başka türlü buradan çıkamayacak. Dolayısıyla zemin hazırlamak gerekiyor. Bu da çok kolay bir şey değil.

"SÜLEYMAN SOYLU MHP GENEL BAŞKANLIĞI'NIN EN GÜÇLÜ ADAYI"

Türkiye'de erken seçime gitmek Tayyip Bey açısından kaybedilir görünüyor, kaybedecek görünüyor. (ABD'deki) masada MHP'linin iki siyasetçisi de vardı. Hem MHP ile bir ortaklık var. Gelecekte, Devlet Bahçeli'nin yerine Süleyman Soylu MHP Genel Başkanlığı'nın en güçlü adayıdır. Şimdilik bu konuya girmeyeceğim. O iki kişi niye vardı orada diye düşünüyorsanız. Varlık sebebi budur.

O masada CIA Başkanı ve Savunma Bakanı da yoktu. Savunma Bakanı ülkede değilmiş ama MİT Başkanı masada idi. Tek bir somut sonuç çıktı oradan. O da şu: Ermeni Soykırımı tasarısının öteletilmesi. Ne zamana kadar? Nisan ayına kadar. Her nisanda olduğu gibi Türkiye için bir büyük tehdit unsuru olacak bu.

Şimdi S-400'ler konusunda atılması gereken stratejik adım için çok önemli bir yol göstericiydi Ankara için. S-400'ler konusunda Ankara, stratejik adımlar meselesinde çok ciddi bir yanlış yaptı.

S-400'ler alınmayacak demiştim. Bunu niye söyledim? Ankara'da stratejik aklı gelişmiş olan bazı danışmanlar vardır. Bunlar Tayyip Bey'e, S-400'leri almak yerine, NATO ve ABD'ye, 'Ben S-400'leri alacağım' diyerek devamlı olarak bu kartı elinde tutması gerekiyordu. Olması gereken buydu.

ABD ile Türkiye arasında F-35 ve Patriot meselesinin düğüm noktası S-400'ler oldu. Tayyip bey ne dedi? Hatta ona 'traktörle ezin bunları' demişler. Bu kadar küstahça bir çözüm yolu bile önermişler. Pentagon ve herkes biliyor ki Türkiye'nin hava savunma sistemlerine ihtiyacı var. Ben 'S-400'ler kesinlikle alınmamalıydı' demiyorum. Alınır ama o zaman aks değiştireceğinizi de bilmeniz gerekir. Yani 'NATO ile çıkacağım, Batı ile bağlarımı koparacağım, ben artık başka bir eksenin ülkesi olacağım' kararı verilir."