AKP'ye yakınlığıyla bilinen Sabah yazarı Mahmut Övür, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Meral Akşener arasında gerçekleşen görüşmeyi değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 30 Ağustos resepsiyonunda gerçekleştirdiği görüşme çok konuşulmuştu.

Erdoğan ile Akşener'in görüşmesi “Partiler arası yakınlaşma mı var?” sorusunu gündeme getirirken Sabah’tan Mahmut Övür, resepsiyona ilişkin bugünkü yazısında şunları yazdı:

(…) Külliye’deki resepsiyon alanına girdiğimde, çevreme biraz da dünle bugünü buluşturan o ruha sahip çıkanlar gözüyle baktım. Sürprizler de vardı, ilginç isimler de…

Eskilerden Başbakan Tansu Çiller, eşi Özer Çiller ve Yıldırım Akbulut oradaydı. Ama gözler daha çok mevcut siyasi parti liderlerindeydi. Devlet Bahçeli, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Doğu Perinçek, Mustafa Destici ve Önder Aksakal katılan liderlerdi. Katılmayan ve özellikle manidar karşılanan isim ise cumhuriyetin kurucu partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘ydu.

Bu tabloda ilgi çeken isim Meral Akşener‘di. Başkan Erdoğan, katılan bütün liderlerle görüştü ama Akşener’le samimi el sıkışması bir hayli ilgi çekti. Bunun bir nedeni CHP’yle hareket etmesiyse bir diğer nedeni de son dönemde siyasi kulislerde yoğun biçimde konuşulan İYI Parti- Cumhur İttifakı’nın yakınlaşma ihtimaliydi.

İYİ PARTİ-CUMHUR İTTİFAKI

Resepsiyon sohbetlerinde ağırlıkla sıcak gündem olan Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon ve İdlip’e yapılan rejimin saldırıları nedeniyle gelecek göç dalgası konuşulsa da yer yer siyaset kulisleri ve ekonominin geleceği de konuşuldu.
Siyasetle ilgili merak edilen “Yeni bir partiye ihtiyaç var mı?” sorusuyla, yukarıda da sözünü ettiğim “İYİ Parti ile Cumhur İttifakı arasında yeni bir ilişki olabilir mi?” sorusuydu.

Siyasetçilerin genel yaklaşımı şuydu: “Önümüzde seçimsiz en az 3 yıl var ve her şey hızlı değişiyor. Öngörmek çok zor”
Bu yaklaşımı bir bankacı da ekonomiye şöyle uyguluyordu: “Eskiden gelecek planlardan bahsederken, kısa vade için bir yıl, orta vade için 3 yıl uzun vade için de 5 yıl derdik. Şimdi kısa için sabah, orta için akşam uzun vade için de gece yarısı diyoruz. Döviz kurunun gece yarısı nasıl değiştiğini hep birlikte yaşadık.”