Ekonomi olarak Türkiye'de vatandaşların her geçen alım gücü daha fazla düşüşe geçti. TL karşısında rekor kıran  dolar  kuru ile ilgili olarak Sabah gazetesinin başyazarı  Merkez Bankası, "Dolar kurundaki her artış Erdoğan'ın da mutlaka uykusunu kaçırıyordur. " diye yazdı.

Barlas, Erdoğan ile 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal arasında bir kıyaslama yaptı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koşuşturmalarına bakınca hep Turgut Özal'ı hatırlıyorum. Sabahın dördünde telefon çalardı, karşıda Turgut Özal "Yoksa uyuyor musun?" diye sorardı. Şimdi bazen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da yorgun ve uykusuz görüyorum. Ama o kadar normal ki bu, Erdoğan'ın gündemini herhangi bir kişiye uygulayın bakalım kaç gün ayakta kalabilir?
Bakın mesela dün Türksat 5B uydusu uzaya atıldı. Bundan neler beklediğinizi biliyormusunuz? Birincisi Türkiye'deki bütün evlerde internet hızının 18 kat artması bekleniyor. İkincisi de Türkiye'nin dünyada yeni ilişkiler kurduğu devletlere dönük programların bu şekilde o ülkelere anlatılması bekleniyor. Ancak Erdoğan'ın tek endişesi Türksat değil tabii ki. Elon Musk ile konuşmasına bakarsanız yeni Türksat'lar gelecek. Ama asıl sorun ekonomi. Farkındaysanız  Merkez Bankası piyasada kuş uçmasına izin vermiyor. Şimdiye kadar beş müdahele yapıldı. Yani bu işe Cumhurbaşkanı'nın geçici bir heves olarak aldığını düşünmek bir hatadır. 

"Erdoğan, yeni ekonomi politikalarında çok kararlı" diye devam eden Barlas, şu ifadeleri kullandı:

Dolar kurundaki her artış Erdoğan'ın da mutlaka uykusunu kaçırıyordur. Ama yakında döviz kurunda ve enflasyonda düşüş mutlaka gerçekleşecektir. Muhalefet bu gibi kriz durumlarında  TÜSİAD'a başvuruyor, Amerika'daki kaynaklarla temas kuruyor ve bütün bunlardan Recep   Tayyip Erdoğan'ı devirecek bir şey çıkar mı diye araştırıyor.
Oysa Erdoğan'ın derdi hem faizi düşürmek, hem enflasyonu düşürmek, hem istihdamı hem de ihracatı arttırmak. Bu durum artık bir ekonomik rekabetten çıkmış, bir vatan meselesi haline gelmiştir. Bu durumu en fazla anlayanlardan biri de MHP başkanı Devlet Bahçeli'dir. Yani Türkiye tabii ki ekonomik gerçeklerden uzaklaşamaz ama aynı Türkiye bir avuç spekülatörün elinde dolara da teslim olmaz.
Burada ekonomiden sorumlu bakanların ve yetkililerin konuşurken dikkatli olması lazım. Bunlardan birinin karamsar bir konuşma yapıp batarsa hepimiz batarız gibi iyimser olmayan tablo çizdiğini okudum. Ekonomi bu kadar hafife alınacak bir iş değildir. Hele asgari ücretin bu düzeye çıkması işin ciddiyetinin bir diğer kanıtıdır. Özetlersem, endişeleri anlamalı ama Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sonuna kadar güvenmeliyiz.