Anket sonuçlarında oy oranı giderek düşen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023 seçimlerinde yeniden aday olup olamayacağı tartışmaları sürüyor. Anayasa'nın 101'inci maddesine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2 defadan fazla cumhurbaşkanlığı yapması mümkün değilken, MHP lideri Bahçeli başta olmak üzere iktidar kanadında Erdoğan'ın adaylığına kesin gözle bakılıyor.

Külliye'de Erdoğan'la görüşenlerin “aday olacak mısınız?” diye soramadığını belirten Gazeteci Sedat Bozkurt, Erdoğan’ın kesin bir aday profili çizmediğini söyledi.

Ruh halini analiz eden Bozkurt, daha önce Erdoğan'ın “Abdullah Gül kardeşim” diyerek cumhurbaşkanı adayı olarak Gül’ü gösterdiğini söyledi.

Sedat Bozkurt'tun köşe yazısında Erdoğan'ın adaylığına ilişkin iddiaları şu şekilde:

"Memleketin meselelerinin çokluğu konusunda artık herkes mutabık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, herkesin mutabık kaldığı bu noktaya gelmesi uzun bir zaman aldı. Erdoğan’a göre memleketteki tek sorun Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yüzde 50 artı bir oydu. Hayat pahalılığı, toplumsal gerginlik, hukuksuzluk yoktu ve bunları muhalefet abartıyordu.

Yaklaşık 1,5 yıl önce, pandemi nedeniyle kapanmaların olduğu dönemde, Malatya’da bir minibüsçü eve ekmek götüremediğini söylüyor Erdoğan, ona, “Bana abartılı geldi al çay vereyim onu iç” diyerek elindeki o ünlü çay paketinden veriyor. Elektrik ve doğal gaza gelen zamlar sonrasında sokaklardan yükselen itirazları “muhalefetin spekülatif gayretleri” olarak değerlendiren Erdoğan 1 ay sonra yapılan partisinin grup toplantısında pahalılığı kabul ediyor ama kendilerinden bağımsız bir gerekçe ile bunu anlatıyor:

“Hiç şüphesiz kurdaki yükselişten, enerji ve gıda başta olmak üzere küresel emtia fiyatlarındaki aşırı artışların ülkemize yansımalarından kaynaklanan bir hayat pahalılığı ile karşı karşıyayız. Ancak, enflasyonun sadece ülkemize mahsus bir durum olmadığı, gelişmiş ülkelerin de boğuştuğu bir gerçektir”

Düne kadar pahalılık için muhalefetin abartması diyen Erdoğan artık her konuşmasında ekonomiden bahsetmek zorunda kalıyor. Sadece Erdoğan değil AKP kurmayları da. Hatta çoğu zaman 20 yıldır ülkeyi tek başına yönettiklerini bile unutarak yapıyorlar bunu.

Erdoğan’ın ruh halinin ne olduğunu anlamak için son dönemde onunla görüşen bazı isimlerin yorumlarını derledim:

- Ekonomin kötü olduğuna ve daha da kötüye gedeceğine asla inanmıyor. Mayıs ayından sonra düzelmeye başlayacağına, Haziran -Temmuz’da çok iyi olacağına inanıyor.

- Vatandaşın aç olduğuna inanmıyor. Bunu maksatlı olarak muhalefetin çıkardığını düşünüyor.

- Ülkedeki adalet sorunu, adil yargılama konusunda çok faklı düşünüyor. Cemaat üyeleriyle olduğu gibi şimdi de yargı içinde Hakyol’cularla yol alıyor ve onlara güveniyor.

- Adalet eski Bakanı Abdulhamit Gül’ü “cesur davranmadığı” için eleştiriyor ve o nedenle görevden alıyor.

- Reytinginin yüksek olduğuna, toplum tarafından dikkatle takip edildiğine inanıyor. En son TRT’ye çıktığında 15 milyon kişinin kendisini izlediğini anlatıyor ve bu oranların kendisine bir rapor olarak sunulduğunu aktarıyor.

- Bakan olarak hep Devlet Bahçeli tarafından desteklendiği bilinen İçişleri Bakanı Soylu’yu başarılı buluyor ve bunu da hissettiriyor. Bakanlık yapma tarzı olarak Abdülhamid Gül’e, överek verdiği örnek Süleyman Soylu.

- Gece gündüz çok çalıştığını, yollar, hastaneler, okullar, havaalanları yaptıklarını dillendirip halen şikâyetçi olunmasını nankörlük olarak değerlendiriyor.

Erdoğan ile görüşenlerin tamamı seçimlerde Erdoğan’ın mutlak aday olacağı inancını taşıyor. Bu nedenle “aday olacak mısınız?” sorusunu kimse dillendirmiyor. Ama görüşmeye bu gözle bakanların kafası da karışıyor. Görüşmenin ardından, ufak ufak yoklama da yapanların edindiği izlenim Erdoğan’ın kesin bir aday profili çizmediği yönünde. Bu şüpheyi oradan kaldıracak bir cümle kurulmamış olması da kafa karışıklığını arttırıyor. Erdoğan’ın tarzı da bu. Daha önce örneğin “Abdullah Gül kardeşim” diyerek cumhurbaşkanı adayı olarak Gül’ü açıkladığında, TBMM AKP Grup toplantısı salonunda kürsüde hemen yanı başında duran Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da diğerleri gibi bunu o anda orada öğrenmişti.

Şimdi durum biraz daha farklı doğal olarak. Cumhur İttifakı içinde sadece tek bir aday olduğu varsayılarak yapılan anketlerde Millet İttifakının potansiyel adaylarının tamamı kazanabiliyor. Göründüğü kadarıyla, anketlere göre Erdoğan’ı kazanamama ihtimali yüksek bir seçim bekliyor. Ve bu seçime aday olarak girip girmeme kararı Erdoğan için de çok zor."