Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde, erken seçim tartışmalarıyla ilgili "Ne erken seçimi ya? Bunlar kabile devletlerinin yaptığı iştir. Gelişmiş bir ülkede siz böyle bir şeyi göremezsiniz. Batı'da böyle bir şeyi göremezsiniz. Yeni Türkiye'de ilan edilen zaman neyse; 2023'ün Haziranı'dır" ifadelerini kullandı. Muhalefet ise Türkiye’nin mevcut ekonomik ve politik atmosferinin 2023’e kadar dayanamayacağı görüşünde. 

Halkın nabzını tutan Konda Araştırma ve Danışmanlık şirketinin Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Sözcü gazetesinin sorularını cevapladı. 

Bekir Ağırdır, Z kuşağı olarak tanımlanan ve önümüzdeki seçimlerde oy verecek olan genç seçmenin sonuçları nasıl etkileyeceğine dair şu tespitleri yaptı:

“Gerçek açıklayıcı olan şey, çocukluğu benim gibi kasabada geçen ya da sizin gibi metropolde geçenler arasındaki fark.

Örneğin benim kızım 1983 doğumlu. Benim 18 yaşında  Ankara'ya gelip ‘Farklı insanlar, farklı fikirler, farklı diller var' deneyimimi o 1-2 yaşlarında anaokullarında, kreşlerde daha erken deneyimledi. Dolayısıyla bu, doğum tarihiyle ilgili değil. Çoklu kültürün içine doğmak yani nerede yaşadığın daha belirleyici oluyor. Buradan baktığımızda Türkiye'deki seçmenin 3'te 1'i metropollerde doğup büyümüş. Geleneksellik, ataerkillik, kadın meselelerini üreten bir takım olgular ya da dini referanslar metropollerde doğan kuşaklar için aynı ağırlıkta, anlamda değil.” 

Yaptıkları araştırmalara göre, metropolde büyüyen gençlerin hiyerarşik ve katı yapılara rıza göstermediğini dile getiren Ağırdır, “Bu insanların yüzde 50'den fazlası siyasi aktörlerden, ülkenin geleceğinden umudunu kesmiş. Sandığa zaten yarısı gitmek istemiyordu şimdiye kadar. Giderlerse de ataerkil düzene ya da bu kontrollü düzene itiraz etmek için gidecekler. Önümüzdeki seçimlerde ne kadarının sandığa gittiği belirleyici olacak. Daha özgürlükçü ve birey olmayı savunan partilere oy verecekler” diye konuştu.

Bekir Ağırdır'ın, “Önümüzdeki yıllarda siyasette bizi neler bekliyor” sorusuna da cevabı şöyle oldu: 

“Erken seçim olması için ön koşullar var. Birinci koşul, iktidarın yönetim sisteminde hakimiyetini kaybetmiş olması gerekir. Yanlış ya da doğru yönetiyorlar tartışılır ancak devlet dediğimiz mekanizmaya hakimler. İkinci koşul, muhalefet öyle güçlenmiştir ki parlamentoda ya da siyaset zemininde iktidarın yönetme kapasitesi daralıyordur. Ancak muhalefette bir güçlenme söz konusu değil. Üçüncü koşul ise iktidar sokaktaki hayatı yönetemiyordur. İşte burada bazı belirtiler var. Pandemi, pandemiye eşlik eden ekonomik kriz, dış politikadaki gerilimler gibi. Ama muhalefet güçlü olmadığı için iktidar seçim mecburiyetinde hissetmiyor kendisini. O nedenle 2021 yılında da bu tartışmalar çok sert olacak. 2022 yılına geldiğimizde evet, erken seçim olabilir. Ancak ben, 2023 seçimlerinin normal zamanında olacağını sanmıyorum.”