Mutfaktaki Kimyacı Bülent Işık'ın kaleme aldığı sebze ve meyvelere atılan tarım ilaçları ile ilgili yazı ve araştırmasından ilginç detaylar:

Tarım ve Orman Bakanlığı çocuk sağlığı için çok zararlı olan bu kimyasal maddeyi üç yıldır piyasadan toplama işini neden beceremediğini, klorpirifosun meyve ve sebze ürünlerinde yaygın olarak neden hala kullanıldığını açıklamak zorundadır.

Klorpirifos tarımsal üretimde kullanılan bir tarım zehri, daha yaygın adlandırma ile bir pestisit.

Tarımsal üretimde kimyasal yapıları birbirinden farklı çok sayıda tarım zehri kullanılıyor.  Klorpirifos organik fosfatlı pestisitler sınıfına giriyor. Klorpirifos etil ve klorpirifos metil olarak adlandırılan iki kimyasal forma sahip. Yaygın olarak kullanılanı klorpirifos etil ama o da çoğu kez kısaltılarak sadece klorpirifos olarak anılıyor.

Organik fosfatlı pestisitler bebek ve çocuk sağlığına verdikleri zarar nedeniyle yıllardır süregelen bir tartışmanın konusu ve bu tartışmalar neticesinde çok sayıda organik fosfatlı pestisitin kullanılması yasaklandı.  Kullanıldıkları süreler boyunca yol açtıkları zararlar ise bilinmiyor.

Klorpirifos’un bebek ve çocuklarda hormonal sistem bozukluklarına ve nöro-davranışsal gelişimde çeşitli sorunlara yol açabileceği çok sayıda bilimsel yayında belirtiliyor. Hormonal sistem bozuklukları kilo alımı, büyüme ve gelişim sorunları ile kanser hastalığına yol açabiliyor. Nöro-davranışsal gelişim bozuklukları kapsamında ise otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu, disleksi, öğrenim güçlükleri ve diğer bilişsel sorunlar yer alıyor.

2014 yılında dünyanın en saygın tıp dergilerinden biri olan Lancet’de çıkan bir makalede bebek ve çocuk gelişimine zarar veren klorpirifos’un derhal yasaklanması gerektiği belirtilmişti.

Avrupa Birliği (AB) 2016 yılı Ocak ayında tarımsal üretimde klorpirifos kullanılmasını büyük ölçüde yasaklayan bir karar aldı. AB’de 10 Ağustos 2016 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 2016/60 sayılı direktif ile klorpirifos (Chlorpyrifos-ethyl) için maksimum kalıntı sınırı değerleri yeniden belirlendi. Özellikle elma, armut, şeftali, sofralık üzüm, patates, biber, lahana olmak üzere gıda ürünlerinin büyük bir çoğunluğunda klorpirifos için maksimum kalıntı değeri bir kilo üründe 0.01 miligramı aşmamalı kuralı kondu.

Bu düzenleme ne anlama geliyor biraz açalım.

Klorpirifos için konulan 0.01 miligram/kilogram sınır değeri bu zehirli kimyasalın kullanılmasını fiilen olanaksız hale getirecek kadar düşük bir değer. Yani alınan kararı bu düşük sınır değer konularak klorpirifos kullanımı çok sayıda gıda ürününde yasaklandı diye yorumlayabiliriz.

Aynı karar ülkemizde de alındı. Tarım ve Orman Bakanlığı klorpirifos ithalini ve üretimini 28 Mart 2016 tarihinde yayınladığı bir karar ile durdurdu.

Kararda Avrupa Birliği tarafından konulan yeni sınır değerlerin kabul edildiği ve elma, armut, şeftali, bağ, patates, domates, biber, patlıcan başta olmak üzere meyve ve sebze ürünlerinde klorpirifos kullanımı yasaklandı. Aynı kararda meyve ve sebze ürünlerine ruhsatlı klorpirifos içerikli tarım zehirlerinin 31 Mayıs 2016 tarihine kadar piyasadan toplatılmasına ve satışının da sonlandırılmasına karar verildi.

Özetle ülkemizdeki meyve ve sebze ürünlerinde klorpirifos kullanımının 2016 yılı Nisan ayı itibariyle yasaklandığı ve piyasadaki klorpirifos stoklarının da toplatılmasına karar verildiği söylenebilir.

Klorpirifos kullanımı hala devam ediyor

Türkiye’de klorpirifos kullanımı yasaklama ve toplatma kararına rağmen hala devam ediyor. Bu iddiamın en önemli kanıtını ise Türkiye’den ihraç edilen meyve ve sebze ürünlerinde kalıntısı tespit edilen zehirli kimyasal maddelerin başında klorpirifos gelmesi oluşturuyor. Özellikle biberlerde büyük bir sorun var.

Avrupa Birliği’ne ihraç edilen meyve ve sebze ürünlerinde tarım zehri kalıntısı çıktığı için geri çevrilen ürünler gözden geçirildiğinde en önemli geri çevrilme nedeninin klorpirifos kalıntısı olduğu görülüyor.

Türkiye’den AB ülkelerine 2019 yılı Ocak ve Mayıs ayları içinde ihraç edilen ama tarım zehri kalıntısı çıktığı için geri çevrilen her beş üründen birinin reddedilme gerekçesi klorpirifos kalıntısı içermesi.

İhraç edilen ürünlerde bir sorun çıkması durumunda bu ürünler ya geldikleri ülkeye geri gönderiliyor ya da olduğu yerde imha ediliyor.

İç piyasada tüketilen ürünlerde de klorpirifos kalıntısı bulunması kuvvetle muhtemeldir. Sadece ne oranda olduğunu bilmiyoruz.

Klorpirifos kullanımı neden önlenemiyor?

Yasaklama ve piyasadan toplatma kararının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen bir zehirli kimyasal maddenin hala yaygın biçimde kullanılmasına neden engel olunamadığı yanıt bekleyen bir sorudur.

Benim tahminim Tarım ve Orman Bakanlığı’nın klorpirifos zehrini piyasadan bütünüyle toplatmadığı yönünde. Aksine piyasada serbest bir şekilde klorpirifos satışının devam ettiğini düşünüyorum.

Piyasada mevcut stoklar bitene kadar da klorpirifos kullanımı devam edecektir.

Klorpirifos kullanım izinlerinin bütün gıda maddeleri için yasaklanmaması bu olasılığı çok güçlü kılıyor. Bu durumda klorpirifosun kullanılmaması gereken tarım ürünlerinde kullanılabildiği sonucunu çıkarabiliriz. Ama hala geçerli yasaklar düşünüldüğünde klorpirifos kalıntısı içeren ürünlerin oranının az olması beklenir. İhraç ürünlerde yapılan analizlerde klorpirifos kalıntısının yüksek oranlarda çıktığı düşünülürse (2018 yılında her beş üründen birinde) klorpirifosun piyasada serbest bir şekilde satışının devam ettiğini ve kullanıldığını düşünmek akla uygundur.

Görünen o ki stoklar tükenene kadar da klorpirifos satışı devam edecek.

Tarım ve Orman Bakanlığı çocuk sağlığı için çok zararlı olduğu çeşitli akademik yayınlarda yıllardır dile getirilen bir zehirli kimyasal maddeyi üç yıldır piyasadan toplama işini neden beceremediğini, klorpirifosun meyve ve sebze ürünlerinde yaygın olarak neden hala kullanıldığını açıklamak zorundadır. Klorpirifos kalıntısı çıktığı için ülkemize geri gönderilen ürünlerin akıbetinin ne olduğunu da açıklamalıdır.

Ama bu konu daha önce defalarca dile getirildi.

Bir türlü çözülemeyen ya da çözülmek istenmeyen klorpirifos meselesi hakkında son iki yıl içinde belirli zaman aralıkları ile yazdığım yazıların linki aşağıda. Yazılar okunduğunda meselenin Meclis gündeminde nasıl yer aldığı ve Tarım Bakanlığı’nın ne gibi tavırlar takındığı görülebilecektir.

Böcek Öldüren Klorpirifos Stoğunu Çocuklarımıza Yedirecek miyiz?(07.03.2017)

Cumhurbaşkanı’nın Yemediği Zehirli Gıdaları, Çocuklarımız Yiyor mu?(11.07.2017)

Yerli ve Milli Klorpirifos Zehri Sorunumuz (13.03.2018)

Tarım Bakanlığı Klorpirifos Zehri Konusunda Ne Yaptığını Bilmiyor(23.07.2018)

Meselenin sadece bir zehirli kimyasal maddeden ibaret olmadığını tarımsal üretimde yüzlerce tarım zehri kullanıldığını bilmeliyiz.

Bu meselelerin dikkatle takip edilmesi, tarımsal zehir kullanılmasının önüne geçilmesi gerekiyor.

Zarar sadece insana da değil. Klorpirifos böcek –ve kuş- türlerinde gözlenen biyolojik çeşitlilik azalmasına yol açan tarım zehirlerinden biridir aynı zamanda. Böceklere ve kuşlara ne olursa zamanla insanlara da o olur. (BŞ/HK)

Bülent Şık

Gıda Mühendisi. Doktora konusu çevre dostu analiz yöntemleri geliştirilmesi üzerine. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren çeşitli laboratuvarlarda çalıştı. 2009 Yılında öğretim üyesi olarak Akdeniz Üniversitesine geçti. Üniversitede Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nin kurulumu ve faaliyete geçmesi çalışmalarını yürüttü. 2010-2015 yılları arasında aynı merkezde Teknik Müdür Yardımcılığı yaptı. Gıdalarda ve sularda katkı maddelerinin ve çeşitli toksik kimyasal maddelerin kalıntılarının belirlenmesi üzerine çalışmalar yaptı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünde öğretim üyeliği yaparken 22 Kasım 2016’da çıkarılan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarıldı.

Kaynak:bianet.org