Kızılay'da büyük vurgun ortaya çıktı. Kızılay'a yardım için toplanan mont, kazak, pantolon gibi giysileri pazarda satan şüpheli 13 kişi mahkemeye verildi. İddianamede, tutuklu bulunan Türk Kızılayı Sancaktepe Şubesi’nin eski koordinatörü Emrah Aytar’ın giysi dolu 100’ü aşkın yardım tırını, pazarcı olan babası ile birlikte kiraladığı depolara indirdiği ortaya çıktı.

100'ü AŞKIN TIR SEVK EDİLDİ

İşlenen suç sonrası İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 13 sanıklı dava dosyasına göre, Kızılay Sancaktepe Şube’sinin kurulduğu 2007’den beri şubede görev yapan Emrah Aytar, kuruma ait resmi bir depo olmasına rağmen, babası ile birlikte 6-7 farklı depo kiraladı. Firmalardan gelen mont, kazak, pantolon gibi ürünlerin yüklü olduğu 100’ü aşkın TIR bu depolara sevk edildi. Depolara indirilen mallar, çeşitli semt pazarlarında satılmaya başlandı. Pendik ve Çekmeköy’ün yanı sıra Kırklareli, Tekirdağ, Edirne ve Kocaeli Kartepe’de de pazar tezgâhları kuruldu. Günlük 100-150 lira yevmiye ile çalışan 5-6 kişi ürünlerin satışını yaptı. Günlük toplanan 7-8 bin liralık hasılat ise İsmail Hakkı Aytar veya oğluna teslim edildi.

Kızılay'a ait malların bulunduğu   Sancaktepe ve Sultanbeyli’de deporlar gece geç saatlerdefaaliyet gösteriyordu. Semt pazarlarına gönderilecek ürünlerdeki barkod ve etiketlerin kesilmesine dikkat edildi. Mallar semt pazarlarına sevk edilirken, soruşturmayı yürüten Jandarma personeli de adım adım takibe geçti. Kimliklerini gizleyen soruşturma ekipleri, açılan her pazar tezgâhından, ücretini ödedikleri birkaç ürünü de delil olarak yanlarına aldı. Elde edilen deliler sonrası 13 kişi gözaltına alındı. Emrah Aytar (33), İsmail Hakkı Aytar (71), , Türk Kızılay Sancaktepe Şube’si eski başkanı Cihan Yalçın (52), Yalçın’ın şubede temizlik işleri yapan kardeşi Himaye Özdemir (47) ile akrabaları Kadir Yalçın (41), Tazebey Daşdemir (41), Veysal Çiçek (39), Salih Yavuz (49), Mehmet Karakgöz (47)   tutuklandı. 9’u davanın ilk duruşması sonrası tahliye edildi.

MAHKEME: 4 TRİLYON ZARAR VAR

Mahkemenin ikinci duruşmasında ise Emrah Aytar ile babasının tutukluluğunun devamına karar verildi. Sanıklar ise suçlamaları kabul etmedi. Emrah Aytar, pazarda satılan ürünlerin kendilerine ait olduğunu öne sürdü. Aynı zamanda Emrah Aytar’ın dayısı olan Cihan Yalçın ise, olaylarla hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi. Bir kısım sanığın avukatlığını üstlenen Cesim Parlak ise, suçlamanın ‘dolandırıcılık’ veya ‘zimmet’ değil, ‘güveni kötüye kullanma’ olabileceğini
Jandarmanın operasyonu sırasında yapılan aramalarda en çok para ve altın İsmail Hakkı Aytar ile birlikte yaşadığı eski eşi Hatun Yalçın’ın evinde ve banka hesaplarında bulundu. Aynı zamanda sanık Cihan Yalçın’ın da ablası olan Hatun Yalçın, bankada bulunan 1 milyon liranın, kadın kuaförü olarak elde ettiği kazanç olduğunu söyledi. Bir süre önce boşanan Aytar ve Yalçın’ın evinde 70 bin lira, 22 adet çeyrek altın, 20 adet altın küpe, 14 adet bilezik, 9 adet altın bileklik, 3 Cumhuriyet altını, 2 adet yarım altın, 1’er adet tam altın, gerdanlık, pırlanta yüzük ile 19 adet altın hesap cüzdanı bulundu. Savcılık, söz konusu varlıkların suçtan kaynaklanan mal varlığı olduğu iddiasında.  Duruşmada avukatlar, müvekkillerinin mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasını isteyince, mahkeme başkanı “4 trilyon zarar var. Vicdanınız kabul ediyor mu?” diyerek, talebi reddetti.

Öte yandanTürk Kızılayı Sancaktepe Şube Başkanı Hilmi Yazıcı (48), Jandarma’da verdiği ifadede olaya ilişkin şikâyetçi olduğunu söyledi. Dosyaya göre, Yazıcı, yapılan operasyondan Jandarmanın telefonu ile haberdar oldu. Jandarma görevlileri ilçeye gelerek Yazıcı’ya, malların konulduğu ‘korsan’ depoları tek tek gezdirilirken depoların hiç birinin kendileri ile ilgisinin olmadığını söyledi. (HÜRRİYET)