Kemal Kılçdaroğlu açıkladı: "Benim telefonlarımın dinlendiğini gayet iyi biliyorum"

T24 canlı yayınında Gazeteci Murat Sabuncu'nun konuğu olan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

ÇULLANMA POLİTİKALARI BAŞLIYOR

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Hayatın her tarafına bakınca çok sorunlu bir süreci yaşadığımızı hepimiz biliyoruz ve görüyoruz. Hangi açıdan bakarsanız bakın giderek artan ve derinleşen bir sorun var. Bu sorunlardan nasıl kurtulabiliriz bunun çözümünü defalarca söyledik. Kurultayımızda ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinde yolları belirlemiştik. 

Eleştiriye tahammül edemedikleri için ben eleştiri yaptığım zaman çullanma politikaları başlıyor. 

Türkiye Cumhuriyeti devletinin şu an yönetildiğini söylersek böyle bir durum yok. Yönetim kadro işidir, ortada kadro yok. 

TELEFONLARIM DİNLENİYOR

Gittiğim yerler, gezdiğim yerler, konuştuğum kişiler belli, benim telefonlarımın dinlendiğini gayet iyi biliyorum. Korumalar da ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Benden rahatsız olanlar var tabii. 

Eğer çıkarı ya da tehdidi yeraltı dünyasından sağlayarak susturabiliriz diye bir arayışa giriyorsa orada demokrasi ve insan hakları bitmiştir. "Aksi bir şey duymak istemiyorum, aksi bir şey söyleyeni susturacağız" diye düşünüyorlar. Ama bu bizi korkutmaz. Bir tane Kemal Kılıçdaroğlu yok ki. CHP'de binlerce Kılıçdaroğlu var. 

BİZİM HAYATIMIZ ÇOK ÖNEMLİ DEĞİLDİR

Eğer bir yerde ülkenin çıkarı varsa, kişilerin hayatı çok önemli değildir. Bizim hayatımız çok önemli değildir. Önemli olan bu ülkede herkesin huzur içinde yaşamasıdır. Bu sadece benim için değil CHP'ye oy vermeyen kişiler için de geçerli bir şey olması lazım. 

Gazeteciler korkudan yazı yazamıyorlar o noktaya geldik, televizyonlar program yapamıyorlar.  RTÜK , Basın İlan Kurumu var. Özgür medyayı nasıl susturabiliriz... Bu kurumlar artık kurum olmaktan çıkmışlar. 

YARGIYI PERİŞAN ETTİNİZ

Yargı bu kadar hırpalanmaz bu kadar çürütülmez. Yargıyı perişan ettiniz. Son atamalardan müthiş bir rahatsızlık var. Vicdan sahibi olan bunu görüyor. Siyasi görüşü olarak şöyledir veya böyledir ama bir de insanda vicdan dediğimiz bir kavram var. 

Davalar hiç önemli değil ben bu davaları kazanırım. AİHM'de bir davayı kazandım 13 bin avro da Hazine bana ödeyecek daha ödemedi. Soru şu, niye 13 bin avroyu hazine bana ödemek zorunda kalıyor? 

VATANDAŞ ADALET OLMADIĞINI BİLİYOR

Geçen salı söylediğimin neresi yanlış? Kozmik odayı kim açtı, sen talimat verdin.

Tazminat davası açmasının nedeni şu; doğru olduğunu o da biliyor aslında. Mahkum ettirirsem mahkemelerde vatandaş diyecek ki bak Kılıçdaroğlu doğruları söylemedi tazminata mahkum oldu. Vatandaş da bu ülkede adalet olmadığını biliyor. 

Ben Erdoğan'ın bugün hala Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanlığını yaptığına inanan birisiyim ben. Erdoğan sıradan bir insan değil. 

VATANA İHANET OLARAK GÖRÜYORUM

O konuşmada rahatsız edici cümle düzeltildi zaten, kaldı ki kendisi düzeltti. Moderatör de düzeltmesini istedi. Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim dedi ve bitti aslında. Kastettiği tank palet fabrikasının bedava verilmesiydi. 

Tank Palet Fabrikası'nın Katar ordusuna peşkeş çekilmesini ben vatana ihanet olarak görürüm. Biri çıkıp desin ki, "Şu ülkede de bir tank fabrikası şu ülkeye verilmiştir". Dünyada örneği yoktur. Niye biz bu fabrikayı veriyoruz? Buna asıl karşı çıkması gereken o dönemin Genel Kurmay Başkanı'dır. Kimse korkudan konuşamıyor. Kim konuşuyor, biz konuşuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarları adına konuşuyoruz. 

Orduya ihanet eden sensin, bir ülkenin Genel Kurmay Başkanı'nı alıp hapse attılar. Bu yanlıştır diye kim söyledi? Ben kendisini 30 Ağustos'ta ziyaret ettim. Korkularından ziyaret edemiyorlardı. Bu iş sıradan bir iş değildir. Türkiye'nin tank üretmemesi için her şeyi yapıyorlar. Türkiye'nin güçlü olmaması için her şeyi yapıyorlar. 

TARİH ASLA AFFETMEYECEK

Sırtını saraya dayayanları tarih asla affetmeyecek. Herkes kendi camiasının çıkarlarını savunmak zorundadır. Tüm çıkarların üzerinde Türkiye Cumhuriyeti çıkarları vardır. Siz hem kendi çıkarlarınızı hem Türkiye'nin çıkarlarını korumuyorsunuz sarayın çıkarlarını koruyorsunuz, bu olmaz. 

Ben önümüzdeki seçimleri bir parti seçimi olarak görmüyorum. Önümüzdeki seçimler demokrasiden yana olanlarla otoriter rejimden yana olanların seçimi aslında, bu kadar net. Tabloya da böyle bakmamız lazım. Güçlendirilmiş parlamenter rejimde "güçlendirilmiş" kelimesine dikkat etmek lazım. Eskinin hatalarını kabul ederek bir daha bu ülkeden iktidar krizi başka krizler çıkmasın diye yeni bir anayasayla, parlamentosu güçlendirilmiş, demokrasisi, yönetim organları güçlendirilmiş bir yapıyı savunuyoruz. 

KOVİD SÜRECİNİ ASLA YÖNETEMEDİLER

Doktorlara danışacağız, kararı benim vermem yanlış olur. Doktorlar olmamızı isterlerse oluruz benim bir önyargım yok. Şu bir gerçek, kovid sürecini asla yönetemediler. Bizim belediye başkanlarımızın elini kolunu bağlamak istediler. Yardım paralarına el koydular. 

Bakın  Adana'da sedye üzerinde bile yer yok diyorlar. Zeydan Karalar sahra hastanesi yaptı oraya, hemen gidip kapısına mühür vurdular. CHP'li belediye olduğu için. Şimdi sedye üzerinde yer yok. 

KİMSENİN UMUTSUZLUĞA KAPILMA HAKKI YOK

Şu anda bankalarda bulunan mevduatın yüzde 56'sı  dolar. Düşünebiliyor musunuz Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan vatandaşlar birikimi olanlar Türk Lirası'na değil Amerikan Doları'na güveniyorlar. Niçin? Yerli ve milli hükümetimiz bunu böyle yaptığı için, süreci buraya getirdiği için. 

Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yok. Biz bu sorunları aşabiliriz, aşma gücümüz, potansiyelimiz var.