Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınan İstiklal Marşı 12 Mart 1921’de Birinci TBMM tarafından kabul edildi.

 1921 yılında yapılan yarışmaya 724 eser katılmış ancak büyük şair ve mütefekkir Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı eser TBMM’de İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir.

Genel Kurmay'ın Milli Eğitim Bakanlığına müracaat ederek "Kurtuluş Savaşını anlatacak halka ve askere heyecan verecek ve diğer milletlerde bulunan milli marşlara denk olacak bir marş" istemesi üzerine, Bakanlık bu isteği genelge ile gazetelerle duyurdu.

Gazetelerde yayınlanan haberde marşı kabul edilecek kişiye 500 ve bestesine 500 lira mükafat verileceği ilan edildi

Müsabakaya 724 şiir katıldı.

Mehmet Akif Bey önceleri işin içinde para olduğu için yazmak istemedi.. Hâlbuki o sırada bir paltosu yoktu ve çok soğuklarda arkadaşı Prof. Dr. Şefik Kolaylı'nın paltosunu ödünç alıyordu.

Maarif Vekili bulunan Hamdullah Suphi Bey, müsabakaya "nakdi mükâfat vaat edilmiş olması yüzünden" iştirak etmemiş olan şair Mehmet Akif'e müracaat ederek, yazmasını istemişti. Bunun üzerine Mehmet Akif Bey: "Ben mebusum, müsabakaya iştirak etmem, ayrıca yazarım." diyerek teklifi kabul edip istikamet ettiği Taceddin dergâhında "Kahraman Ordumuza" ithaf ettiği İstiklal Marşı'nı yazdı.

Milli marş konusu TBMM'nin gündemine geldiğinde görüşmelerden sonra Mehmet Akif'in de şiirine itirazlar oldu. Yapılan oylamada basılıp dağıtılması fikri benimsendi. 

İlk görüşmeden üç gün sonra 1 Mart 1921'de konu yeniden meclise geldi.  Hamdullah Suphi Bey'in marşı kürsüde okunmasına karar verildi. Hamdullah Suphi tarafından okunduğu zaman her kıtası sürekli alkışlarla karşılandı.

Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı'nın güftesini, şiirlerini topladığı Safahat'a dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.