Hakkında sosyal medyada başlatılan istifa kampanyası üzerine açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, “Darbe karşıtlığı yapacağım diye ölüm listeleri hazırlayan, insanların mahremiyetine dil uzatan, birilerini isim vererek tehdit eden, artık dengesi bozulmuş bir güruhu eleştiriyorum. Bu üslup, bu dil, bu tutum en başta demokrasiye, dini inançlarımıza, ülkemize ve nihayetinde partimize zarar verir. Buna ‘dur!’ demek gerekir” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç’ın bir Youtube kanalında yaptığı açıklamalar sosyal medyada gündem oldu. 22. Meclis Başkanı olarak bir açıklama yayınlayan Arınç sözlerinin arkasında durdu ve Sevda Noyan ile Esra Elönü’nün televizyon programında ölüm listesinden bahsetmesini de kast ederek “Ölüm listesi hazırlayan güruhu eleştiriyorum. Buna ‘dur’ demek gerekir” ifadelerini kullandı.

Bülent Arınç, eski Anandolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün Youtube programında, “Her gün yatsı ezanı okunuyor. Camide kimse yok. Cemaat de yok zaten. Namaz da kılınamıyor. Ama arkasından aziz kardeşim 15 dakika salavatlar, Mevlid-i Şerif’ler, dualar. Böyle bir şey bir defa olur benim bildiğim. Her gün Mevlid-i Şerif gibi ezanın arkasından öğlen de var böyle bir şey daha kısa, ikindi de var böyle bir şey daha kısa” değerlendirmesinde bulundu. Arınç’ın bu sözleri sosyal medyada “Camilerden okunan salavatlardan, dualardan rahatsız olduğu” yorumlarına yol açtı, istifaya davet edildi.

Twitter’da en çok paylaşılan mesajlar içinde yer alan Arınç, yazılı bir açıklama yayınladı. 22. Meclis Başkanı olarak açıklama yapan Arınç şunları ifade etti:

“DENGESİ BOZULMUŞ GÜRUH”

FETÖ ya da bir başkası, tüm darbelere ve darbe sevenlere ilk karşı çıkacak insanlardan biriyim. Demokrasi mücadelesi ve darbe karşıtlığı ile geçen tüm siyasi hayatım bunun delilidir. Ancak darbe karşıtlığı ile geçen tüm siyasi hayatım bunun delilidi. Ancak darbe karşıtlığı yapacağım diye ölüm listeleri hazırlayan, insanların mahremiyetine dil uzatan, birilerini isim vererek tehdit eden, artık dengesi bozulmuş bir güruhu eleştiriyorum. Bu üslup, bu dil, bu tutum en başta demokrasiye, dini inançlarımıza, ülkemize ve nihayetinde partimize zarar verir. Buna “dur!” demek gerekir.

“DUALARI AYARINDA YAPMANIN FAYDALI OLACAĞINI DİLE GETİRDİM”

Ömrünü dini bir hayat sürmeye adamış birisiyim. Korona virüsü nedeniyle camilerden ve minarelerden okunan salavatları, duaları daha güzel okumanın ve daha ayarında yapmanın faydalı olacağını dile getirdim. Bununla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığımızın bir kamuoyu araştırması yaparak durumu gözden geçirmesinin faydalı olacağı kaanatindeyim.

Bu iki konuda söylediğim sözlerin arkasındayım. Her yerde ve her platformda da savunurum. Bu sözlerimden yola çıkarak, beni FETÖ’cü, darbe yanlısı, ezandan-salavattan rahatsız olan biri gibi göstermeye çalışan, bu camia için utanç verici yalanlar, iftiralar, hakaretlerle dolu bu kampanyayı nefretle kınıyorum. Bu insanların beni anlamalarını da beklemiyorum. Zira bu kampanyayı yapanların ve sözcülük edenlerin; bir gün ülke, millet, din ya da dava diye bir dertleri olmadığı acı bir şekilde anlaşılacaktır.

“HİÇBİR MAKAM BAKİ DEĞİLDİR”

Hiçbir kurum, hiçbir makam, hiçbir unvan baki değildir. Hepsi gelip geçicidir. Bunlar için insanın haysiyetini, onurunu, kişiliğini, ilkelerini çiğnemesi zavallılıktır. İnandığım değerler, ilkeler ve onurumla doğruya doğru, yanlışa da yanlış demeyi sürdüreceğim.