Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,  Karar TV'de Elif Çakır, Ahmet Taşgetiren ve Yıldıray Oğur'un sorularını yanıtlayarak, "AK Parti ve Erdoğan'ın dönüşümündeki en anlaşılmaz nitelik, kendisi vizyon odaklı bir siyasetten gelip kendisi tehdit odaklı bir siyasetin uçbeyi haline geldi. Partili Cumhurbaşkanlığı partinin de dokusunu bozdu, devlet yapısının dokusunu da" açıklamasında bulundu. HDP'ye de değinen Davutoğlu, HDP'nin artık çıkıp gereken muhasebeyi yapması gerektiğini söyledi.

İşte Gelecek Parti Genel Başkanı  Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:

Erken seçim öyle bir şey ki; ya o bahsi açmayacaksınız ya da açtınız mı o seçimi yapacaksınız. İktidarın en büyük hatası erken seçim ve darbe söylentilerinin gündemde kalmasına izin vermesi.
Türkiye'de şu an AK Parti iktidarı yok. AK Partililer aldanmasın. MHP olmadan hiçbir yasayı geçiremeyen bir AK Parti var. Binde 4 oy alan eski Türkiye'nin aktörleri de iktidarın ortağı.
Alternatif bir muhalefet anlayışı geliştiriyoruz. Sonra muhalefetin başat aktörü olacağız. Sonra iktidara alternatif olacağız ve en sonra da iktidar olacağız. Bunu çok net söylüyorum.
AK Parti ve Erdoğan'ın dönüşümündeki en anlaşılmaz nitelik, kendisi vizyon odaklı bir siyasetten gelip kendisi tehdit odaklı bir siyasetin uçbeyi haline geldi.
Komşuyu tehdit eden bir anlayış nasıl milli olabilir?
Dün, Kültür Bakanı'nın sehven söylediği sözü muhalefetten birisi yapsaydı o milli hesaplar denen hesaplar linç kampanyası başlatırdı.
RTÜK'ün yürütme erkinin bir parçası olarak görüldüğünde işlevini yerine getirmesi mümkün değil. Cumhurbaşkanı'nın iletişim ofisine bağlansın her şey. Nasıl olsa işaretler vererek kimin dost, kimin düşman olduğunu, kimin yok edilmesi gerektiğini belirliyor zaten.
Mithat Sancar'ın HDP'nin başında olması bir şanstır. HDP'nin artık çıkıp gereken muhasebeyi yaptığını ve terörle arasına mesafe koyduğunu net bir şekilde beyan etmesi lazım.
Partili Cumhurbaşkanlığı partinin de dokusunu bozdu, devlet yapısının dokusunu da. Bazı illerde görüldü ki; valiler de partilerle arasına mesafe koyamaz hale geldi.
En kolay saldırılabilecek benim. İstanbul Sözleşmesiyle ilgili şu anda en bana saldırılmasının sebebi muhtevayla ilgili değil. Benim bugünkü siyasi konumumla ilgili. Bu suçlamaları ben başbakanken niye yapamıyordunuz?