Yazar Fehmi Koru kendine ait sitesinde dış politikaya dair dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Koru,"Kim ‘dost’ kim ‘düşman’ belli değil.Bu kadar sevgisizlikle yaşanmaz" diyerek izlenen yolu eleştirdi.

Fehmi Koru'dan, dış politika yazısı!

Kişisel internet sitesindeki bugünkü yazısında dış politikayı ele alan Fehmi Koru'dan önemli bir yazı geldi. Koru, "Giderek, Osmanlı’nın bir savaştan diğerine yetişmeye çalıştığı, ‘dost’ ile ‘düşman’ bilinenlerin sıkça yer değiştirdiği son yarım asırlık Osmanlı tarihine benzemeye başladı günümüz Türkiyesi…" yazarak ilginç bir tespitte bulundu.

Dost ve düşman ülke karmaşasına da değinen Koru,"Rusya şimdi ‘düşman’. Daha önce ABD ‘düşman’ idi. Sınırlarına Türkiye’den uzanan göçmen dalgası Avrupa ülkelerinin pek çoğunu da ‘dostlarımız’ listesinden silmemiz sonucunu doğurabilecek yeni bir gelişme." değerlendirmesinde bulunarak izlenen dengesiz dış politikayı eleştirdi.

İşte Koru'nun bugünkü yazısı;

Kim ‘dost’ kim ‘düşman’ belli değil… Bu kadar sevgisizlikle yaşanmaz…

Şu sırada herkes “Suriye’de savaş büyür mü, Rusya ile çatışma çıkabilir mi?” sorusuna cevap bulmanın peşinde.
Kısa süre önce de, benzer bir soru, Rusya yerine ABD konularak soruluyordu.
ABD ile savaş noktasına gelinmedi, ancak Rusya ile bayağı karşı karşıya durumda Türkiye. Verilen şehitler Rusya destekli Suriye ordusunun eseri…
Rusya ile çatışma ortamına gelinmesi Amerikalıların tavrının değişmesine yol açmış görünüyor ama bunun iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu düşünmek için pek az sebep var.
Her yönden çatışmanın körüklendiği bir ortam içerisinde Türkiye…
Rusya şimdi ‘düşman’. Daha önce ABD ‘düşman’ idi. Sınırlarına Türkiye’den uzanan göçmen dalgası Avrupa ülkelerinin pek çoğunu da ‘dostlarımız’ listesinden silmemiz sonucunu doğurabilecek yeni bir gelişme.
‘Düşmanlarımız’ listesini daha da uzatmak mümkün.
MetroPoll firmasının yaptığı son (Ocak 2020) araştırmada halkımızın hiçbir ülkeye güvenmediği apaçık görülüyor. [Araştırmada en çok güvendiğimiz ülkenin 26.3 ile Rusya olduğu görülüyor; şimdi yapılsa araştırma Rusya herhalde en alttaki Esad Suriyesi ile bir düzeyde çıkardı.]
Günümüz dünyasında hiçbir ülke bu kadar ‘düşman’ ile kendisini rahat hissedemez. 
Başlarından geçen iki global savaş sonrasında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa’nın önde gelen ülkeleri -ve ABD- aralarındaki düşmanlıkları dostluğa çevirecek bir zeminde buluştular. Birleşmiş Milletler örgütü öyle doğdu. NATO aynı amaçla kuruldu. Avrupa Birliği’ne gidecek süreç öyle oluşturuldu.
İki savaşta birbirlerini yok etmek için silaha sarılmış ülkelerin halkları daha üst bir kimlikte buluşabildi.
Menfaatler ülkeleri buna zorladı.
Türkiye de bu yeni durumdan yararlanan ülkeler arasında yerini alabildi.
Şimdi farklı bir yöne doğru yol aldığımız kesin.
Düşman saydığımız ülkeler var ve ‘dost’ gibi davrananların samimiyetlerinden kuşku duymamız için de sebepler çok.
Giderek, Osmanlı’nın bir savaştan diğerine yetişmeye çalıştığı, ‘dost’ ile ‘düşman’ bilinenlerin sıkça yer değiştirdiği son yarım asırlık Osmanlı tarihine benzemeye başladı günümüz Türkiyesi…
En büyük özelliğimiz olan ‘jeostratejik değer’ bu yeni durumda değersiz hale düşüyor ve bu ciddi bir tehlike Türkiye için…
İçine düşürüldüğümüz bu durumdan kurtulmaya çabalamamız şart.
Bilmem anlatabildim mi?