Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) kurucu üyesi Metin Gürcan, "siyasal ve askeri casusluk" suçundan tutuklanmıştı. Konuyu bugünkü köşe yazısına taşıyan HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, yanıldığını itiraf etti. 

Altaylı, "Emekli TSK mensubu Metin Gürcan, gözaltına alındığında, ne yalan söyleyeyim ben de pek çoğumuz gibi, bunu son dönemlerde muhalif fikirler savunmasına ve DEVA Partisi’nin kurucular kurulunda yer almasına bağladım. En azından aklımda böyle bir şüphe oluştu diyeyim." ifadelerini kullandı.

Fatih Altaylı yazısının devamında ise şunları söyledi:

"Dün elime Habertürk Ankara Temsilcisi Yardımcısı Fevzi Çakır’ın haberinde detaylarıyla okuduğum Gürcan’ın ifade tutanağı geçti.

Elbette tutanağı aynen yayınlayacak halim yok. Zaten yasal olarak da mümkün değil.

Ancak gördüğüm kadarı ile Metin Gürcan uzun süreli bir takibe uğramış.

İzlenmiş, ilişkileri ve buluşmaları takibe alınmış, daha sonra bu buluşmalar teknik takiple dinlenmiş, görüntülenmiş.

Suça konu olan bölüm ise Gürcan’ın bir Güney Avrupa ülkesi diplomatıyla gerçekleştirdiği buluşmalar. Ayda bir kez Ankara’da bir otelin lobisinde buluşmuşlar.

Gürcan kendisine gelişmelerle ilgili bilgi vermiş, diplomat sorular sormuş, bu sorulara yanıt vermiş. Bir sonraki buluşmaya bu yanıtları toparlamış götürmüş.

Bazen de bir otomobil içinde buluşmuşlar, konuşmuşlar, evrak alıp vermişler.

Bu çalışmaları karşılığında diplomattan her seferinde zarf içinde 400 dolar para almış.

Takip son derece detaylı bir çalışma olduğu için, Gürcan da bunları reddetmiyor.

“Ben rapor hazırlarım ve bunları yayınlarım. Devletin gizli bilgilerine erişmem mümkün değil. Verdiğim bilgiler açık kaynaklardan elde ettiğim, herkesin ulaşabileceği bilgilerdir. Ben bunlara sadece kendi yorumumu da katarım. Benim mesleğim bu zaten” diye ifade vermiş.

Bundan sonrası yargının konusu.

Bir siyasetçinin, Türkiye’nin geleceğinde rol almaya talip birinin profesyonel olarak hizmet satması başka bir şeydir, bir yabancı diplomattan zarf içinde gizlice para alması başka bir şeydir. Verdiği bilgiler gizli olmasa bile, tipik bir “eleman” görüntüsüdür. Kanunen suç olmasa bile, siyaseten kabul edilemez bir durumdur."