Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Soylu ve TBMM Başkanı Şentop'u eleştiren karikatürlerin cezaevi dışına postalanmasını yasaklayan kararı iptal etti. AYM, karikatürleri yasaklanan Ümit Çobanoğlu'na tazminat ödenmesine karar verdi.

ERDOĞAN VE SOYLU'YU ELEŞTİRİYORDU

Ümit Çobanoğlu, cezaevinden bir dergiye bir mektup, iki sayfadan oluşan ve “Bergün’ün Yolunan Saçlarına Dair” başlığını taşıyan bir metin ve beş karikatür çizimi göndermek istedi. Karikatürlerde, Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı ve TBMM Başkanı eleştiriliyordu.

Ceza İnfaz Kurumu Mektup Okuma Komisyonu, el yazısı metni ve karikatürleri inceledi ve Disiplin Kurulu’na sevk etti. Kurul, karikatürlerin devlet büyüklerini, kamu çalışanlarını küçük düşüren ve töhmet altında bırakan çizimler olduğunu, yalan yanlış ifadeler içerdiğine karar verdi.

Ümit Çobanoğlu’nun Edirne 1. İnfaz Hakimliği’ne yaptığı şikayet reddedildi. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazı da reddedilince konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

"TANINAN KİŞİLER DAHA FAZLA ELEŞTİRİYE KATLANMALI"

Anayasa Mahkemesi şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:

"Demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden olan ve toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil eden ifade özgürlüğü, sadece kabul gören veya zararsız yahut kayıtsızlık içeren bilgiler ya da fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir.

Bunun yanında Anayasa Mahkemesi, siyasetçilerin, kamuoyunca tanınan kişilerin ve kamusal yetki kullanan görevlilerin gördükleri işlev nedeniyle daha fazla eleştiriye katlanmak durumunda olduklarını ve bunlara yönelik eleştirinin sınırlarının çok daha geniş olduğunu her zaman vurgulamıştır.

Anayasa Mahkemesi, birçok kararında daha önce de belirtildiği üzere toplumsal ve siyasal ortama veya sosyoekonomik dengesizliklere, etnik sorunlara, ülke nüfusundaki farklılıklara, daha fazla özgürlük talebine veya ülke yönetim biçiminin eleştirisine yönelik düşüncelerin -bu düşünceler devlet yetkilileri veya toplumun önemli bir bölümü için rahatsız edici olsa dahi açıklanması, yayılması, aktif, sistemli ve inandırıcı bir şekilde başkalarına aşılanması, telkin ve tavsiye edilmesinin ifade özgürlüğünün koruması altında olduğuna karar vermiştir.

Somut olayda karikatürlerin siyasetçilerin eleştirilmesi niteliğinde olduğu, siyasal ortama ilişkin değerlendirme niteliği taşıdığı, ülke yönetim biçiminin eleştirisine yönelik düşünceleri ifade ettiği değerlendirilmiştir.

Siyasi eleştiri olduğu kabul edilen başvuru konusu karikatürlere demokratik çoğulculuk açısından daha fazla tahammül edilmesi gerekir. Yukarıdaki bilgiler dikkate alındığında başvurucunun posta yolu ile göndermek istediği dokümanın sakıncalı bulunarak gönderilmemesinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelmediği sonucuna ulaşılmıştır.”