Pandemi sürecinde uygulanan kısıtlamalar, artan hayat pahalılığı ve zamlar vatandaşın cebini yaktığı için dar gelirliler ve esnaf iyice perişan oldu. İstanbul’un kalbinin attığı, önceleri iğne atsan yere düşmeyecek Mahmutpaşa' da dükkan sahipleri de işletmeciler de çalışanlar da sıkıntıda. Pandemiden önce de sıkıntı yaşayan, kirasını, primini, vergisini ve giderlerini ödemekte zorlanan esnaf, bu dönemde iyice dibe vurdu. Ancak esnaf seslerinin yeterince duyulmamasından şikayetçi.

Bekledikleri destekleri alamadıklarını söyleyen esnaf, yaşadıklarını ANKA'ya anlattı.

"MAĞDURUM, KİRAMI VEREMİYORUM, EVİMİ GEÇİNDİREMİYORUM"

"Bakın dükkan bomboş. Bu şartlarda biz evimize ekmek götüremiyoruz" diyen bir ayakkabı çalışanı şunları söyledi:

"Ben şu an buradan devlet büyüklerine sesleniyorum. İnsanlarla lütfen rica edeceğim dalga geçmeyin. İnsanlar şu an geçinemiyor. Evliyim ve üç çocuğum var. Şu an evimi geçindiremiyorum, kiramı veremiyorum. Markete gittiğim zaman istediğim şeyi alamıyorum. Hepsinden kısmak zorunda kalıyorum. Bir kalıp peynir 35 lira. Bu insanlara yardımcı olun. Ben mağdurum çünkü aldığım ücret ile geçinemiyorum. Bunları kendileri de biliyorlar ama Allah yardımcımız olsun. Gerçekten çok zor. Bak dükkân bomboş. Biz çalıştığımız dükkân sahibinden nasıl haftalık isteyeceğiz. Bakın çarşı da bomboş. İş olacak ki biz de hak ettiğimiz alalım. İş yok. Düğünleri iptal ettiniz. Her şeyi iptal ettiniz. Bu insanlar nasıl para kazanacak? Ondan sonra diyorsunuz ki 'Ekonomi çok iyi'. Açız kardeşim, aç. Artık bunu duyun. Bun insanlarla dalga geçmeyin, alay etmeyin.”

“25 YILDIR BURADAYIM MAHMUTPAŞA İLK DEFA BOMBOŞ”

25 yıldır Çarşı’da esnaf olan Hüseyin Kurt, işlerinin yüzde 80 düştüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Bekliyoruz, gördüğünüz gibi müşterimiz yok. Düğünler iptal olduğu için düğünlerin açılmasını bekliyoruz. Kiralarımızı ödeyemiyoruz, devletin verdiği yardım da olmadığı için. Kendi işimiz dışımızda işler yapmaya başladık. Normalde damatlık satıyoruz ama şimdi çocuklar için mont, kaban satıyoruz ki sadece günlük yeme içme paramız çıksın diye. Çok zor durumdayız. Buradaki bütün esnaf aynı durumda. Kapalı Çarşı esnafı, Mahmutpaşa esnafı. 25 yıldır buradayım. Ben ilk defa böyle bir şey görüyorum Mahmutpaşa bomboş. Araplar olmasa tamamen boş burası. Hükümetten kiraların ertelenmesini istiyoruz. Mal sahibi dinlemiyor 'Ben kiramı alırım' diyor. Kira indirimi istiyoruz. Böyle giderse çok arkadaşımız dükkanlarını kapatır gider. Benim bildiğim 15, 20 kişi el değiştirip kapatıp gitti. Siz şu an caddeyi görüyorsunuz, hanlarda binlerce arkadaşlarımız var. Kepenkleri kapalı, açmıyorlar dükkanları. Kiralarını ödeyemeyecek durumda hepsi. Düğün yok. Biz burada en iyi cumartesi, pazar iş yapıyoruz. Onu da elimizden aldılar. Ne satacağız? Damatlığı kime satacağız biz?”

“BURADA TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR, YUKARIDAKİLERE DUYURULUR”

Mahmutpaşa'da 40 yıldır esnaflık yaptığını ifade eden Sinan Pehlivan, "40 senedir bu çarşıda ayakkabı satıyorum. Dükkân sahibiyim. Ayakkabı satmaya devam ediyoruz. Ama ne satıyoruz? Nasıl satıyoruz? Gelin bize sorun" dedi. Müşteri kitlellerinin yok olduğunu ifade etden Pehlivan, şunları dile getirdi:

"Potansiyeli çok yüksek olan Arap müşterilerimiz de yok oldu. Müşteriler yok olunca işler dibe vurdu. İşler yüzde 90'dan yüzde 20’lere, yüzde 30’lara düştü. Kira ödemelerimiz geriden geliyor. Kimisi ödeyemiyor, kimisi üç aylık geriden, kimisi hiç veremiyor. Yani çarşımızda şu an da kanayan bir yara var. Hem iş hem ödeme hem sağlık... Bu saatten sonrada iş değişikliği olmaz. Enerjimiz yok, paramız yok, işimiz de yok. Önceki yıllarda kazandıklarımızı yiyoruz. Hazıra dağ dayanmaz. Elimizdeki bazı gayrimenkulleri çıkarıyoruz. Ayakta ve burada kalmak istiyorsak bazı şeyleri feda etmek lazım. Bu yıllarda ayakta kalmak için elden çıkarıyoruz. Kira gelirleri, elektrik, doğalgaz bunları ötelemek değil görmemek önemli. Vergiyi öteliyorlar ama sonra onu ben ödüyorum. Bir senelik vergi birikti, bir senelik elektrik birikti, sigorta birikti. Siz bunları ödemem için bir kolaylık gösteriyor musunuz? Yok. Sadece 'Ana parayı ödeyin iş bitsin' diyorsunuz. Bu iş değil. Madem genel bir kriz var bu krizi atlatmamız için devletin Avrupa’daki gibi küçük esnafa destek olursa ayakta kalırız. Yoksa ben şurada sayabilirim size. Bu çarşıda eğer 20, 30 tane kiralık dükkân bırakıp gittiyse bu tehlike çanları çalıyor demektir. Yukarıdakilere herkese duyurulur."

“BATAKLIĞIN İÇİNDE KENDİ KENDİMİZE ÇIRPINIYORUZ"

Özellikle bir süre gizlenen Covid-19 ile ilgili gerçek rakamların açıklanmaya başlamasından sonra işlerin daha da kötüleştiğini ifade eden Oktay isimli Mahmutpaşa esnafı, "Sağ olsunlar hiçbir şekilde yardımcı da olmuyorlar. Tamamen bir bataklığın içerisindeyiz kendi kendimize çırpınıyoruz" dedi. Esnaf, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biliyorsunuz devletimiz sağ olsun büyük firmalara yardımcı oluyor. Bizim gibi esnaf olanlar da arada kaynıyor. Fahiş kiralar ödüyoruz. Bu konuda özellikle Mahmutpaşa esnafına bir yardım olması gerekiyor. Biz hiçbir yardım göremiyoruz. İsteriz ki birileri gelip bizi dinlesin. Oturup 20, 30 bin lira vekil maaşı almaktansa gelip burada üç-beş kişinin hatırını sorsalar, en azından insanlar kendileri iyi hissederler. Ama tek yaptıkları şey oturmak. Bazıları uyuyor, bazıları horluyor. Biz burada elemanların maaşlarını verirken sorun yaşıyoruz ama o insanlar maaşlarını alıyorlar. Ben vergimi ödüyorum ama onlar bana yardımcı olmuyorlar. Nereye kadar böyle gidecek ben bilmiyorum. Pandemi sürecinde mal varlığımın yarısını sattım. Gücü olan ayakta kalıyor. Ama nereye kadar kalacak? Biz milyon tane Suriyeliye bakabildik ama halkına esnafına yardımcı olamayan bir devlet bu. Asgari ücretle çalışan insanlar normalde zaten geçinemiyor. Her gün simit yese dört kişilik aile yine çıkmıyor. Mahmutpaşa’da 3 liraya 2,5 liraya simit satıyorlar. Nasıl olacak bu iş? Ben hala deli gibi elektrik faturası ödüyorum. Normalde kendi evimde oturan insandım şu anda kiracı oldum. Bunun sebebi devlet. Biz kendi ülkemizde Suriyeliler kadar olamıyoruz.”  

“ÇOCUĞUNUZA BİR ÇİKOLATA ALAMIYORSANIZ ARTIK BİTMİŞTİR HER ŞEY, KONUŞMANIN DA BİR ANLAMI YOK”

Dükkan sahibi çeyizlik ürün satan esnaf Mustafa Yurdagül, düğün ağırlıklı bir sektör oldukları için pandemi sürecindeki kısıtlamalardan en çok kendilerinin zarar gördüğünü söyledi. Yurdagül, "Virüsün düğünlerde bulaşıyor olayı bize zarar ettirdi. Devletin yardımı dersen bize edilen bir yardım yok. Vergimizi ödüyoruz. Kiramızı bir şeylerimisi satarak ödemeye çalışıyoruz. Yani ayakta kalmaya çalışıyoruz. Ayakta kalmak derken yaşamaya, evimize para götüremediğimiz zaman oluyor. Benim yanımda iki tane, üç tane kadın çalışırken şu anda hiçbir kadın yok. Çalıştıramıyorum. Çünkü çalıştırırsam haftalıklarını veremiyorum. Bırakın maaş ödemeyi, dükkanımın kirasını ödeyemiyorum. Ayrıca ev kirası var. Anlatacak o kadar şey var ki. En kısa örnek; eve gittiğinizde çocuğunuza bir çikolata alamıyorsanız, artık bitmiştir her şey. Konuşmanın da bir anlamı yok. Hiçbir şekilde hiçbir destek almıyoruz. Ben şu anda arabamı, evimi satıp dükkanımın kirasını, vergimi ödemeye çalışıyorsam zaten benim hiçbir şeyim kalmamıştır” diye konuştu. 

Kaynak: Odatv