Türkiye dünyanın en büyük 7’nci tarım üreticisi. Fakat küresel dalgalanmadan dolayı ülkenin etkilenmesi de güçlü bir olasılık.

Türkiye Avrupa, Ortadoğu, Avrasya ve Orta Asya’nın en büyük gıda tedarikçilerinden biri olduğunu söyleyen FAO Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık “Nakliye yolları tıkanırsa üretici de olumsuz etkilenecek” dedi.

Dr. Ayşegül Selışık Selışık, kısıtlamaların fiyat artışına sebep olacağını da sözlerine ekledi.

Dünyayı etkisi altına alan virüs salgını, tarımın etkisini bir kez daha ortaya koydu. Koronavirüs ve bundan sonra çıkabilecek salgınların tarımı ciddi etkileme potansiyeli de yapılan araştırmalarla dikkat çekti. Birleşmiş Milletler Türkiye Ofisi Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, geçmişte yaşanan Ebola ve SARS salgınlarının Türkiye’yi etkilemediğini, ancak yayıldığı bölgelerdeki tarımsal üretimi ciddi şekilde düşürdüğünü ifade etti. Selışık, çok daha büyük bir salgın olan Covid-19’un da benzer bir etki gösterebileceğini endişesini aktardı.

Gıda sistemlerinde lojistik, muhafaza, perakende, çiftçi, işleme gibi paydaşlar olduğunu, herhangi bir unsurdaki sorunun tüm sistemi aksatabildiğini söyleyen Selışık, FAO’nun Sürdürülebilir Gıda Sistemi için uzmanlık desteği sağladığını aktardı. Gıda israfı konusuna da değinen Selışık “Gıda kaybı ve israfı önlenebilir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki israf sorunu farklı.

Gelişmekte olan ülkelerde kayıpların yüzde 40’ı hasat ve işleme düzeylerinde gerçekleşiyor. Gelişmiş ülkelerde ise kaybın yüzde 40’ı perakende ve tüketici düzeyinde gerçekleşiyor. Türkiye’de en çok kayıp ve israf sebze ve meyvelerde. Burada kayıp oranı yüzde 53. Hane halkı düzeyindeki israf ise en çok sebze – meyve (yüzde 5), tahıllar (yüzde 5) ve yağlı tohum ile baklagillerde (yüzde 4)” dedi.

Türkiye’nin tarım alanlarının son 15 yılda yüzde 12 azaldığını, bunun bir kısmının verim artışı ile telafi edildiğini ifade eden Selışık “Ülkedeki çiftçi sayısı son 10 yılda yüzde 38 azaldı. 2011’den sonra bu düşüş daha da hızlandı. Tarım Şurası ile bu problemleri çözmeye yönelik tarımsal bazı hedefler belirlendi” diye konuştu.

Türkiye’nin dünyanın en büyük 7’nci tarım üreticisi olduğunu söyleyen Ayşegül Selışık “Küresel dalgalanmalardan etkilenmemiz güçlü bir olasılık. Türkiye Avrupa, Ortadoğu, Avrasya ve Orta Asya’nın en büyük gıda tedarikçilerinden biri. Nakliye yolları tıkanırsa üretici de olumsuz etkilenecek” dedi.

FAO’nun gıda ticaretinde ihracat kısıtlamalarının olmaması gerektiğine dair bir tespit yaptığını söyleyen Selışık, kısıtlamaların fiyat artışına sebep olacağını, gıda güvencesinde sorunlar yaşanacağını, kırsalda yaşayan çiftçilerin ve gıdaya erişemeyenlerin düşünülmesi gerektiğini dile getirdi.  Selışık “İşgücünde de bir sıkıntı yaşanacak. Türkiye’de döviz artışı nedeniyle girdi maliyetleri arttı.

Her sektörün gıda güvenliği ve hijyen kurallarını gözden geçirmesi gerekiyor. Bu da ilave bir maliyet anlamına geliyor” diye konuştu.

VİRÜS GIDADAN BULAŞMAZ

Özellikle kırılgan ülkelerin salgın nedeniyle zor duruma düştüğünü söyleyen Selışık, 53 ülkede 113 milyon insanın akut açlıkla boğuştuğunu, böyle devam ederse kamu sağlık sistemlerinin salgını kaldıramayabileceğini ve insanlığın dramatik sonuçlarla karşılaşabileceğini söyledi. Selışık FAO’nun Covid-19 krizindeki hedeflerini ise şu şekilde sıraladı: “Salgının gıda ve tarım üzerindeki etkisini anlamayı ve azaltmayı, zor durumda olan kişilerin gıda güvenliğini ve geçim kaynaklarını korumayı amaçlıyoruz.

Aynı zamanda kurum olarak virüsün kökenini ve yayılmasını anlamaya çalışıyoruz.” Koronavirüsün gıdadan bulaşmadığı konusunda çok net bilgilerin olduğunu söyleyen Selışık, FAO olarak doğru bilgileri halka vermekle yükümlü olduklarının altını çizdi.

TEMEL ALIMLAR E-TİCARETE KAYDI

Ayşegül Selışık gıda sistemlerinde gözlenen ilk etkilere ilişkin “Piyasalar hem temel hem de uzun raf ömrü olan gıda alımlarında artış ve e-ticarete kayma gördü. Taze ürünlere olan talebin azalması fiyatları düşmesine ve satışların yavaşlamasına yol açtı. Kümes hayvanları ve yumurta üretim zincirleri de güçlü bir aşağı yönlü fiyat baskısıyla karşı karşıya kaldı” dedi.

Gıda arzında bazı şoklar yaşanabileceğini söyleyen Selışık “Tarımsal üretim ve gıda tedarik zinciri ciddi sınamalarla karşılaşacak. Sebze, meyve ve et arzı sorunları burada ilk sırada geliyor. Evde yemek gıda arzı ve talebinde ve gıda türlerinde radikal değişimlere neden olacak. Lojistik ve gıdanın nakliyesinde, özellikle hayvansal ürünlerde arz şoku yaşanmaya başlıyor. Salgın ve buna yönelik tedbirlerin ne kadar süreceği bu değişimler için belirleyici olacak” diye konuştu.

DAHA AZ ÜRETİM DÜŞÜK KAPASİTE KULLANIMI 

COVID-19 krizi nedeniyle gıda sanayinin zorlu bir döneme girdiğini söyleyen Selışık, sektörün karşılaşacağı güçlükleri ise şu şekilde sıraladı:

Gıda sanayi daha az üretim, düşük kapasite kullanımı, gıda tedarik zincirlerinde bozulma, işgücünde azalma, nakliye kısıtlamalarına bağlı olarak hasat sonrası kayıplarında artış, gıda üretimi ve işlenmesinde sorunlar yaşayabilir.

Bitkisel üretim üzerinde şu anda gözle görülür bir etki yok.l 2020 küresel tahıl üretimi beklentileri genel anlamda olumlu seyrediyor.

Hayvansal üretim üzerinde bir etki söz konusu olabilir, ancak durum henüz netleşmiş değil.

Kaynak: Karar