Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "Kudüs’ün her karışında izimiz ve eserlerimiz vardır. Kudüs bizi bilir, biz Kudüs’ü biliriz. Şayet ABD bunun önünde engelse NATO üyeliğini derhal tartışmaya açalım, Küreciği de, İncirliği de boşaltalım. Onlardan korkan en az onlar gibi olsun." dedi.

Devlet Bahçeli'nin konuşması şöyle:

"Bizim inancımızda karamsarlık yoktur. Felaket tellallığı yapmak, öldük bittik yaygarası koparmak sorumluluk hissiyle bağdaşmaz. Türkiye salgına karşı muazzam bir direnç gösterirken bu çalışmaları kötüleyenler utanma duygusundan yoksun olanların işidir. CHP ve diğerlerinin yeni ortağı covid-19 olmuştur. Bundan nemalanacak hale gelmişlerdir.

MHP olarak devletin ve hükümetin alacağı her kararı, uygulayacağı her tedbiri destekliyoruz. Kovid-19'dan dolayı hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyor, şu anda hastane köşelerinde tedavi gören vatandaşlarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Rabbim'den dileğim, milletimizi ve tüm insanlığı savaştığımız illetten bir an önce kurtarmasıdır.

İSRAİL HÜKÜMETİ KATLETMEKTEN BAŞKA HİÇBİR ŞEY YAPMAMIŞTIR

Netanyahu insanlık suçlarını gözünü kırpmadan işlemiştir. Çocuklar kan revan için gömülmektedir. Gazze'de facia, Batı Şeria'da yıkım vardır. Yaklaşık 400 yıl hakimiyetimiz altında olan Kudüs yardım beklemektedir. 1. Dünya Savaşı'nda Suriye-Filistin cephesindeki yenilgimizin ardından Kudüs'ten çekilmiştir. 104 yıldır Kudüs bize hasret, biz Kudüs'e hasretiz. Kudüs demek tarih demektir. Şiddetle yağmalanmaktadır. Kudüs'ün kaderi 3 semavi dinin kaderiyle birdir. Meleklerin şehrinde şeytanlar cirit atmaktadır. Hz. Musa'nın 10 emrin 6.sında öldürmeyeceksin hükmü vardır. İsrail hükümeti katletmekten başka bugüne kadar hiçbir şey yapmamıştır. Bir karar aşamasına gelinmiştir. İsrail terörü hazmedilmesi imkansız bir sınırdadır. Böyle giderse, vahşet durmazsa ya küresel ya da bölgesel bir savaş son tercih olarak karşımıza çıkacaktır. Bütün Müslümanların, herkesin sorunudur. İsrail yönetiminin yayılması politikaları yalnızca bölgesel barış ve istikrarı değil küresel sistemi de direkt tehdit etmektedir. Vahim bir süreç önümüzdedir. İslam ülkelerindeki çarpıklıklar İsrail'in eline koz vermektedir. ABD'nin bir önceki başkanı Trump'ı Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması içinden çıkılmayacak bir hale gelmiştir. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak ilanı BM kararlarının açık ihlalidir.

ABD'nin soysuz politikası BMGK kararlarıyla tezattır. Trump ve yönetimi Ortadoğu'nun hassasiyetleriyle bomba tuzaklamıştır. 

"KUDÜS'E ÖZEL STATÜ VERİLMELİ"

Kudüs'ün geleceği herkesi ilgilenmektedir. MHP'nin bu çerçevedeki düşünce ve önerileri şunlardan ibarettir.

İsrail hunhar saldırılarına derhal son vermeli, işgal ettiği yerlerden geri çekilerek ateşkes rejimi tesis edilmelidir.

Kudüs’te her dinin, her kültürün, her etnik yapının ortak paylaşım ve yönetimini esas alacak bir idare yapısıyla kalıcı ve kapsayıcı yeni bir siyasi denkleme ihtiyaç ertelenemez düzeydedir.

Kudüs’e özel statü verilmeli, oluşacak bu statünün siyasi muhtevasını 3 semavi dinin mensupları ve temsilcileri eşgüdüm halinde ve mutabakat içinde belirlemelidir.

Bölgede eşit, adil ve iki devletli sistemin kurulması için Birleşmiş Milletler harekete geçmeli, inisiyatif üstlenmeli, caydırıcılığını kullanmalıdır. 1967 öncesi sınırları dikkate alınarak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti uluslararası camiada tanınmalıdır.

Nihai amaç, huzur ve güvenlik içinde yaşayan, barış ve kardeşlikle perçinlenmiş Kudüs’ün tezahürüdür.

Birleşmiş Milletler veya İslam ülkeleri öncülüğünde oluşturulacak bir koruyucu gücün çatışma ve gerginlik alanlarına konuşlandırılarak saldırıların engellenmesi acilen gündeme alınmalıdır.

KÜRECİĞİ DE İNCİRLİĞİ DE BOŞALTALIM

Kudüs’e Birleşmiş Milletler veya İslam ülkelerinin katılımıyla teşekkül edecek bir koruyucu güç planlanmıyorsa, o zaman tarihin sesine kulak verilmeli, medeniyetler şehri Kudüs’ün ruhunu ve dokusunu bilen Türk milleti yeni bir nöbet için devreye girmelidir. Çağrı olursa biz gidelim, biz koşalım, hızır gibi yetişelim, gücümüzün yettiği yere kadar girelim, nihai olarak akan kanı durduralım; huzur, istikrar ve güvenliği el birliğiyle, güç birliğiyle temin edelim. Kudüs’ün her karışında izimiz ve eserlerimiz vardır. Kudüs bizi bilir, biz Kudüs’ü biliriz. Şayet ABD bunun önünde engelse NATO üyeliğini derhal tartışmaya açalım, Küreciği de, İncirliği de boşaltalım. Onlardan korkan en az onlar gibi olsun. Bizim ilhamımız Iğdırlı Hasan Onbaşıdır. Bizim irade kaynağımız Kudüs’e damga vurmuş, çehresini değiştirmiş 400 yıllık hükümran mazimizdir. Haremi Şerif’in statüsünü bozacak yeryüzünde bir güç yoktur. Hiç kimse olmasa bile Allah’ın görünmez orduları vardır. Mescid-i Aksa onurumuzdur. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Bizim hedefimiz hakka, hakikate ve hakkaniyete sahip çıkıp şeytanları taşa tutmaktır.

"19 MAYIS, TAM BAĞIMSIZLIĞA GİDEN SÜRECİN İLK HALKASIDIR"

Yarın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı KOVİD-19 şartlarının kısıdı altında kutlayacağız. Aziz Atatürk'ün doğumunun 140’ıncı, Türk milletinin tarihinde dönüm noktası olarak Samsun'da atılan ilk adımın 102’inci yıl dönümü olan 19 Mayıs, aynı zamanda tam bağımsızlığa giden sürecin ilk halkasıdır.

Bu tarih dönemin sömürgeci güçlerince dayatılan bir geleceği reddederek "milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararının kurtaracağına" inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetle sonuçlanacak kutlu mücadelesine başladığı gündür. Bu yolculuk, sönmek üzere olan umutları canlandırmış ve milletimizin bir ülkü etrafında toplanmasına varan sürece hız ve anlam katmıştır.

19 Mayıs ruhu, milli onurun dirilişi, teslimiyetçi, tavizkâr yönetimlere karşı milli devletin doğuşu; çağın stratejik dengelerini ve zayıflıklarını gözeten akıl, sağduyu ve vizyonun adıdır."