Demokrasi ve Atılım Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu açıklamalarına şu cümleler ile başladı:

''Dünyada, vatandaşları en zengin ve en mutlu olan ülkeler demokrasinin ve adaletin güçlü olduğu ülkelerdir. Sosyal adaletin yaygın biçimde sağlandığı ülkelerdir.

DEVA Partisi olarak bu idealin gerçekleşmesi için yola çıktık.

Ülkedeki yangını gördüğümüz için gönüldaşlarımızla bu hukuksuzluklara ve adam kayırmacılığa dur demek için yola çıktık.

İktidarın son dönemde unuttuğu bir gerçeği Tunceli’den Dersim’den onlara hatırlatmak istiyorum.

Yatırımların rahatça yapılması, iş imkanlarının artması, işçilerin haklarını rahatça elde etmesi için öncelikle hukukun üstün olması gerekir.

İnsanların özgürce konuşması ve tartışması gerekir. Özgür bir basın gerekir.

Önce iktidarın hukuk kurallarına uyması gerekir.  

Keyfilikten uzak durulması gerekir. Devlet uygulamalarının öngörülebilir olması gerekir.

Yargı tarafsız ve bağımsız olmalıdır. Güvenilir ve adil bir yargının olmadığı hiçbir ülke iflah olmaz.

Aksi halde iş adamları sermayelerini, bilim adamları bilgilerini, işçiler emeklerini, gençlerimiz ise tüm hayatlarını başka ülkelerde değerlendirirler. Türkiye’den kaçarlar. Maalesef yaşadığımız gibi.

DEVA Partisi olarak milletimizin ve gençlerimizin emeğinin en büyük gücümüz olduğuna inanıyoruz.

Bunun için Türkiye’yi hiç kimsenin ayrımcılığa, keyfiliğe ve haksızlığa uğramayacağına dair güven duyulan bir ülke haline getirmek için mücadele ediyoruz.'' dedi.

Tunceli’li dostlar,

Hukuk her şeyden önce bir düzen demektir. Bu düzen, birlikte yaşamanın dayanağıdır. Toplumda huzurun, güvenin ve barışın güvencesidir. Adalet ise onurlu yaşamanın şartıdır. Başkasına zarar vermemektir. Zulmetmemektir. Herkesin hakkı olanı taminat altına almaktır. Devlet bunun için vardır.

Bizler DEVA Partisi olarak, adaleti, hukuku ve demokrasiyi tesis etmek için buradayız.

Vatandaşlarımızın refahını artırmak için siyaset yapıyoruz.

İnsanların bugünlerine ve yarınlarına umutla bakabilmeleri için buradayız.

Hiç kimsenin kendi vatanında kendisini ikinci sınıf vatandaş olarak görmemesi için buradayız.

Toplumumuzun çok sesliliği tek bir sese indirilemez diyoruz! 

Tüm farklılıklar zenginlik olarak kabul edilmeli ve saygı duyulmalı diyoruz!

Vatandaşlarımız ülkenin kaynaklarını eşit bir şekilde kullansın istiyoruz.

Kıymetli Dersimliler,

Bugün ülkemizde Demokrasi adeta idam sephasında.

Halk iradesi, seçme ve seçilme hakkı ayaklar altında.

Seçimler adeta bir aldatmaca haline getirilmiş.

İktidar seçimle kazanamadığı her belediyeyi hukuksuzca ele geçirmeye çalışıyor.

Seçimde kaybettiği şehirlere kayyum atıyor. Sadece belediye başkanları görevden alınmıyor, belediye meclisleri de çalışmaz hale getiriliyor.

Şunu açıkça görüyoruz: İktidarın kayyum politikası, kazanamadığı seçimlerde halkı cezalandırma yöntemine döndü.

Kimse halkın oyunu gasp edemez.

Seçimlere ve seçim sonuçlarına saygı gösterilmesi, demokrasinin temelidir.

Bizim sözünü verdiğimiz Türkiye’de, bağımsız ve tarafsız yargıdan başka hiç kimse, seçilmiş bir insanı görevden alamayacak.

Saygıdeğer dostlar,

DEVA Partisi “özgürlük, eşitlik, katılımcılık ve çoğulculuk” temelleri üzerine kurulu bir demokrasi anlayışının savunucusudur.

Bu nedenle hep beraber, tüm renklerimiz ile birlikte Türkiye’yi yeniden birleştireceğiz.

Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalara son vereceğiz.

İnsanların düşünceleri, etnik kökenleri ve  inançları gereği korkusuzca yaşayabilecekleri özgür bir Türkiye oluşturacağız.

DEVA Partisi olarak Alevi yurttaşlarımızın çok haklı taleplerini önceliklerimiz arasında görüyoruz.

Üniform toplum, tek tip vatandaş anlayışını reddediyoruz. Makbul Alevi, Makbul Kürt, Makbul Türk yahut da Makbul Ermeni kavramlarını reddediyoruz.

Toplumumuzda var olan her bir renge saygı duyduğumuz takdirde ancak hep birlikte huzur içinde yaşayabileceğimizi biliyoruz.

Bu sebepten dolayı çoğulcu bir demokrasiyi savunuyoruz.

Her vatandaşımızın istedikleri şekilde kendilerini geliştirmesine ve inancına yahut da inançsızlığına devletin müdahale etmemesi gerektiğine inanıyoruz.

Bırakın müdaheleyi, din ve inançları tanımlamak, devletin görevi değildir, asla olamaz. 

Devlet, taraf olamaz! Devlet sadece adaletin tarafıdır! Hz. Ali’nin veciz sözüyle, ‘’Devletin dini adalettir’’!

Devletin görevi, bütün inançlara eşit mesafede olmak ve herkesin özgür bir biçimde bu ülkede yaşamasını sağlamaktır.

Bu sebeple eşitlikçi ve özgürlükçü bir demokrasiyi savunuyoruz!

Sevgili Dersimliler,

Samimi bir siyaset anlayışı için mücadele ediyoruz.

Malumunuz kardeşiz demekle kardeş olunmuyor. Bu yüzden kardeşlikte samimiysek eşitliğin gereğini yerine getirmeliyiz. Kanun önünde eşitliği, sosyal adaleti ve cinsiyet eşitliğini her ortamda sağlamalıyız.

Yıllarca Alevilerin haklı talepleri yerine getirilmedi.

Farklı inanç ve tercihlerinden dolayı insanları ötekileştiren ve siyasi rant uğruna kimlikleri çatıştıran dilden vazgeçilmedi.

Nefret söylemleri siyasetin olanağı haline getirildi. Nefret suçları ile mücadele edilmedi.

Sevgili DEVA’lılar;

Hernekadar adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi deniliyorsa da bugün Türkiye bir sistemsizlik ile keyfi bir biçimde yönetilmeye çalışılmaktadır.

Tüm güç ve yetkiler tek bir kişide toplanmıştır.

Tek kişiye etkin şekilde yürütmesi imkânsız sayıda görev yüklenmiştir. Denetimden mahrum ve keyfiliğin olağan hale geldiği bir sistemsizlik egemen kılınmıştır. 

Bu sistemsizlik içinde ekonomiyi de demokrasiyi de güçlendirme vaadinin gerçekleşemeyeceği apaçık ortadadır.

Çarşı-pazar gezen insanlara, evine ekmek götüremeyen annelere, evlatların harçlık veremeyen babalara, çalışamayan kadınlara, iş yeri sahiplerine, sanayicilere, işçilere, öğrencilere kime isterseniz sorun, size anlatabilir.    

Mevcut anayasanın ve bu keyfi yönetim biçiminin ülkeye büyük zararlar verdiği ortadadır.

Denge ve denetim mekanizmalarına sahip olmayan, katılımcılığa ve çoğulculuğa alan tanımayan bu düzen(sizlik) değişmelidir.'' açıklamalarında bulundu.

Deva Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu Tunceli Cemevini Ziyaret Edip Ve Cemevi Dedesi Ali Ekber Yurt İle Güzel Bir Sohbet Gerçekleştirdi.