Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin dış politikasına yönelik “geç kalmış adımları” tartışılmaya devam ediyor. Son bir yılda iyice gün yüzüne çıkan Mısır ve Suriye ile normalleşmede somut sonuçlar alınmaya başlandı. Dış politikada gelinen nokta, Millî Görüş’ün kriz süreçlerinin başından bu yana söylediği, “İslam ülkeleri ile diyalog ve iş birliğini sürdürün” çağrısını bir kez daha haklı çıkardı. Şimdi kamuoyu şu soruyu soruyor:

Bu uzlaşmacı siyaset, bunca masum insan hayatını kaybetmeden yapılamaz mıydı?

Erdoğan ve Sisi’nin  Katar’daki samimi pozları, dış politikada keskin ve ipleri koparan ifadeler kullanılmasının anlamsızlığını bir kez daha ortaya çıkardı. Millî Gazete, “İhvan-ı Müslimin’in haklarını korumak” şartıyla Mısır rejimiyle barış sürecine başından bu yana destek oldu.

GELİNEN SÜREÇ, SURİYE’DE DE MİLLÎ GÖRÜŞ’Ü HAKLI ÇIKARDI

2011 yılında Suriye’deki iç savaşın başlamasıyla Esad rejimine karşı sert bir tavır alan ve tüm Ortadoğu siyasetini “Esad’ı devirme” planı üzerine kuran hükümet, gelinen noktada Suriye Devlet Başkanı Esad ile uzlaşmanın eşiğine geldi.

“SURİYE REJİMİYLE BİR SİL BAŞTAN YAPABİLİRİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan , son yaptığı açıklamada, “Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Haziran seçiminden sonra Suriye rejimiyle bir sil baştan yapabiliriz” dedi. Şam’daki Emevi Camii’nde Cuma namazı kılmak gibi fantastik rüyalara dalan hükümetin dış politika gerçekleriyle yüzleşmesi epey zaman aldı.

MISIR’DA ÇOK GEÇ KALINDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 FIFA  ünya Kupası’nın açılış töreni vesilesiyle bulunduğu Katar’da liderler için verilen resepsiyonda Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile bir araya geldi. Önceki yıllarda Sisi rejimine karşı çok ağır tepkiler ortaya koyan Erdoğan, Türkiye ve Mısır’ın anlaşmasının, “halkı Müslüman olan iki ülke için de ciddi kazanımlar sağlayacağı” gerçeğini çok geç fark etti.

KAMALAK, HÜKÜMET VE YANDAŞLARIN ÇOK AĞIR İTHAMLARINA MARUZ KALMIŞTI

2012 yılında dönemin  Saadt Partisi Genel Başkanı  Prof. Dr. Mustafa Kamalak, beraberindeki heyetle, ülkede barış ortamını sağlamak niyetiyle Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı ziyaret ettiğinde, hükümet ve  yandaşları tarafından çok ağır ithamlara maruz kalmıştı.

10 yıl sonra gelinen noktada, Millî Görüş siyaseti yine haklı çıktı.