Bolu’da birinci sınıf verimli tarım arazilerinin üzerinden çevre yolu geçirilmesi gündemde.

Türkiye'de doğayı ve yaşam alanlarını tehdit eden inşaat projelerine bir yenisi daha eklendi. Bolu’da yapılması planlanan Güney Çevre Yolu Projesi çevre halkının tüm itirazlarına rağmen gündemde.

Proje aslında 2015 yılına dayanıyor. Dönemin AKP'li Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, AA’ya verdiği röportajda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a projeden bahsettiğini ve istimlak konusunda destek istediğini anlatıyor. 2015’te yapılması planlanan ihale iptal ediliyor. 2017’de yeni bir ihaleye çıkılıyor. Daha önceki planlardan farklı olarak projenin zeminden değil 12 metre yükseklik üzerinden ve 70 metre yol genişliğinde yapılması kabul ediliyor.

Belediye projeye karşı

Bu arada İmar Kanunu’nun 18'inci maddesine göre belediye, projenin güzergâhındaki arazileri istimlak ediyor. Ancak 2019’a gelindiğinde belediye AKP’den CHP’ye geçiyor. CHP'li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan projeye karşı çıkıyor. İstimlak edilen yerleri köylüye geri veriyor. İhale edilen projenin devam edebilmesi için bu kez Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü devreye giriyor. Bölgede karayolu yapılacağı için istimlak yetkisini alıyor.

Çevre halkı ise projeye karşı çıkıyor. Bolu Platformu yaklaşık 15 gün önce yürütmenin durdurulması için Bolu İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Platform aralarında Türkiye Muhtarlar Derneği, Mimarlar Odası, Türkiye Ormancılar Derneği, Bolu Genç İşadamları Derneği, Kültür, Sağlık ve Turizm Derneği, Jeoloji Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası il temsilciliklerinin yer aldığı 50 sivil toplum kuruluşundan oluşuyor.

Peki, çevre yolu Bolu için gerçekten gerekli mi? Öyleyse halk neden bu projeye karşı?

Verimli tarım alanları

DW Türkçe'ye konuşan Türkiye Ormancılar Derneği Bolu Temsilcisi Kanber Öztoprak, Bolu'nun bir çevre yoluna ihtiyacı olduğunu, halkın çevre yoluna değil çevre yolunun güzergâhına karşı çıktığını söylüyor.

Öztoprak'ın verdiği bilgiye göre Bolu'nun güneyinde birinci sınıf olarak tanımlanan verimli tarım arazileri bulunuyor. Bu arazilerde mısır, pancar, buğday, patates arpa, fasulye, bezelye, kabak, ıspanak, lahana, salatalık ve domates gibi çok çeşitli ürün yetişebiliyor.

Güneyde Karacasu beldesine kadar tarım alanlarının olduğu Bolu, çok sayıda jeotermal su kaynağı ve kaplıcaya da sahip. Dağlık bölgede Gölcük ve Bolu yaylaları var. Şehir merkezinin kuzeyinde ise otobana kadar yapılaşma hâkim. Kuzey hattında tarım arazisi hemen hemen hiç bulunmuyor.

Tercih nedeni kolaylık

Ancak çevre yolu projesi için tarıma elverişsiz toprakların yer aldığı kuzey kesim yerine güney kesim tercih edildi. Öztoprak, bu tercihin güneyde inşaatın daha kolay yapılmasından kaynaklanabileceğini söylüyor: "Tarım arazilerinde hafriyat yok. Tamamen dolgu” diyor.

Projeye göre tarlaların ortasına 70 metre genişliğinde ve 12 metre yüksekliğinde bir dolgu ile yol yapılacak. 13 kilometre uzunluğundaki çevre yolunun altında tüneller de yer alacak.

"En kısası 60 metre. 82 metre uzunluğunda tüneller var” diyen Öztoprak, tünellerin genişliğinin ise 4 metre olduğunu, bu genişlikteki bir yerden bazı tarım araçlarının geçemeyeceğini belirtiyor. Tarım arazilerinin ikiye bölüneceğini ve çiftçinin zor durumda kalacağını söyleyen Öztoprak "Tarlanın bir tarafı şehrin bir yanında, diğer tarafı diğer yanında kalıyor. En verimli tarım arazilerini yok ettiği gibi köylünün yaşam alanını da etkileyecek. Köylerin arasındaki irtibat kesilecek. Hava ve ses kirliliği artacak” diye konuşuyor.

Fabrikalar kuzeyde

Kentteki fabrikalar ise kuzey kesimde yer alıyor. Planlanan çevre yolu ise buradaki yem fabrikaları ve imalathanelerin dışında kalıyor. Öztoprak, bu fabrikalara ulaşacak araçların yine şehrin içinden geçeceğini, dolayısıyla Güney Çevre Yolu'nun şehir içi trafiğini rahatlatmayacağını vurguluyor.

Öztoprak, Bolu Platformu olarak projeye karşı iki alternatif önerdiklerini dile getiriyor. Platforma göre; kuzeyde, otoyola paralel bir güzergâhta yeni bir çevre yolu inşa edilebilir. Kısa vadede ise Ankara-İstanbul otoyolunun Bolu doğu-batı girişi arası ücretsiz kullandırılabilir.

Projeye karşı dava açtıklarını ve imza kampanyası başlattıklarını söyleyen Öztoprak "Destekleyen hiç kimse yok. Mahkeme yürütmeyi durdurmazsa şirket devam edecek. Karayolları istimlak yaparız diyor. Yatırımı durdurmak istemiyorlar. Bu yol burada durmazsa önünü kesmek mümkün değil” diyor.

Bolu projesi ilk değil

Son dönemde Bolu Güney Çevre Yolu gibi pek çok proje, doğayı tahrip edeceği gerekçesiyle sivil toplum kuruluşlarının ve çevre halkının tepkisini çekiyor.

Kanal İstanbul projesinin ÇED raporu sivil toplum kuruluşları ve muhalefetin tüm itirazlarına rağmen onaylandı. Çevre halkı ve uzmanlar, Sazlıdere Barajı ve Terkos Gölü'ne zarar vereceği, 3 bin hektar tarım alanını yok edeceği ve İstanbul’un kuzeyindeki ekosistemi bozacağı gerekçesiyle projeye karşı çıkıyor.

Burdur’un Yeşilova ilçesindeki, turkuaz rengi ve beyaz kumsalı ile dünyaca ünlü Salda Gölü'ne 140 bin 496 metrekarelik Millet Bahçesi projesi için TOKİ ihale düzenledi. Projeyle ilgili dava süreci devam ediyor.

Kocaeli'nde bulunan Ballıkayalar Tabiat Parkı'nın içinden geçirilmesi planlanan İstanbul-Kocaeli Otoyolu projesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan onay aldı. İstanbul-Kocaeli arasındaki mesafeyi 11 km kısaltması hedeflenen proje hayata geçirilirse 17 bin ağacın kesilmesi söz konusu.

Sapanca'nın Kırkpınar mahallesinde tartışmalı teleferik projesi inşaatı devam ediyor. Projeye geçen yıl ekim ayında başlanmıştı. Çevre halkı 3 bin ağacın kesileceği ve Sapanca Gölü'nün ekolojik dengesini bozacağı gerekçesiyle projeye karşı çıkıyordu. Ekim ayından beri eylemler devam ederken, çevre halkı çadırdaki soba başında nöbet tutuyor.

Pelin Ünker

© Deutsche Welle Türkçe