Milli Gazete yazarı İdris Cevahir, ''Erbakan yanılmayan adam'' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Cevahir, yazısında ''Erbakan… Bitmeyen bir azim, sarsılmayan bir inanç, davasına adanmış bir ömür…'' diye yazarak ''Erbakan… İnandığı ve savunduğu değerler uğruna feda edilmiş müstesna bir hayat hikâyesi...'' ifadeleri ile Erbaka'ın ölüm yıl dönümünde onu anlatmaya çalıştı. Yazar Cevahir, ''Bir vakıf binasına bir miktar dünyalığa Erbakan’ı sattınız. Susunuz. Mümkünse hiç konuşmayınız.'' ifadeleri ile Erbakan'a yapılan vefazızlığa sitem ediyor.

Yazar Cevahir, yazısınon devamında şunlara parmak basarak Erban'ı bakın nasıl anlatıyor;

''Erbakan… Kimine göre savunan adam, kimine göre nezaket timsali, kimine göre öncü lider, kimine göre her vakit haklı çıkan dâhi, kimine göre anlaşılamayan siyaset dehası, kimine göre veli, kimine göre davasına mecnun olmuş er kişi…

Zor zamanlarda konuşmanın zorluğunu yıllarca yaşamış, kuşdili kullanmak zorunda kalmanın acısını her daim hissetmiş olmasına rağmen hiçbir vakit nezaketi elden bırakmamış bir beyefendi…

Türkiye’de düşünceleri referans olarak alınan kendisinin varlığının her daim anlamlı olduğu iki lider vardır. Birincisi; Mustafa Kemal Atatürk, ikincisi; Necmettin Erbakan. Her iki liderin savunduğu değer dünyası birbirinden farklı olsa da varmak istedikleri daha doğru ifadesi ile toplumlarını vardırmak istedikleri yer aynıdır. Her iki lider için de mesele izzetli ve saygın aynı zamanda kalkınmış bir ülke Erbakan’ın ifadesi ile Yeniden Büyük Türkiye…

Artık şu tartışılmaz bir hakikattir ki Erbakan bir varoluş pınarıdır. Hâlâ düşüncelerini savunanlar, yıllarca düşüncelerine karşı çıkanlar, kendisini yarı yolda bırakıp ihanet edenler, kendisini sağlığında yasaklayanlar ve mirasını yeme derdinde olanlar için Erbakan bir varlık kaynağıdır.

Şu bir gerçek ki düşünceleriniz, hayalleriniz, ufkunuz, derdiniz ve diliniz Erbakan’a ne kadar yakın ise o kadar toplum katında bir değere sahip olursunuz. Erbakan bir ayraçtır. Bir insan bilerek bir dönem Erbakan’a karşı çıkmış ise artık iflah olmaz bir zihin hastalığına yakalanmış demektir. Ve hakikat bu zihinlere uzaktır. Bir kişi bilerek Erbakan’a sağlığında karşı çıkmış yahut ihanet etmiş ise o kişinin milliliği her zaman tartışma konusudur. Dilleri sabah akşam millilik türküsü söylese de o kişi artık milli olmanın çok ötesine düşmüş demektir.

Bu ifadeler retorik cümleleri değil. Aklımın erdiği günden beridir takip ettiğim bir dâhinin yanılmazlığına şahit olan bir hafızanın cümleleri.

Hatırlayın;

Irak işgal edilirken susmadı, direndi, “Bu vebali yedi sülaleniz ödeyemez” dedi. Birileri at pazarlığı atarken Erbakan bu iş yanlış demekten geri durmadı. Sonuçta Irak yerle bir edildi ancak Erbakan haksız, at pazarlamacıları haklı çıktı!

Hatırlayın;

Ergenekon operasyonları başladı. Milli Gazete ve Erbakan hiçbir sosyal algıya kapılmaksızın Ergenekon süreçlerini birilerinin aksine okudu. “Bu paşalar milli paşalar, bakınız giden değil gelenler kim dikkat ediniz” dedi. Birileri Erbakan’ı Ergenekon’un İslamcı ayağı ilan etti. Saldırdı. Hakaret etti. Erbakan sadece bu paşalar milli demekten öteye gitmedi. Sonuç: Yine yanılanlar çok konuştu, yine yanılanlar haklı çıktı Erbakan ise sadece tevazu ile sustu. Oysa savcılıkla başlayan sonra avukatlığa dönen süreçleri yaşayanlar hiç utanmadı.

Hatırlayın;

Suriye meselesi, Erbakan, “Suriye meselesi büyük İsrail projesinin bir evresidir” dedi. Suriye’de devlete rağmen bir kalkışmanın asla desteklenmemesi gerektiğini yıllarca ifade etti. Birileri Erbakan’ı Baasçı olmakla suçladı. Hain dendi. Sonuç: Ölen binlerce insan, namusu çiğnenen binlerce kadın, yetim kalan binlerce çocuk… Esad olarak başlayan süreç Esed’e döndü, sonra tekrar Esad’a döndü. Birileri utanmadan sıkılmadan Erbakan’ın dediği noktaya geldi ancak yine onlar haklı oldu Erbakan haksız oldu!

Hatırlayın;

Erbakan, bugünkü iktidarın ilk iktidara geldiğinde açıkladığı ekonomik planı tenkit ederken, “Bu program üç dönem sonra iflas etmek demektir” dedi. Ne yazık ki bu öngürü yıl bile şaşmadı. Ülke korkudan açıklanamayan bir iflas yaşıyor. Kimse ne olacağından emin değil. Doların nerde duracağı müneccimlere kaldı… Erbakan yine haksız oldu ülkeyi iflasa götürenler haklı!

Hatırlayın;

Kürt açılımı yapılırken Erbakan, “Bırakın analar ağlamasın babalar zırlamasını, ağzınızda ki baklayı çıkarın” dedi. Kürt davasına yıllarca sahip çıkmasına rağmen Erbakan hain ilan edildi. Kürt açılımı bize binlerce şehide, binlerce gencin öldürülmesine ve milyarlarca doların heba olmasına, yaraların derinleşmesine mal oldu. Sonra açılımdan vazgeçildi ama Erbakan yine haklı çıksa da haksız oldu!

Hatırlayın;

Neyse bu konuyu hatırlamayın en iyisi. Siz anladınız. Hani şu 15 Temmuz meselesi ve failleri var ya… Hani Erbakan kıskanıyor dedikleriniz var ya… Yazıklar olsun. Sustum…

Son sözüm; bugün verdikleri vaazlarda, konferanslarda, sohbetlerde, derslerde ve sosyal medyada Erbakan güzellemeleri yapan, Şen ocak kenarlarında Yıldızlı, Cübbeler giyen Sefil görünümlü kendilerinden Emin olmadığımız Talu-t zihinli hocalara gelsin. Tıpkı Talut gibi ahir ömrünüzde emre itaat etmediniz. Bir vakıf binasına bir miktar dünyalığa Erbakan’ı sattınız. Susunuz. Mümkünse hiç konuşmayınız.''diye yazdı.