Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanları'nın görevden alınmasının yankıları sürüyor. Belediye başkanlıklara ise kayyum atanmasıyla ilgili önemli değerlendirmeler geliyor.

Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanları'nın görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasına ilişkin tartışmaların kamuoyundaki etkisi sürüyor.

İktidar, muhalefet ve medyanın önemli isimlerinden konuya ilişkin dikkat çeken değerlendirmeler geliyor.

Karar gazetesi yazarı Akif Beki de Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanları'nın görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasıyla ilgili önemli bir yazı kaleme aldı.

Beki, bugünkü yazında belediye başkanlarının görevden alınmasına"Kayyum kazanacaktıysa neydi o sandık" başlıklı yazısında AKP hükümetinin kararına tepki gösterdi.

AKP'nin kararının çarpıcı ifadelerle eleştiren Beki, görevden almaları şu şekilde eleştiride bulundu:

"İktidarın seçim vaadiydi, kazansalar bile HDP'lilere başkanlık yaptırılmayacak, hatta ertesi gün görevden alınacaklardı.

Sormaktan dilimizde tüy bitti...

Seçilmeleri yasaksa seçime nasıl girebiliyorlar?

Yasal bir engel varsa YSK adaylıklarına nasıl onay veriyor?

İstersen seçebilirsin' diye seçmene sunup ama yanlışı seçerse saymayacağını söylemek milli iradeyi tanımazdan gelmek değil mi?

Suçsa seçmene tuzak kurmak gibi olmuyor mu?"

"HANİ SANDIKLA GELEN SANDIKLA GİDECEKTİ?"

AKP'nin Türkiye idaresinde sürekli sandık hatırlatması yaptığını dile getiren Beki, yazısında AKP'yi "Niye kuruldu o sandıklar, pusulaya adları basılıp göstermelik olarak mı halkın önüne kondu?" şeklindeki ifadeleriyle eleştirdi.

Ayrıca yargı kararı olmadan kayyum atamaları yapılmasına da tepki göstren Beki, "Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, 2016'da da benzer iddialarla görevden alınmadı mı? 31 Mart'ta tekrar aday olabildiğine göre demek ki iddialar, üç yılda bir yargı kararına dönüşmedi. Hakkında kesinleşmiş ve adaylığına mani bir mahkeme kararı çıksa seçime sokulur muydu? Geçici tedbir olarak, soruşturma ve kovuşturmaların selameti için alınıyor, yerlerine il valileri vekaleten oturtuluyorsa... Önceki geçici kayyum tedbirleri ne kadar geçici oldu, nasıl sonuçlandı; açılan dava ve soruşturmaların akıbeti ne oldu diye hatırlatmazlar mı peki! 'Seçime girmek serbest ama kazanmak idari kararla yasak' gibi bir absürtlüğü konuşuyor olur muyduk; iddiaların somut dayanağı vardıysa ve mahkemede kanıtlanabiliyorduysa? Yine yargı kararı aranmıyor, yine idari tasarruftan başka elde avuçta yok bir şey..." şeklinde ifade etti.

Diğer taraftan seçmen iradesinin yok sayıldığını ifade eden Beki, yaşanan gelişmelerin sonuçlarının iyi okunması gerektiğini belirtti.

Konuya ilişkin yazısında seçmen iradesinin çöpe atıldığını vurgulayan Beki, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İdari kararla sandık sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, iradesinin yok sayılmasına vatandaş tepkisi olarak okunması gerekmez miydi?

Şimdi o seçmene, iradesini çöpe atarak verilen mesajın sonuçları üzerine de iki dakika düşünmeli yetkililer.

HDP’li seçmenin sandığa inancının sarsılması, demokrasiye ve hukuka itimadının yitirilmesi ne getirir ne götürür?

Oylarını değiştirmedikçe tercihlerine saygı duyulmayacaksa, Kandil’e kadar yolları var, neyse görsünler mi hallerini?

O seçmeni itmeden, dışlamadan, terör örgütünün istismarına terk etmeden demokratik siyasete çekerek kazanmak, bataklığı kurutacak milli güvenlik siyasetiydi güya...

Hem de 'beka sorunu' yaşarken ve terörle mücadele adına gözden mi çıkarılacak illerinde yüzde 50'leri aşan bir çoğunluk? Kime yarar?

Terör elebaşılarına istediklerini vererek onları sevindirmiş, propagandalarını körüklemiş olmuyor muyuz diye bile sorgulanmıyor hala.

Her siyasi tercihin baş üstünde yeri vardı ama 'yanlış’ta ısrar eden seçmeni cezalandırmak da var mıydı demokrasinin fıtratında?"