Türkiye bir süredir tarikatların devlet kadrolarına yerleştirildiği iddialarını konuşuyor. Söz konusu iddialar tartışmaları da beraberinde getiriyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise konuyla ilgili olarak sosyal medya hesabından dikkat çeken bir açıklamada bulundu.

Soylu, kişisel Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "İçişleri Bakanı olarak söylüyorum: Herhangi bir inanç grubunun, devletin birtakım noktalarını yönettiği ve sızdığı değerlendirmeleri, başlı başına yeni bir istismar alanıdır ve doğru değildir. Yalandır" diye belirtti.

SOYLU'YU YALANLAYAN RAPOR

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında en çok konuşulan konulardan birisi; devlet kadrolarında FETÖ’den boşalan yerleri başka tarikat ya da cemaatlerin doldurup doldurmadığı yönünde sürdürülen tartışmalar oluşturuyor.

Süleyman Soylu'nun bu açıklaması, 15 Temmuz sonrası FETÖ'den boşalan koltuklara başka tarikatların ve cemaatlerin sızdığına dair iddiaları yalanlar nitelikte. Ancak hem Diyanet'in kamuoyuna yansıyan Tarikatlar Raporu hem de Polis Akademisi'nin 2017 tarihli Çalıştay'ı sonrası hazırladığı rapor, İçişleri Bakanı Soylu'nun bu tezine karşı çıkıyor.

Güvenlik bürokrasisinin ve tarikat temsilcilerinin açık kaynaklara da yansıyan açıklamalarını da dikkate alırsak, bu konuda çelişkiler mevcut...

SOYLU ERDOĞAN'I DA YALANLADI

2017 yılında Polis Akademisi Mezuniyet Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişte FETÖ’nün emniyet teşkilatı içindeki paralel yapılanma girişimlerine dikkat çekerek, “17-25 Aralık ve 15 Temmuz tecrübeleri bize bir gerçeği göstermiştir; emniyet, yargı ve ordu gibi kritik kamu kurumları ile medya, üniversite, iş dünyası gibi toplum üzerinde yüksek etkisi olan yerlerde yerli ve millî anlayışı çok güçlü bir şekilde yerleştirmeliyiz. Hangi görünüm, hangi iddia, hangi kisve altında olursa olsun kendini devletin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören hiçbir anlayışın buralarda hâkim olmasına izin vermemeliyiz” demişti.

Erdoğan ayırca, "Devletin içinde hiçbir kişinin, ekibin veya grubun paralel bir yapılanmaya gitmesine izin veremeyiz. Bu yönde girişim başlatanlar, organizasyon yapanlar veya heveslenenler, hangi gruba mensup olursa olsunlar, karşısında bizi bulur" diye belirtmişti.

Söz konusu törene İçişleri Bakanı Soylu da katılmıştı.

Kısacası, Soylu attığı tweetlerle Erdoğan'ı da yalanlamış oldu.

İşte Erdoğan'ın o konuşması:

AKP'LİLER İNANMAYIP NELER DEMİŞLERDİ

Peki, AKP'liler geçmiş dönemde, FETÖ'nün devlet kadrolarına "sızma" girişimlerine neler demişti?

Dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de 2012 yılında NTV'de yaptığı açıklamada, "Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış bunlar kargaları güldürür" demişti.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise 2014 yılında AKP ile cemaat kavgasında Fethullah Gülen'i tartışmanın merkezinden çıkarmak gerektiğini, ona saygısının hala devam ettiğini belirtmiş, "Bunu söylemek doğru mu bilmiyorum ama ben, şunlar, şunlar, şunlar yapılsa bile bugüne kadarki öğretisiyle bugüne kadarki konuşmalarıyla yaşantısıyla tarzıyla Hocaefendi'yi bir kenara koymak ve onun üzerinden bir şeyler yapmamak gerektiğini düşünüyorum" diye konuşmuştu. Arınç, Zaman gazetesi aboneliğini de kesmediğini söylemişti.

Süleyman Soylu'nun paylaşımları ise şu şekilde:

"Belirli grupların demokrasi ve hukuk sistemi dışında siyaseti, sermayeyi ve devleti etki altına alması, yönetmesi, belli yerlere sızarak güç devşirmeye çalışması kabul edilemez. 

Kaldı ki, devletimizin hiçbir biriminde böyle bir durum söz konusu değildir. Ancak inanç grupları -son günlerdeki yönlendirmeli tartışmalara değinerek söylüyorum- tarihsel sürecimizin geleneğimizin ve topraklarımızın bir kabulüdür. 

Ayrıca bireysel olarak insanların inanç tercihlerinin olması, demokratik hayatın da doğal bir sonucudur. 

Fakat bireysel istismarlara veya inanç gruplarının istismarlarına nasıl müsaade edilemezse, bu istismarları fırsat bilip medeniyetimizin ve topraklarımızın değerlerine de saldırıya fırsat verilmeyecektir. 

İçişleri Bakanı olarak söylüyorum: Herhangi bir inanç grubunun, devletin birtakım noktalarını yönettiği ve sızdığı değerlendirmeleri, başlı başına yeni bir istismar alanıdır ve doğru değildir. Yalandır. Provokasyondur."