Siyonist İsrail Rejimi'nin Mavi Marmara gemisine yönelik saldırısının üzerinden 9 yıl geçti. Mavi Marmara saldırısı zihinlerdeki yerini korurken Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan konuya ilişkin olarak tepki çeken bir açıklamada bulunması unutulmadı.

Mavi Marmara katliamı sonrasında Siyonist İsrail Rejimi ile sorunlu olan ilişkileri düzeltme yolunda önemli adımlar atıldığını söyleyen Erdoğan şu ifadeleri kullanması dikkat çekmişti:

"Yalnız buradan bir açıklama yapmak durumundayım; Türkiye Cumhuriyeti olarak biz hangi adımı atıyorsak atalım bu adım bilinmelidir ki her zaman karşılıklı milletlerin kazanımına dayalı bir adımdır. Hiçbir zaman hiçbir adımı tek taraflı düşünmedik. 'Kazan-kazan' esasına dayalı olarak hep bu adımları atmışızdır. Yani Türkiye de kazanmalı, Rusya da kazanmalı. Türkiye de kazanmalı, İsrail de kazanmalı. Buralardaki hassasiyetimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir." diye konuştu.

Milli Gazete'nin haberine göre, 2016 yılında Mavi Marmara'ya ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mavi Marmara katılımcılarını eleştirerek "Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz?" demişti.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuya ilişkin sözleri şu şekilde olmuştu:

"Biz İsrail ile olan ilişkilerimizi niye kesmiştik? Olay malum. Peki duruşumuzda o günden bugüne herhangi bir değişiklik oldu mu? Olmadı. Ama şimdi Sayın Obama'nın araya girmesiyle başlayan yeni süreç... 3 başlık talebimiz vardı. Bunun bir tanesi özürdü. Bunun özür olayını bizzat Sayın Obama'nın yanında, o zamanlar İsrail Başbakanı zaten ifade ettiler ve o madde gerçekleşti. Ama o günden bugüne 3 yıl içerisinde arkadaşlarımızın İsrail tarafıyla görüşmeleri oldu. Bunları bu akşam ben niye anlatıyorum, çünkü hedef saptıranlar var, duymayıp uyduranlar var. Ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarım bunları bilsin istiyorum." diye konuştu.

"Olayı yaşayan benim, olayı yaşayan benim özel temsilcilerim fakat sen neyi duydun, neyi gördün, neyi bildin? Söylemediğim şeyleri söylenmiş gibi gösterenler var. Çünkü bunlar akşam başka, sabah başka konuşurlar, böyle hareket ederler. İkinci başlığımız neydi bizim? Dedik ki tazminat. Görüşmeler yapıldı, 20 milyon dolar 10 şehidimiz için tazminat olarak belirlendi. Şimdi çıkmışlar onlara farklı şeylerle, 'Olur mu 20 milyon, ne demek, siz daha fazlasına layıksınız.' Bu kanın rakamı olur mu? Şu anda yapılan görüşmeler neticesinde böyle bir tazminata karar verilmiş. Alır veya almaz ama biz burada uluslararası bazda bir adım atıyoruz. Siz kalkıp da Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün Başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı, Gazze'ye bugüne kadar hep yaptık, yapıyoruz. Filistin'e yaptık, yapıyoruz ama bunları da yaparken bizler bir yerlere gövde gösterisi olsun diye değil, her şeyi uluslararası diplomasi neyse bu diplomasi içinde yaptık, yapıyoruz. Bundan sonra da yapacağız. Bunları davul zurna çalarak değil, edebi, adabı içerisinde yaptık, yapıyoruz." dedi.