AKP’den istifa eden eski bakan Ali Babacan, kurduğu Demokrasi ve Atılım Partisi'nin (DEVA) programını açıklıyor.

Eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan'ın kurduğu DEVA'nın tanıtımı Bilkent Otel ve Konferans Merkezi'nde yapılıyor. Otelin AKP ve Gelecek Partisi'nin de kuruluşunu gerçekleştirdiği otel olması dikkatleri çekti. Partini kurucu üyeleri kuruluş etkinliği öncesi Babacan’la birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti.

Ali Babacan'ın açıklamaları şöyle:

"Değerli kurucularımız saygı değer misafirlerimiz basınımızın değerli mensupları bugün bizleri ekranları başında izleyen, dualarını ve desteklerini derinden hissettiğimiz sevgili vatandaşlarımız her birinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor, partimizin kuruluş törenine hoş geldiniz diyorum.

Hepimizin gönlü biraz buruk, ruhu biraz yaralı, hayatının baharındaki yiğit evlatlarımızın şehadetine şahitlik ettik. Bunların derin hüznü içerisindeyiz. Ülkemizin her alanda sürekli zemin kaybetmesi yüreğimizi dağılıyor. Vatandaşlarımız geleceklerinden kaygılı. İnsan haklarının ihlal edilmesi, özgürlüklerin kısıtlanması toplumumuzun nefes almasını zorlaştırıyor. Kadınlarımız tehdit altında yaşamaktan ıstıraplı. Ülkemizde adalet yaralı, demokrasimiz yaralı, halkımız ne kadar haykırsa da sesini duyuramıyor. Korku siyaseti, polemikler, kavgalar hepimizi yordu. Çalışanlarımız işsiz kalma korkusuyla yaşıyor. Emeklimiz, mamurumuz her yıl daha büyük güçlüler çekiyor. Yatırımcımız önünü göremiyor. Eğitim en önemli sorun alanı olarak hâlâ önümüzde. Sağlık sistemimiz hızla bozulma sinyalleri veriyor. Şehirlerimiz hızlı betonlaşmanın ağır yükünü kaldıramıyor. Bu ülkenin insanı son birkaç yıldır çok üzüldü, yaralandı. Her şeyi elinden alındı ama sabır gösterdi. Artık geldik buradayız. Zaman Türkiye için sorumluluk alma zamanı. Türkiye için iyileşme zamanı başladı. Derdinize ortak arıyorsanız biz DEVA’yız. Derdinize hızlı çözüm arıyorsanız biz DEVA’yız. Artık DEVA zamanı diyoruz.

Değerli konuklar biz inanıyoruz ki demokrasiyi ve katılımcılığı kendi partisinde işletmeyenlerin ülkemizin demokrasisine ve geleceğine vereceği hiçbir katkı olamaz. Bir ilki gerçekleştirdik. Tüzüğümüzü çok geniş bir katılımla hazırladık. Bu süreçte toplumumuzun her kesmini dinledik. Çözümleri hep beraber masaya yatırdık. Halkımızın görüşüyle politikalarımızı zenginleştirdik. Politika zaman alan bir kavram. Biz yaptık oldu deseydik herhalde partimizi 2 ay içinde kurardık. Ama biz herkesi dinledik. Bir web sitesi açtık. Vatandaşlarımız sorunlarını bildirdi. Ülkemizin geleceği ile ilgili ne istiyorsunuz diye vatandaşlarımıza sorduk. Bu süreç Türk siyasi tarihinde bir ilk. Bu kadar geniş bir istişare ile, kolektif bir karar alma süreciyle bir partinin kurulması bir ilk. Katkı veren herkese en içten teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Keşke ülkede şartlar biraz daha normal olsaydı bize destek veren aydınlatan arkadaşlarımızın hepsi açıkça burada olsaydı. Gönüller bizimle beraber onu biliyoruz. Bu günler de geçer inşallah.

Hep beraber arkadaşlarımızla bu yola çıktık. Kurucularımız bütün bu süreçte fikirleriyle, çalışmalarıyla birlikte oldular. Dualarımızla aramızda duran tüm halkımızın beraberce kurduğu bir parti bu parti. Bizleri yeni bir parti kurmaya teşvik eden, haydi, ihtiyaç var diye bizleri cesaretlendiren halkımıza ben teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu değişim ve yenileme talebine kulak verdik. Bir bakıma üzerimizde ahlaki sorumluluk hissederek bu yola çıktık. Kendini yenileyemeyen bir siyaset anlayışıyla Türkiye’nin yola devam etmesi artık mümkün değildir. Vakit yenilenme vaktidir. Türkiyemizin DEVAsı buradadır.

Bizim için siyaset dürüstlüğün ve erdemin her koşulda hakim değer olmasıdır.  Tüm vatandaşlarımızın özgürlüğü, güvenliğidir. Çocuklarımızın, gençlerimizin iyi bir eğitim almasıdır, sosyal adaletin temin edilmesidir, kuvvetler ayrılığın esasına dayanan çoğulcu demokrasinin inşa edilmesidir. Bizler siyasetin sürekli olarak dışlayıcı, ötekileştirici bir dil kullanmasına karşıyız. Siyaset aynı zamanda bir mutabakat oluşturma sanatıdır. Siyaseti ötekileştirme alanı hale getirmek, belirli bir kesimden destek almaya çalışmak bizim siyaset lügatımızda yoktur. Farklı kimlikleri, farklı fikirleri zenginlik olarak değerlendiriyoruz. Herkesin yaşam tarzına sonuna kadar saygılı olacağız. Dini kutsallarımızı günlük siyasete malzeme etmeyeceğiz. Dini kutsallarımızı siyasi propaganda aracı haline getirmeyeceğiz. Türkiye tek bir akla dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir. Muhalefet kurumunu ve muhalif görüşleri siyasetin vazgeçilmez bir parçası olarak görmek durumundayız. Tüm diyalog kanallarımızın her zaman açık olacağını beyan etmek istiyorum. Doğru hedeflere ancak doğru kadrolarla hayata geçirebiliriz.

Birleştirici kapsayıcı ve umut veren bir siyaset üreteceğimizi, kutuplu siyasete bulaşmayacağımızı, çoğulcu siyaseti esas alacağımızı, iş birliğine açık olacağımızı ilke ve değerlerimizden asla vazgeçmeyeceğimizi, çözüm odaklı hareket edeceğimizi milletimize şimdiden beyan ve taahhüt ediyoruz.

Partimizin her kademesindeki organ seçimlerinde delegelerin daha fazla söz sahibi olmasına söz verdik. Organ seçimlerinden adaylardan en az yarısının delegelerin önerdikleri adaylardan oluşan çarşaf listeden seçilmesini ön gördük. İddia ediyorum ki bugün partimizin tüzüğünü açın inceleyin, bütün siyasi, partiler içerisinde parti için demokrasinin en iyi çalışacağı parti DEVA olacaktır.

Milletvekillerimizin seçimi için ön seçim veya aday yoklaması yapılmasını öngörüyoruz.

İlk defa bir siyasi partinin engelli kotası var. Bütün organlarında engelli kotası var. Engelli vatandaşlarımız engellerle ilgili oluşacak bütün politikalarda söz sahibi olacaklardır. Partimizin bütçesini, gelir ve gider cetvellerini bütün mali tablolarını resmî internet sitemiz üzerinden yayımlayacağız. Siyasetin finansmanı maalesef Türkiye'nin en hastalıklı alanlarından biridir. Biz yeni kurulmuş bir siyasi parti olarak ilk seçimlere kadar Hazine'den herhangi bir yardım almayacak. Biz istiyoruz ki bu partinin kazançları vatandaşlarımızın helal kazançlarından olsun. 

Web sitemizin serbest kürsü menüsü başlığı üzerinden gençlerimiz de görüşlerini bizlere yazabilecekler. Üyelik başvuruları da web üzerinden yapılabilecek.

Bilişim çalışmalarımızı tamamen gönüllü bir ekiple yürüttük. Bütün hesaplarımız bizim kendi gönüllü gençlerimiz tarafından hesaplandı. Bunlardan birkaçı da kurucularımız arasında. Onlarla omuz omuza çalıştık ve partimizin elektronik alt yapısını kuran gençlerimiz üyelerimiz arasında.

Demokrasinin başlangıç noktasının seçimlere ve siyasi partilere ilişkin düzenlemeler olduğuna inanıyoruz. Seçim yasasında temsilde adaleti sağlamak amacıyla, barajın düşürülmesi ve seçim bölgesinin daraltılmasıyla ilgili düzenlemeleri gerçekleştireceğiz. Siyasi partiler yasasında, parti içi demokrasiyi kurumsallaştıracak değişiklikleri hayata geçireceğiz. Siyasetin finansmanının şeffaf ve temiz hale getireceğiz. Sivil toplumu, demokrasinin asli unsuru olarak görüyoruz. Sivil toplum örgütlerinin vesayet altına alınmasının, ifade özgürlüklerinin kısıtlanmasının ve bağımsızlıklarını kaybetmelerinin demokrasiye büyük zarar verdiğine inanıyoruz.

Çok Değerli Dostlar, son yıllarda yaşadığımız siyasi ve sosyal olaylar insanımızdaki devlet algısını ciddi şekilde değiştirmiştir. Herkes için umut ve güven kaynağı olması gereken devletin bu vasfı büyük oranda zayıflamış, ayrımcılık, kayırmacılık, dışlayıcılık ve ötekileştirme yaygınlaşmıştır. Kurallar yerini keyfiliğe, kurumsal yönetim kişisel yönetime, ehliyet ve liyakat kayırmacılığa dönüşmüş, kurumsal yapısal ve kültürel olarak ciddi bir tahribata maruz kalmıştır. Parti olarak, hukuka bağlı, vatandaş odaklı, katılımcı, saydam, hesap verebilir, denetlenebilir, dijital dönüşümünü gerçekleştirmiş, etkin iletişim yetkinliğine sahip, geri bildirime açık, ulaşılabilir, etkili ve verimli bir kamu yönetimi hedefliyoruz.

Devletin her bir vatandaşına aynı yakınlıkta olmasını, hiç kimsenin ayrımcılığa tabi tutulmamasını savunuyor, her türlü kayırmacılığı reddediyoruz. Düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarını ve kurumsal kapasitelerini güçlendirecek ve üyeliğe atanma nitelik ve kriterlerini yükselteceğiz. Mülakat uygulamasına son vereceğiz.

Yolsuzluk yalnızca bir suç veya kişisel ahlak meselesi değil, toplumların doğasını bozan, sisteme, demokrasi ve hukuk devletine olan inancı da tahrip eden bir afettir.

"Kamu ihale kanununu tümüyle yenileyeceğiz"

Yolsuzluğun aynı zamanda ekonomik kalkınmanın önündeki en önemli engellerden birisi olduğuna inanıyoruz. Bizim için şeffaflık sadece bir etik kural değil, bir hayat tarzıdır.  Mali suçların, yasa dışı veya kaynağı kuşkulu para hareketlerinin daha bağımsız ve etkili bir şekilde izlenmesi ve soruşturulması ve ilgili kurumlarla işleyen bir koordinasyon sağlanabilmesi amacıyla, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nı yeniden yapılandıracağız. Kamu alımları ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluk kapısını açık tutan tüm istisna ve muafiyetleri ortadan kaldıracak, kamu ihale kanununu tümüyle yenileyeceğiz.  İhale ve satın alma süreçlerini tüm taraf ve yurttaşların izleyebilmesine açık tutacağız.  

"Ekonomimiz orta gelir tuzağına yakalanmıştır"

Türkiye 2013 yılında Yüksek Gelirli Ülkeler grubuna geçme aşamasına gelmiş iken, son yıllarda izlenen yanlış ve popülist politikalar sonucunda kişi başına düşen gelir yaklaşık yüzde 25 oranında gerilemiş ve ekonomimiz orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Kaybolan güven ortamı ve gerileyen yatırımlar sonucunda ülkemizin sadece güncel büyüme performansı değil, uzun dönemli büyüme potansiyeli de ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili sorunlar para politikasının tutarlılığına ve öngörülebilirliğine zarar vermektedir. Bu durum, enflasyonla mücadeleyi zayıflatmakta ve fiyat istikrarının sağlanmasını zorlaştırmaktadır.

Türkiye 2013 yılında Yüksek Gelirli Ülkeler grubuna geçme aşamasına gelmiş iken, son yıllarda izlenen yanlış ve popülist politikalar sonucunda kişi başına düşen gelir yaklaşık yüzde 25 oranında gerilemiş ve ekonomimiz orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Kaybolan güven ortamı ve gerileyen yatırımlar sonucunda ülkemizin sadece güncel büyüme performansı değil, uzun dönemli büyüme potansiyeli de ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili sorunlar para politikasının tutarlılığına ve öngörülebilirliğine zarar vermektedir. Bu durum, enflasyonla mücadeleyi zayıflatmakta ve fiyat istikrarının sağlanmasını zorlaştırmaktadır.

“Güçlü, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı” bir büyüme stratejisi

İşsizlik, özellikle genç işsizlik son dönemlerde tarihi en yüksek düzeylerine çıkmıştır.  Türkiye, bireysel gelir eşitsizliği ve göreli yoksullukta Avrupa’da ilk sırada yer almaktadır.  Parti olarak, büyümenin verimlilik, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık boyutlarını bir arada ele alan bütüncül bir yaklaşımı esas alacağız. Bu anlayış doğrultusunda, süratle “Güçlü, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı” bir büyüme stratejisini hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde ekonomi alanındaki en önemli önceliğimiz, başta gençler ve kadınlarda olmak üzere işsizlik sorunuyla mücadele etmektir. Üretken olmayan sektörler ile imar rantlarına dayalı bir büyüme yerine, başta sanayi olmak üzere üretken sektörlerde üretim ve ihracat artışına öncelik veren bir modele geçeceğiz. Şu anda düğmeye basar basmaz açığa çıkacak çok büyük bir potansiyel var İnşallah biz ona da DEVA olacağız.

Verimliliğin artırılması için, en büyük sermayemiz olan insanımızın bilgi ve becerisini artıracak, teknoloji ve yenilikçilik alanında köklü bir dönüşüm gerçekleştireceğiz.  Kapsayıcı büyüme yaklaşımımız çerçevesinde gelir dağılımın iyileştirilmesi ve yoksulluğun azaltılması önemli hedeflerimizdendir. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm vatandaşlarımızın ekonomik hayata katılımlarını artırarak hem ülkemizin büyüme hızını yükseltecek hem de herkesin bu büyümeden pay almalarını sağlayacağız.

Güçlü ve sağlıklı bir ekonomi için, mülkiyet hakkını ve teşebbüs hürriyetini olmazsa olmaz bir koşul olarak görüyoruz. Deva Partisi olarak, rekabeti bozucu kamu müdahalesinin olmadığı, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsız ve etkin çalıştığı bir piyasa ekonomisi anlayışını esas alacağız. Politika ve uygulamalarımızda, sosyal refah ve adaleti, insani çalışma koşullarını ve doğa ve çevrenin korunmasını en üst düzeyde dikkate alacağız.

"zamanında bize yaptırmadıkları 'Mali Kural' uygulamasını hayata geçireceğiz"

Enflasyonu düşük tek haneli düzeye indirmek temel hedefimizdir. Mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmek ve öngörülebilirliği arttırmak amacıyla, zamanında bize yaptırmadıkları “Mali Kural” uygulamasını hayata geçireceğiz. Bütçe disiplinini esas olarak vergi oranlarını yükselterek değil tahsilat oranını arttırarak, kayıt dışılığı azaltarak ve harcamaları kontrol altına alarak tesis edeceğiz.

"Ben yaptım oldu ben istiyorum olsun', büyük projeler böyle yapılmaz"

Büyük ölçekli kamu yatırımlarına, gerçekçi ihtiyaç değerlendirmesi ve çevresel etki analizi yaparak karar vereceğiz. Bu projelere ilişkin hazırlık sürecinde sivil toplum, meslek örgütleri ve ilgili tüm tarafların etkin bir şekilde katılımını sağlayacak mekanizmaları oluşturacağız. Ben yaptım oldu ben istiyorum olsun, büyük projeler böyle yapılmaz arkadaşlar. Toplumsal bir mutabakat arayışı lazım. Biz bunu sağlayacağız. Sürdürülebilir büyümeyi destekleyen, sermaye birikimine katkıda bulunan, sermayenin tabana yayılmasına aracılık eden bir finansal hizmetler sektörü inşa edeceğiz. Kamu bankalarının sektör içinde rekabeti bozmalarını engelleyecek, bu bankaların siyasi baskılarla iş yapmalarının önüne geçeceğiz.

Sermaye piyasasının toplam finansman içindeki payını artırmak amacıyla, şirket sermayelerinin halka açılmasını ve halka açıklık oranını arttırmayı teşvik eden düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin potansiyelinden en üst düzeyde yararlanılmasını sağlayacak adımları atacağız.  Yenilikçi fikir ve buluşların hayata geçirilmesini destekleyen gelişmiş bir girişim sermayeciliği altyapısı oluşturacağız.

İşsizlik

Son yıllarda yaşanan güven ve istikrar kaybına bağlı olarak yatırımlar ciddi oranda gerilemiş, bunun sonucunda işsizlik oranları tarihi yüksek seviyelere çıkmıştır.  İşsizlikle mücadelede en etkin yöntem, ekonomide güven ve istikrar ortamını tesis ederek yatırımları ve büyümeyi arttırmaktır. İşsizlikle ilgili yapısal sorunların çözümü ise işgücü piyasası reformları, çok yönlü aktif işgücü politikaları ve mesleki eğitime yeni bir bakış açısı kazandırmaktan geçmektedir. İşgücüne katılımın arttırılması ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması için işgücünün niteliğini sürekli iyileştirecek ve geleceğin işlerine uygun hale getireceğiz.

Kadınların işgücüne daha aktif katılımını sağlamak amacıyla, mahalleler düzeyinde yerel yönetimlerin sorumluluğunda okul sonrası eğitmenli aktivite merkezleri ile kreşler kuracağız.

"Öğrencilere taşınabilir yeni beceriler sunacağız"

Teknolojik işsizliğe karşı önlemler alarak aktif iş gücü politikalarıyla gençleri yeni mesleklere yönlendireceğiz. Teknoloji ve bilişim liseleri ile gençlerin yazılım, kodlama ve teknoloji alanlarında meslek sahibi olmalarını sağlayacağız. Gelecekte ihtiyaç duyulacak yeni meslek ve yetenekler için internet üzerinden ve yerinde eğitimler sunacağız. Öğrencilere farklı alanlarda da kullanabilecekleri taşınabilir yeni beceriler kazandıracağız. Öğrencilerin yönelebilecekleri meslek seçenekleri konusunda esnek bir yaklaşım izleyeceğiz.

KOBİ’leri küreselleşmeden kaynaklanan yüksek rekabete ayak uydurma, yetkin insan gücü ve yeterli sermayeye sahip olma, yenilikçi projeler üretme gibi hususlarda güçlendireceğiz. Esnaf ve sanatkarımızın işlerini büyüterek tacir ve sanayici aşamasına geçerek KOBİ niteliğine kavuşması, ekonomideki gelişmeleri yakından takip edebilmesi için sürekli bilgilendirme kanalları oluşturacağız.  Vatandaşlarımızın güvenli, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslendiği; finansal olarak güçlü ve teknoloji ile donatılmış tarımsal işletmelere sahip bir Türkiye hedefimizdir.

"Tarım meslek liselerini yeniden açacağız"

Çiftçilerimizin gelirlerini öngörülebilir ve istikrarlı kılacağız. Tarım sektörümüz şu anda potansiyelinin çok çok altında. En temel ürünleri bile ithal etmek durumunda kaldık. Tarımsal politikaları veri ve bilgiye dayalı olarak uygulayacağız. Tarım meslek liselerini yeniden açacağız. Bu liselerden mezun olan gençleri desteklerden öncelikli olarak faydalandıracağız. Suyun doğru ve verimli kullanılmasına yönelik teknolojik altyapı ve araştırma yatırımlarına öncelik vereceğiz.  Başta sulama kanalları olmak üzere GAP, KOP ve DAP projeleri kapsamındaki altyapı yatırımlarını süratle tamamlayacağız.

Uzaktan algılama araçlarıyla verimlilik ve gelişim tespiti, yaygın sensör kullanımı gibi dijital tarım uygulamalarını destekleyeceğiz.  Hayvancılığı yem üretiminden başlayarak destekleyeceğiz. Hayvancılık desteklerini coğrafyaya uygun hayvan türlerinin geliştirilmesini sağlayacak biçimde uygulayacağız.  Örgütlü üretim ve sözleşmeli üretim gibi yöntemlerle hayvancılığın gelişmesini destekleyeceğiz. Orman köylülerini ve orman işletmeciliğinin gelişmesini destekleyeceğiz.

"Üretime ve verimliliğe dayalı bir ekonomi"

Üretime ve verimliliğe dayalı bir ekonomi için sanayi sektörü vazgeçilmez önceliklerimizden biri olacaktır. Verimlilik artışları ve ileri teknoloji kullanımı yoluyla sanayinin küresel rekabet gücünü yükselteceğiz. Üniversitelerimizin araştırmalarından iş dünyasının daha doğrudan yararlanabilmesini sağlayacağız.  Savunma, havacılık, uzay ve tıbbi cihazlar sektörlerinin sahip olduğu potansiyelden hem teknolojinin verimli kullanımında hem de teknoloji üretiminde etkin bir biçimde yararlanacağız.

Ülkemizin enerjide arz güvenliği, kaynak çeşitliği ve dışa bağımlılığın azaltılması alanlarında yeni politika ve stratejilerle geleceğe hazırlanması başlıca hedefimizdir. Enerji verimliliği uygulamalarını ve başta güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanımını teşvik edeceğiz. Kömürle çalışan elektrik üretim tesislerinin hızla rehabilite edilerek çevreye olan olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacağız. Madencilik sektöründe sürdürülebilir, çevreye duyarlı, rehabilitasyon planlaması olan, hammadde tedarik güvenliğinin sağlandığı, bir yapı oluşturmak temel önceliğimizdir. Madencilik izin ve ruhsatlarında çevresel etkileri, kapatma ve telafi edici düzenlemeleri, yerel etki ve istihdam boyutlarını birlikte değerlendireceğiz.

"Ülkemizin “emniyetli ve güvenli ülke” imajını titizlikle koruyacağız"

Turizm sektöründeki alt ve üst yapıların kalitesini arttırarak ziyaretçiler için çok önemli olan ülkemizin “emniyetli ve güvenli ülke” imajını titizlikle koruyacağız. Yüksek gelir grubunda yer alan turistlerin ülkemize çekilmesini sağlayacak düzenlemeler ve teşvikleri hayata geçireceğiz. Sektörde çeşitlendirmenin sağlanması amacıyla, sağlık, spor, tarih, kültür, termal, üçüncü yaş, yat, kurvaziyer, kongre ve fuar alanlarındaki turizmi destekleyeceğiz.

Karayolu ulaşım politikasını “bütünleşik taşımacılık stratejisine” uygun olarak köklü bir değişim perspektifi ile yeniden ele alacağız. Demiryollarındaki altyapı yatırımlarını yeni bir ivmeye kavuşturacak, emniyetli YHT hat sayısını arttıracak, demiryollarının işletilmesinde özel sektörün daha fazla rol almasını sağlayacağız. Deniz taşımacılığının geliştirilmesi için, mevcut limanların kapasitelerinin geliştirilmesi ve yenilerinin yapımı, liman işletmeciliğinin iyileştirilmesi, konteyner taşımacılığının desteklenmesi gibi alanlara odaklanacağız.

Sivil havacılık ve hava ulaştırması alanında devletin sadece düzenleme ve denetleme yaptığı, özel sektörün ise yatırımlarla ve işletmecilikle sektörün gelişiminde daha fazla rol üstlendiği bir yapıya geçeceğiz.

Eğitim politikası

Eğitim en öncelikle ele alacağımız alan olacaktır. Eğitim alanında yaşadığımız sorunların temelinde, eğitim sistemimizin konjonktürel, siyasi ve ideolojik bir çatışma alanı haline gelmesi yatmaktadır. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak; insanı merkeze alan, dijital çağın ihtiyaçlarına uygun, üstün nitelikli öğretmen ve öğrenci yetiştiren, fırsat eşitliğini ve herkesin nitelikli eğitim hakkını garanti altına alan, kapsayıcı ve hayat boyu devam eden bir eğitim ve öğretim sistemini hayata geçirmeyi hedefliyoruz.

İnsanımıza günümüzde ve gelecekte ihtiyaç duyulan ve niteliğini yükseltecek yetkinlikleri kazandırmak temel önceliğimiz olacaktır. Bütün eğitim kademelerinde öğrencilere Türkçe’nin doğru kullanılmasını sağlayacak yetkinlikler kazandıracağız. Erken çocukluktan itibaren ikinci dil eğitimini etkili bir biçimde vereceğiz. Eğitimde reformu öğretmenlerimizle başlatacak ve öğretmenlerimizi değişim ile dönüşümün ana merkezi yapacağız.

"Öğretmenlerimizi eğitimle ilgili politika oluşturma ve kanun yapma süreçlerine dahil edeceğiz"

Öğretmenlik mesleğinin saygınlığını ve cazibesini arttıracağız. Öğretmenlerimizi, eğitimle ilgili politika oluşturma ve kanun yapma süreçlerine etkin bir biçimde dahil edeceğiz. Ders konularının yanı sıra öğrencilerin bireysel kabiliyetlerini ve ilgi alanlarını geliştirebilecekleri müfredat hazırlayacağız. Okuyan, öğrenen, yaratıcı ve yapıcı bireyler yetiştirmek için ikinci planda olan sanat ve spor eğitimini önceliklendireceğiz.   İnsan hakları, demokrasi kültürü, birlikte yaşama, ahlak, adalet, insan onuru, toplumsal cinsiyet eşitliği, çevre, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma bilincinin geliştirilmesi ve yerleşmesini tüm müfredatta gözeteceğiz.

"Okul öncesi eğitimi kademeli olarak 3 yaş altına indirecek ve parasız hale getireceğiz"

Okul öncesi eğitimi kademeli olarak 3 yaşına indirecek ve ücretsiz hale getireceğiz. Öğrencileri sadece liseye geçiş sınavına değil, liseye ve hayata da hazırlayacağız. Liselerde zorunlu ders saatleri ve ders çeşitliliğini azaltarak proje ve uygulama çalışmalarına imkan sağlayacağız. Liselerde öğrencilerin; sosyal düşünme, sorunlara analitik yaklaşabilme, tasarım, yaratıcılık ve liderlik kabiliyetlerinin geliştirilmesine odaklanacağız. Sosyal ve duygusal gelişimi okul öncesinden takip etmeye başlayarak özel gereksinimli öğrencileri ve özel yetenekli öğrencileri tespit edeceğiz.

"Üniversite giriş sınavlarında yılda bir defa yerine, çoklu sınav imkânı sunacağız"

Üniversiteye yerleştirmede yılda bir defa yapılan sınav yerine çoklu sınav imkânı sunacağız. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) misyonunu tamamlamış bir kurum olarak yüksek öğretimin gelişmesinin önünde bir engel haline gelmiştir.

"Yükseköğretim Kurulu’nu kaldıracağız"

Yükseköğretim Kurulu’nu kaldıracağız. Yüksek öğrenim kurumlarını veriye dayalı, şeffaf ve hesap verebilir bir sistemle denetleyecek, üniversiteler için performans hedefleri belirleyecek ve verdikleri eğitimin kalitesini ölçecek ve akredite edecek kurumsal yapıları ve mekanizmaları oluşturacağız. Bu çalışmalar sonrasında yeterlilik sorunu yaşayan üniversiteleri örnek üniversitelerle eşleştirecek veya gerekirse üniversiteler arasında konsolidasyona gideceğiz. Okul binalarının mimari yapılarını ortak çalışma alanlarını geliştirmek amacıyla gözden geçireceğiz.  Spor ve sanat eğitimi mekanlarını iyileştireceğiz.

Ayrıntılar geliyor...