Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile görüştü.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtladı. Babacan, ülkenin ekmeğe muhtaç hale geldiğini, Erdoğan'ın tabloyu görmediğini savunarak şunları söyledi: “Erdoğan topluma karışamıyor. Çok yaklaşılamıyor, kendisi de yaklaşamıyor. Tepkiden korkuyorlar belli ki. Kolay değil, bizim yürüdüğümüz gibi her yerde yürümek. Mesela Diyarbakır caddelerinde yürüsün… Bilemiyorum, çok kolay olmayabilir. Önce etrafını boşaltmaları lazım.” İşte Babacan'ın açıklamaları:

İsmail Saymaz, DEVA Partisi'nin 31 Ekim'deki Gaziantep İl Kongresi'ni takip etti ve Ali Babacan ile görüştü.

İşte o röportajdan dikkat çeken bölümler…

YENİ BİR ANLAYIŞ

Gaziantep'teki konuşmanızda, yeni bir vatandaşlık anlayışından söz ettiniz. Neyi kastettiniz?

Kimsenin etnik kökenine, dinine, inanıp inanmadığına bakmayan yeni bir vatandaşlık anlayışı diyoruz. Bu hakim olduktan sonraki adımlar doğal akış içerisinde gerçekleşir.

- Anayasadaki vatandaşlık tanımı değişebilir mi diyorsunuz?

Biz uzun vadeli bakıyoruz. Niyetimizi ortaya koyup bütün adımların zamanı gelince doğal olarak şekilleneceğini düşünüyoruz. Önce insanların kendini güvende hissetmesi ve özgüven lazım. Bir miktar da bazı korkular siyasette işe yarıyor. İçeride bu kadar sıkıntı varken, üzerini örtecek temalara ihtiyaç var. Dış güvenlik gibi.

ERKEN SEÇİM GEREK

- Erken seçim bekliyor musunuz?

Mecburen gerekecek. Ben 2021 ve 2022'de yüksek ihtimalle diye düşünüyorum. Tabii Devlet Bahçeli gibi bir faktör var. Öngörülemez bir faktör. Daha fazla yanlışa ve başarısızlığa devam etmek istemeyebilir. Siyasi, sosyal ve ekonomik şartlar 2023'ün haziranına kadar zor dayanır.

BABACAN: ÇOK ŞÜKÜR MUHAFAZAKAR DEĞİLİZ

Gaziantep Kongresi'nin yapıldığı salonda, ne muhafazakar partilerdeki gibi “mescit arayan sakallı amcalar” var, ne de dini içerikli sloganlar atılıyor. Sakalsızlar sakallılardan, başı açık kadınlar kapalılardan çok…

Babacan'a “Muhafazakar parti izlenimi edinmedim” dediğimde bana şu yanıtı verdi:

“Öyle bir iddiamız yok çok şükür. Biz kendimizi ne muhafazakar, ne sağ, ne sol diye tanımlıyoruz. Bizi bir araya getiren; ilkeler, değerler ve daha iyi bir Türkiye. Bu şekilde tanımlayan partiler var. Bu partiler dar bir kesime hitap ediyor. Onlardan aldığı destek yüksekse diğer kesimi dışlıyor. Böyle yapmak istemiyoruz. Toplumun muhafazakar olmayan kesimleri açısından iktidarın yaptığı ne kadar kötü iş varsa, hem muhafazakarlığa, hem dindarlığa, hem İslam dinine eksi yazıyor.”