AKP'li  Ordu'nun  Gürgentepe ilçesinin Belediye Başkanı  Yaşar Şahin'in sendikadan ayrılmaları için biri şehit yakını iki kadın işçiyi makamına çağırarak "Alçak, ulan, terbiyesiz..." gibi hakaret etmesi konusundaki olayın yakınları sürüyor.

Halk TV yazarı  İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtlayan şehit yakını işçi Sevinç Karaca, AKP'li Gürgentepe ilçe Belediye Başkanı Yaşar Şahin'in kendilerine 'Alçak ve terbiyesiz..." gibi hakaretlerine maruz kalması ile işten atılma süreci konusunda açıklamada bulundu.

İşte İsmail Saymaz'ın AKP'li Gürgentepe Belediye Başkanı Yaşar Şahin'ın hakaretlerine maruz kalan ve sendikalı olduğu için belediyeden atılan işçi Sevinç Karaca ile yaptığı görüşmesi şu şekilde:

Başınızdan geçenleri anlatabilir misiniz?

2017'de temizlikçi olarak girdim. Taşeronduk, kadrolu olduk. Eski Başkanımız Yener Yalçınkaya istedi, sendikaya girdik. Şahin gelince "Sendika istenmiyorum, istifa etmeyenlerin gereğini yaparım" dedi. 7-8 kişi istifa etti. Diğerleri etmeyince çağırıp toplantı yaptı, tehditkar konuşmaları oldu.

Siz istifa ettiniz mi?

Ben etmedim.

Nelerle karşı karşıya kaldınız?

O görüntülerdeki (yaşananların) üçte biri. Ne hakaretler, ne tehditler... O (olay) hariç üç kez odasından kovdu. Görüntülerin çekildiği gün önce toplantı yaptı. İstifa etmeyenleri kırmızı kalemle çizmişti. En sonda ben vardım. "Etmiyorum" dedim. Kovdu beni. Öğleden sonra çağırdı. Öğleden sonraki konuşma o video işte.

Kaç kez bu muameleye maruz kaldınız?

Dört kez. "Kuş kadar beyninizle başkanla uğraşabileceğinizi mi zannediyorsunuz" (diyordu.) "Başkanım, ben hakkımı savunuyorum. Niye böyle yapıyorsunuz" dediğimde deliriyordu. Ağza alınmayacak hakaretler söylüyordu.

Neden istifanızı istiyor?

Bana "10 işçi çıkacağım, ekibimi kuracağım" demişti. Bizi çıkarıp iki işçi aldı.

Görüntülerden sonra neler oldu?

Bizi garson olarak görevlendirdi. Garsonlara tazminat az ödeniyormuş. Temizlikçilere daha fazla. Sonra çıkışımı verdi.

Yaşadıklarınız sizde nasıl bir etki yarattı?

" Allah'ım rızık senden, kuldan değil." Hep öyle dedim. Biz adalete başvurduk. Sonra Allah'a dua ederek bekledim. Yanlış bir şey yapmadım. Hakkımı savundum. Onurumu, kadınlığımı, insanlığımı savundum. Niye diye sorarsan; başkana da söyledim, ben fakirlikle, yetimlikle büyüdüm. Ben ineğin yediği otları tencerelere koydum, aş yaptım. Benim rızkımı sen vermedim. Hakaret edemezsin. İyilikle anlat ki güveneyim sana. Öyle bir üslubu vardı ki, anlatamam.

İşten çıkarıldınız. Sonra?

Mahkemeye verdim. Sendikamız, Allah razı olsun, sahip çıktı. Bir bacısına yapılmış kadar bizi savundu. Gürgentepe'yi terk ettim. 22 yıllık emeğimi bırakıp Ordu'ya taşındım. Tekstil atölyesinde makinecıyım.

Neden göçtünüz?

E ne yiyip ne içeceksin? Çalışman gerekiyor. Ev aldım, borçluyum. Çocuklarım okul okuyor. Tek maaşla geçinme şansın zor. Mecbur. Bir de psikoloji...

Eşiniz ne iş yapıyor?

Şehit yakını olduğu için Milli Eğitim'de şofördü. Başkan onunla da uğraştı. Tehditkar haberler gönderdi, "Postalarım" diye.

Davayı kazandınız.

Kazandım. Başkan "Mahkemeyi kazansalar bile belediyenin kapısından içeri sokmayacağım" diyormuş. Arkadaşlarımla birlikte işimi geri istiyorum. Büyük bir haksızlığa uğradım.

Haksızlığı yetkililere söylemediniz mi?

Kaymakama, valiye, büyükşehir belediye başkanına söyledim. AK Partili iki vekile gittim. Hem de videoyla... "İlgileneceğiz" dediler. Bir buçuk yıl oldu, hala ilgileniyorlar.

Siz AK Partiliydiniz değil mi?

Dört yıl Gürgentepe Kadınlar Kolu yönetimindeydim. Yıllarca emek verdim. Şu an üye değilim.

Ayrıldınız mı?

Bu süreçten ötürü ayrıldım. Üyeliğim olmaz bu saatten sonra, olamaz. Gerçek bu. Allahın bildiğini kul da bilsin.

Başkan şehit yakını olduğunuzu biliyor muydu?

Biliyordu. O çocukluğumuzu bilir bizim.