Bekçilerin kimlik sorması tartışmalara neden olmuştu.

AKP  Grup Başkanvekili Mehmet Muş, çarşı ve mahalle bekçilerine vatandaşlardan kimlik sorabilme ve adli görevler verilmesini de içeren kanun teklifini TBMM Başkanlığına sunduklarını bildirdi.

23 Kasım’da İzmir’de bekçi ve vatandaşlar arasında yaşanan ‘kimlik sorma’ kavgasının ardından  İzmir 35’inci Asliye Ceza Mahkemesi bekçilerin kimlik sorma yetkisinin olmadığına hükmetti. Emniyet Genel Müdürlüğü ise, mahkemenin verdiği bu kararın 'yetkiyle ilgilisi olmadığı' yönünde açıklama yaparak bekçilere kimlik sorma yetkisini yönetmeliğe dayandırdı.

Gazete Duvar’dan Hacı Pişkin’in haberine göre, hukukçular ise mahkemenin, mahalle bekçileriyle ilgili verdiği kararla aynı düşüncede. Avukat Benan Molu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıklamasıyla ilgili, “EGM’nin dayanak olarak gösterdiği 16’ncı madde, takip edip araştırmadan ve suç üstü halinde yakalayarak karakola götürmekten bahsediyor” diyor. Molu yönetmeliğin tek başına bekçilere kimlik sorma yetkisi vermeye yeterli olmadığını dile getirdi.

Molu, “Kimlik sorma özgürlük ve güvenlik hakkı, kişisel verilerin korunması, özel hayatın korunması hatta bazı durumlarda ayrımcılık yasağı gibi pek çok hakka yönelik bir müdahale olarak görülebileceği için söz konusu müdahalenin mutlaka açık, anlaşılabilir ve ulaşılabilir bir kanun maddesiyle düzenlenmesi gerekiyor. Bizim mevzuatımızda bu yetki Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda polise tanınmış. Yönetmelik tek başına yeterli değil,  yönetmelik böyle bir yetki de vermiyor. O yüzden İzmir mahkemesinin kararı doğru. Yine Emniyet Genel Müdürlüğü’nün söylediği gibi sadece o kişileri ve o bölgeye bağladığı iddiası da doğru değil. Bekçiler sadece o mahkeme kararının verildiği kişileri değil, kimseyi durdurup kimlik soramaz.” ifadesini kullandı.