İsrail  ile  Filistin arasında yaşanan çatışmalar Türkiye ile ilişkileri de yeniden gündeme getirdi.

Ankara'nın saldırılarından dolayı kınadığı İsrail ile ekonomik ilişkileri bir kez daha gündeme geldi.

Dünya yazarı Alaattin Aktaş konuyla ilgili kaleme aldığı yazısında "Türkiye, İsrail'i en çok eleştiren ülkelerin başında geliyor. Acaba Türkiye laf eleştirisinin ötesine geçip adım atabilir mi, örneğin bu ülkeyle olan ticareti bir süreliğine de olsa durdurabilir mi?” hatırlatmasında bulunuyor.

"İsrail'i kınayalım; tamam, kınıyoruz da zaten. Hem yalnızca biz değil, dünyada birçok ülke kınıyor. Ama İsrail bildiğini okuyor” diyen Aktaş şöyle devam ediyor:

"Lafla kınamak işe yarıyor olsaydı Filistin sorunu diye bir sorun çoktan hallolmuştu.

Ekonominiz güçlü değilse, İsrail’i ekonomik anlamda köşeye sıkıştırma gücüne sahip değilseniz, bağırıp çağırmakla, iki günde bir sözüm ona feryat etmekle hiçbir kazanım elde edemezsiniz.

İsrail'e ekonomik ambargo uygulayan büyük bir ekonomi var mı?  ABD zaten en büyük destekçi; peki ya  Rusya ya  Çin ya Japonya, Güney Kore?

Müslüman dünyasını hiç saymıyorum zaten; onların bir araya gelip ortak bir bildiri yayımlamaları bile pek görülmüş şey değil.

Türkiye, İsrail’i en çok eleştiren ülkelerin başında geliyor. Hükümeti, muhalefetiyle tüm siyasi partiler, vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları; herkes eleştiri yarışında.

Ama eleştirmenin ötesinde bir girişim görüyor muyuz, yok.

Peki somut bir girişim olabilir mi?

Neden olmasın!

Türkiye’nin uygulayacağı bir ekonomik ambargo İsrail’i hiç mi hiç rahatsız etmez, oluşacak açık başka yollarla mutlaka kapatılır ama hiç olmazsa Türkiye bağırıp çağırmanın ötesine geçmiş olmaz mı?

Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret verilerini çıkardık. 2013 yılından bu yana olan veriler gösteriyor ki bu ticarette biz kardayız. İsrail’e, bu ülkeden aldığımızdan çok mal satıyoruz.

Ama dedik ya, ne İsrail bizden alamadığı ürünler yüzünden sıkıntı yaşar, ne de biz İsrail’e satamadığımız ürünler yüzünden öyle çok büyük bir döviz kaybına uğrarız.

Bu yılın ilk çeyreğine bakıyoruz; İsrail’e 1.4 milyar dolarlık ihracat yaparken bu ülkeden 472 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmiş ve 910 milyon dolarlık ticaret fazlası elde etmişiz. Geçen yılın tümündeki ticaret fazlamız da 3.2 milyar  dolar olmuş.

Yani Türkiye bu ülkeyle olan ticaretini durdursa, yıllık bazda 3-4 milyar dolarlık bir ticaret fazlasından olur.

Her gün hamasi nutuklar atacağımıza böyle bir fedakarlıkta bulunmaya değmez mi?

Eğer gerçekten İsrail’in tutumundan rahatsızsak...

Eğer gerçekten İsrail’e karşı bir şeyler yapılmasını istiyorsak...

Ve en önemlisi bu konuda dünyaya örnek olmak istiyorsak...

Türkiye ile İsrail zaman içinde bir dizi ortak yatırıma da imza attı elbette.

Bu yatırımları ortadan kaldırma, yok etme durumumuz tabii ki söz konusu değil. Ticareti bir süre durdurmak başka, mevcut yatırımlar başka.

Dolayısıyla en kısa vadede sonuç verecek adım, ikili ticareti en azından bir süreliğine askıya almak olacaktır. Bu süre uzarsa, o döneme denk gelecek ortak yatırımlar da kuşkusuz gözden geçirilebilir."