ABD'de seçilmiş Başkan Joe Biden'ın tescil oturumunun yapıldığı Kongre binası Donald Trump yanlılarınca basıldı. Sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Olaylara müdahale etmek üzere Ulusal Muhafızlar sokağa indi. Trump olayların çığırından çıkmasının ardından itidal çağrısında bulundu. Joe Biden ise yaşananları "kalkışma" olarak nitelendirdi. Eski ABD Başkanı George Bush da gelişmeleri "ayaklanma" olarak tanımladı. Olaylar sırasında silahla ağır yaralanan bir kadının hayatını kaybettiği bildirildi. ABD medyası yaralıların olduğu bilgisini de paylaştı. Güvenlik güçleri, dört saat sonra göstericileri kongre binasından çıkardı.

ABD’deki darbe girişimini, Türkiye de yakından takip etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "ABD'de demokrasinin tüm kurum ve teamülleriyle bir an önce işler hale geleceğine olan inancımızı koruyoruz" ifadelerini kullandı.

FETÖ’CÜLER HEDEF ALDI

ABD’deki firari FETÖ’cüler, Fahrettin Altun’un açıklamasının ardından Altun’u hedefe koydu.

İşte o mesajlar:

HUKUK VE DEMOKRASİ VURGUSU YAPTI

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "ABD'deki olayları endişe ile izliyor, tarafları öncelikle sükunete davet ediyoruz. Daima hukuk ve demokrasi içinde sorunların çözüleceğine inanıyoruz. Türkiye olarak her zaman hukuktan ve demokrasiden yana olduk. Herkese de bunu tavsiye ederiz" ifadelerini kullandı.

ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Kalın'ın paylaşımını alıntılayıp, "ABD'de demokrasinin tüm kurum ve teamülleriyle bir an önce işler hale geleceğine olan inancımızı koruyoruz" ifadelerini kullandı.

"AĞIR SONUÇLAR"

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ise "ABD'de yaşanan gelişmeler demokrasiler için ırkçılık, şiddet ve gayrimeşruluk tartışmalarının toplumsal alanda ağır sonuçlarını göstermesi açısından önemli. Siyaset dilinde gayrimeşruluk tartışmalarının nasıl bir sorumsuzluk doğurduğunu ABD örneğinde tüm dünya izliyor” diye belirtti.

“EDEN BULUR’ ATASÖZÜMÜZÜ HATIRLATAN BİR DURUM”

AKP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam Türkiye Bayrağı “ABD’de yaşanan bu hadiseler ibretlik. Müttefikimizin bu hallere düşmesi, Kongre Binasının işgaline kadar giden kaotik durum dünyada ilk değil. ‘Eden bulur’ atasözümüzü hatırlatan bir durum. Umarız ki Pensilvanya’daki FETÖ’nün hain karargahını bu vesileyle tekrar değerlendirirler” mesajını paylaştı.

İşte o mesaj:

Gazeteci Erkin Öncan, NBC News sunucusunun Türkiye ile ilgili sözlerini şöyle aktardı:

“NBC News sunucusu, Türkiye'nin ABD'de yaşanan olaylarla ilgili açıklamasını okuyarak ‘Bir diktatör tarafından yönetilen ve gazetecileri hapiste olan Türkiye, yaşananları endişeyle takip ettiğini açıkladı’ ifadelerini kullandı.

İşte o mesaj:

GÖSTERİCİLER ARASINDAKİ TÜRK GAZETECİ ANLATIYOR

ABD’de yaşayan Habertürk yazarı Oray Eğin, protestolar sırasında neler yaşadıklarını anlattı.

Eğin, “Amerikan darbesinden notlar” başlıklı yazısında, ABD’de yaşananlara dair şu satırları kaleme aldı:

“Göstericiler Amerikan kongre binası Capitol’a girdiğinde biraz uzaktaydım. Kısa süre önce Donald Trump konuşmuştu, hep birlikte Capitol’a yürüyeceklerini söylemişti. Şaşırtıcı değildi, zaten Trump yanlılarının programında vardı. O ana kadar süren protestolar da daha çok bir komplo teorisi panayırını andırıyordu. Çoğunluğu beyaz ve yaşlı insanlardan oluşan sokaktaki Trump yanlılarının hepsi ayrı bir telden çalıyordu: Sosyalizm düşmanları, kürtaj karşıtları, olmayan düşman Antifa’yla mücadele edenler, aşı karşıtları, virüse inanmayanlar… Ama demokrasi böyle bir şey işte, herkesin protesto hakkı var.

Açıkçası, kazanma yolları tamamen tıkalı bir liderin peşine takılan bu kitlenin daha çok görkemli bir veda ettiği izlenimi uyandı ilk saatlerde bende. Hiçbirimiz içlerinden birkaçının Capitol’a girebileceğini hayal dahi edemezdik. Sonuçta bu şehirde ilk kez protesto olmuyor, Vietnam Savaşı yıllarından ’Black Lives Matter’a kadar çok daha görkemli gösterilere sahne oldu bu kentin sokakları. Polis kimi nasıl kontrol edeceğini normalde çok iyi biliyor.

COVID-19 tedbirleri yüzünden dışarıya kapalı olan Capitol’a normal zamanda girmek çok kolay değilken Trump yanlılarının güvenlikten dahi geçmeden, polisi aşarak binaya dalmaları gerçek üstüydü. Yazın Beyaz Saray önünde toplanan barışçıl kalabalığın Trump’ın uyduruk İncil şovu için nasıl şiddetle dağıtıldığını bütün dünya izledi. Capitol’ı da bir-iki dakika içinde temizleyebilirlerdi, değil mi?

BU BİR TAKTİK

Bu düşüncelerle, ben varana kadar zaten kimseler kalmaz diye yola çıktım Capitol’a doğru yolda bulduğum kiralık bir bisikletle. Birkaç dakika içinde Capitol’ın merdivenlerinde buldum. Göstericiler binanın içine daldıktan sonra hala bu kadar bile binanın yakınına girebildiğime şaşırarak ilerledim.

Birkaç adım daha attıktan sonra 20 Ocak’taki devir teslim töreni için kurulan iskelelere tırmanan kalabalığın yanındaydım. Capitol binasının her yerinde dolaşmak, neredeyse içine bile girebilmek mümkündü. Kalabalık ilerledikçe ben de onların peşine takıldım.

Bu binada meydana bakan birkaç balkon var, onların birinden içeri girmek çok kolay. Ama yaklaştıkça bilgisayar oyunu meraklılarının aşina olduğu bir taktik dikkatimi çekti: Polis göstericilere adeta ’gel gel’ yapıp o balkon kapısına ulaştıklarında pusu kuruyordu. İnsan tam içeri girebileceğini düşünüp gaza geliyor, ama son saniyede karşısına çıkan engeli bir türlü aşamıyor. Nitekim ben de gazı yedim.

Kısa süre sonra böyle yapa yapa kalabalığı Capitol’dan uzaklaştırdı polis. Bir-iki saat içinde bırakın merdivenleri, önünde bahçeye ulaşmak bile hayal oldu. Göstericileri adım adım iterek binayı korumaya aldılar, Kongre de yarım bıraktığı oy sayma işlemine kaldığı yerden devam etti.

Binanın basıldığı, silahların çekildiği, Senatörlerin ofislerinin ele geçirildiği çoktan unutulmuş gibiydi Senato’daki oturum başladığında.

Oturumu izlerken birkaç saat önce ’Başkent düştü’den nasıl bu noktaya geldiğimizi düşündüm. Amerikan polisinin bu gibi abartılı gösterilere karşı kendine özgü bir müdahale yöntemi var. Önce kaosun büyümesine izin veriyorlar, işler kontrolden çıkmış gibi gösteriyorlar, sonra da adeta ’Tamam çocuklar, artık yetti,’ diyerek ortalığı temizliyorlar. Kuşkusuz, binayı basan göstericiler siyah olsaydı akıbetleri aynı olmazdı. Öyle ellerini kollarını sallayarak giremezlerdi.

BEYAZLAR DAHA EŞİT

Beyaz göstericilere daha fazla müsamaha tanındığı tartışılmaz; Amerikan polisinin gözünde beyazlar her zaman daha eşit sonuçta.

Göstericiler binaya alınarak bir anlamda Trump ve tabanının gazı alındı. Sanki büyük işler başarıyormuş, binayı ele geçiriyorlarmış zannettiler ama birkaç saat içinde kendi aralarında ’Buradan kaçalım, kaldıkça işler kötüleşiyor, bizi silip süpürecekler,’ diye konuşmaya başladılar.

Bunu dediklerini bizzat duydum: bir Trump destekçisi 400-500 Robocop olduğunu ve ortalığı gaz bombalarıyla dağıtacağını söylüyordu binadan kaçarken. Başka protestolarda da polis olay daha fazla büyümesin, biriken gaz daha şiddetli patlamasın diye binaların yanmasına, yağmalamasına baştan göz yumar. Sonra sert yüzünü gösterir. Arada, böyle vanayı açmak ve gazı salmak gerek. Gösteri hakkı Anayasal hak olan ABD bu işi öğrendi yıllar içinde. Amerika’da bu hakkın geniş yorumunda bazen bina yakmak, yağmalamak ve bugün itibarıyla Capitol’ı basmak da yer alıyor. Ve bu hak ’Siyahların hayatı önemlidir,’ diye haklı olarak bağıranların da yalan-yanlış kulaktan duyma bilgilerle ’Oy hırsızlığına son,’ diye kendisini sokağa atanların ortak hakkı.”

Kaynak:Odatv