Orhan Uğuroğlu, Yeniçağ'daki bugünkü köşe yazısında, AK Parti kurucusu olan ve 20 ve 21. dönem milletvekilliği yapan Kemal Albayrak ile arasında geçen görüşmeyi kaleme aldı.

"AK PARTİ'NİN YENİ AÇILIM YAPMASI LAZIM"

AK Parti'ye sert sözlerle yüklenen, AK Parti kurucusu Kemal Albayrak, "Aslında AK Parti'nin yeni bir açılım yapması lazım. Bu açılım da "AK Parti Anonim Şirketi" kurup patent de alarak olur. Çünkü partide siyaset anlayışı şirkete kâr eden AKP'lilere dönüştü" ifadelerini kullandı.

"PEKCAN, YÜCE DİVAN'A GİTMELİ"

AKP'li eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın kendi şirketinden bakanlığa yüksek fiyata dezenfektan satmasına ilişkin ise  Albayrak, "Ruhsar Pekcan'ın yaptığı Yüce Divan'lık bir suçtur. Birçok bakanın kendi ticari ilişkileri de devam ediyor. Dünyanın hiç bir yerinde bunlar olmaz" dedi.

İşte, Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu'nun dikkat çeken o yazısı:

"AKP kurucusu olan ve 20 ve 21. dönem milletvekilliği yapan Kemal Albayrak, "Aslında AK Parti'nin yeni bir açılım yapması lazım. Bu açılım da "AK Parti Anonim Şirketi" kurup patent de alarak olur. Çünkü partide siyaset anlayışı şirkete kâr eden AKP'lilere dönüştü" dedi.
Ticaret Bakanı'nın kendi şirketinden bakanlığa dezenfektan satarak ticaret yaptığını vurgulayan Albayrak, "Ruhsar Pekcan'ın yaptığı Yüce Divan'lık bir suçtur. Birçok bakanın kendi ticari ilişkileri de devam ediyor. Dünyanın hiç bir yerinde bunlar olmaz" dedi.
Albayrak "bir dokun bin ah işit" derler ya tam da bu şekilde eleştirilerini şöyle sıraladı:
"Vakıflar ise gayrimeşru işleri meşru hale getirme alanı oldu. Çünkü vergi yok. Güçten dolayı yüksek miktarda bağışlarla bir nevi havuz kuruldu.
Osmanlı'da hırsız paşalar vardı;
- Fehim Paşa demir yolu yolsuzluğu
- Hasan Hüsnü Paşa emlak zengini
- Hacı Ali Paşa soyguncu…
Onlar da cami ve benzer yapılar yaparlardı ki çaldıklarını kamufle ederek milleti aldatmak isterlerdi.
Bugün aynısı oluyor. Bunlar yapılırken kanun tüzük hak getire.
Kamuda imtiyazlı bir kesim ciddi oranda çok farklı yerlerden inanılmaz maaş alıyor. Söylediklerinin anlamı şudur;
- Bu maaşları biz almıyoruz ki hanedanın belirlediği fona gidiyor…
Ben de şahidim ama isim vermek de olmuyor, çünkü bir kişi değil onlarca kişi bu durumda."