31 Mart yerel seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına göre CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesini kabul etmeyen AK Parti'ye iktidara yakın yazarlardan uyarı geldi. AK Parti'ye yakınlığıyla bilinen yazarlar, iktidar partisini dikkatli davranmaya davet etmeleri oldukça anlamlı bulundu.

AK Parti'ye yakınlığıyla bilinen yazarlardan bazılarının bugün köşelerine taşıdakları yazılardan bazı bölümler şu şekilde;

Abdurrahman Dilipak (Yeni Akit): AK Parti cephesindeki dağınıklık bana göre hâlâ devam ediyor. Açıklamalar konusunda, ne söyledikleri kadar, söylediklerinin toplumda nasıl anlaşıldığının ve yorumlandığının da hesabını yapsalar keşke. Belki daha az ve daha net konuşurlar. 
Sosyal mediada trollerin yazıp çizdikleri halkta itibar görmüyor, aksine öfke topluyor. O medyadaki “sahibinin sesi” kalemlerin yazdıklarının da toplumda bir karşılığı yok. Media diplerde sürünüyor, hatta dibi eşelemeye devam ediyor. O kesimden bile yükselen bazı eleştiriler var. “Sonuçlar neden böyle oldu?”, “Nerede yanlış yaptık” diye yazılan yazılarda bu kaybın sebebleri üzerinde üretilen sorulara verilen bir cevap var mı? 
Bakın söylüyorum. Bunun faturasını CHP’ye yıktıktan sonra yarın öbür gün, kendi aralarında bu sonucun faturasını içeriden birine çıkarmak için bir “günah keçisi” arayacaklar. Bu işler hep böyledir. Asıl bu sonuçtan sorumlu olanlar bir şekilde kendilerini aklamaya çalışacaklar. CHP’yi suçlamak yetmez. Kesmez! Bu işlerde sorumluluğu olan zayıf birini bulup, bütün sorumluluğu ona yıkacaklardır. Bu işler böyle olur. Ama bu kadar uzun süre tartışa tartışa cılkı çıkarılan bir konuda bir tane “günah keçisi” yetmez. 
Bu sonucun faturasını sadece CHP’ye çıkarmak, bu saatten sonra, gerçek olsa bile inandırıcı olmayacaktır. Kaldı ki, tek gerçek de bu olamaz. CHP’yi bir kibrit çöpü gibi gözünüze iyiye yaklaştırarak, karşıdaki orman gibi duran, bu sonuçta kusuru bulunan sorumlular kalabalığını görmezden gelemezsiniz. 

Ahmet Taşgetiren (Karar): ‘Yeniden seçim’ tartışmaları nereye varır, bilemiyorum. Ama şunu ifade etmek isterim: Ak Parti’nin toplumla ilişkisinde bir sorun oluşmuş bulunuyor. Hem de öyle böyle değil, ciddi bir sorun. En içerden en dışardan dile getirilen ‘sakınılmış’ notları topladığınızda kabarık bir dosya çıkar ortaya. Şunu da söyleyeyim: Yeni bir seçim Ak Parti’ye istediğini verir mi, emin değilim. Yani yenilenen seçimde de Binali Yıldırım kaybederse nasıl bir itibar aşınması olur? Binali Bey’in suskunluğunun bir anlamı olmalı.

Mustafa Karaalioğlu (Karar): Bugün nefesler tutulmuş halde İstanbul seçimi için verilecek kararı bekliyoruz. Söylenecekler söylendi, yapılacaklar yapıldı. Geçersiz oylar sayıldı, geçerli oyların bir kısmı da sayıldı. Tutanaklar birleşti, pusulalar kontrol edildi, ölçüldü biçildi…
Unutmayalım ki seçim bize sadece İstanbul belediye başkanının kim olacağını belirlemek için değil, her zaman ve her makamın sahibini tayin için lazımdır. Bir arada ve biraz olsun huzur içinde yaşayabilmek için serbest ve güvenilir seçim sisteminden başka yolumuz yoktur.
Ne yaparsak yapalım veya kim ne yapacaksa yapsın ama sakın ola bu ülkenin seçime olan inancı ve seçme kabiliyetini zedelemeyelim. Toz bulutu indiğinde muhakkak adalet hissi ayakta kalsın.