Yeni Akit gazetesi yazarı Yavuz Bahadıroğlu, bugün yayınlanan ‘Sımsıcak hayallerimiz ve umutlarımız vardı’ başlıklı yazısında dikkat çeken ifadeler kullandı.

İslami camiada yaşanan problemlere değinen Bahadıroğlu, kültürel zeminin kaydığını söyledi. Bahadıroğlu, “Baksanıza, “ehl-i dünya”nın dünyasını dolduran abuk sabukluklar bizim de dünyamızı doldurmuş durumda: Tefekküre, tezekküre, şefkate, medeniyete, nezakete, infaka, idrake dünyamızda yer kalmadı!” ifadelerini kullandı.

“YÜZÜKOYUN KAPAKLANMAYA RAMAK VAR!”

Yavuz Bahadıroğlu, maddeten zenginleşilirken mânen fakirleşildiğini belirttiği yazısında ötekilere benzeme arzusunun ruhları alabora ettiğini kaydetti.

“Başkasının yürüyüşünü taklit etmeye çalışırken, ayaklarımız birbirine dolaşıyor: Yüzükoyun kapaklanmaya ramak var!” ifadelerini kullanan Bahadıroğlu, AKP iktidarı döneminde kültür ve medeniyete ilişkin projelerin bir türlü hayata geçirilemediğini hayallerdeki Türkiye'nin kurulamadığını söyledi.

Yavuz Bahadıroğlu’nun yazısından bir bölüm şu şekilde:

“Oysa “bizimkiler” 17 yıldan beri iktidarda. Allah için teknik, ekonomik ve demokratik alanda birçok şeyi düzelttiler. Ne var ki, kültür ve medeniyete ilişkin projelerimiz hayata geçirilemedi bir türlü, hayallerimizdeki Türkiye kurulamadı. Kültür temellerimize dönemedik.

“Ehl-i dünya” televizyonlarla “reyting” yarışına giren “bizden” televizyonları geçtik, TRT’de bile kültür programı mumla aranıyor! “Ver mehteri!” çığlıklarıyla bu iş olmaz.

Hani “bizden” belediyeler sürekli kültür programlarıyla halkı bilinçlendireceklerdi ya, bazılarını istisna tutarsak, belediyelerin çoğunda uzun zamandan beri sazlı-sözlü programlar icra ediliyor. Bir kültür programına on eğlence programı düşüyor: Ramazanda bile çalgı-çengi gırla gidiyor!

Hesap, hâlâ, “Bana ‘dinci’ demesinler” hesabı!..

Kıblemizi bu hesaba kurban ediyoruz. Hatırlayın ki, eskiden dindarlar farklıydı… Giyim kuşamlarından tutun, her türlü davranışlarına kadar “fark”ı “fark” ederdik…

Şimdi farksızız! Önce kıyafette farksızlaştık, sonra hâl ve harekette… Sakal “kirli”ye döndü, bıyıklar kırpıldı, saçlar jölelendi, tırnaklar manikürlendi…

“Onlar gibi görünme” hastalığı, sonunda bizi “onlar”a benzetti…

Mevlana Hazretleri bir kez daha haklı çıktı: İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanırsınız.”