AK Parti iktidarının Siyonist İsrail Rejimi ile gerçekleştirdiği anlaşma neticesinde Mavi Marmara davası hukuksuz bir şekilde kapatıldığı yönünde kuşkular vardı. Siyonist İsrail Rejimi ile normalleşme adına hukuksuz bir şekilde kapatılan “Mavi Marmara Davası”na ilişkin gizli maddeler ortaya çıktı. Siyonist İsrail Rejimi ile yapılan normalleşme anlaşmasında 5 gizli madde olduğu ortaya çıkarken konuya ilişkin olarak hükümetten herhangi bir yalanlama gelmemesi dikkatlerden kaçmadı.

AKP'DEN HERHANGİ BİR YALANLAMA GELMEDİ

İsrail Hukuk Merkezi (IsraelLaw Center - ILC) adlı bir sivil toplum örgütü, Mavi Marmara davasının görüldüğü Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne, 28 Haziran 2016’da İsrail ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın tam metni olduğunu iddia ettiği bir belge gönderdi. ILC tarafından gönderilen ve resmi anlaşma metni olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sunulan belgede, kamuoyuna açıklanmayan bazı gizli maddelerin olduğu dikkat çekiyor. Belge geçtiğimiz gün ortaya çıktı ve Türk yetkililer tarafından henüz yalanlanmadı ve konuya ilişkin olumlu veya olumsuz bir açıklama yapılmaması dikkat çekti.

GÜLDEN SÖNMEZ'DEN AÇIKLAMA: İLGİLİ TÜM MERCİLERİN BU DURUMU İZAH ETMESİ GEREKİR

Türkiye ile Siyonist İsrail Rejimi arasında gerçekleştirilen normalleşme anlaşmasının gizli maddeleri olduğu ifade edilirken konuya ilişkin olarak Avukat Gülden Sönmez sosyal medya hesabı aracılığıyla açıklamada bulundu.

Mavi Marmara davası avukatlarından İHH Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Sönmez, yalanlanmayan gizli maddelerin içerik ve usul açısından kabul edilemez olduğunu söyledi. Yaptığı açıklamada, Mavi Marmara anlaşmasının daha önce kamuoyuna açıklanan 6 maddesinin yanı sıra 5 gizli maddesinin daha gündeme geldiğini kaydeden Sönmez, "Eğer bu bilgiler TBMM’den gizlenmişse, TBMM üyelerinin ve yetkili ilgili tüm mercilerin kamuoyuna bu durumu izah etmesi ve gereğini yapması gerekir. Hatırlatmak isterim ki bu sadece Mavi Marmara meselesi de sadece Filistin meselesi de değildir" diye konuştu.

Gülden Sönmez'in konuya ilişkin paylaşımları ise şu şekilde oldu;

Türkiye -İsrail arasında Mavi Marmara ile ilgili anlaşmanın Gizli Maddeleri konusuna dair çokça gelen sorulara ve yorumlara binaen bazı teknik bilgileri verme gereği hasıl olmuştur. Şöyle ki;

İsrail Hukuk Merkezi (ILC) adlı Tel Aviv merkezli bir sivil (!) toplum örgütü, Mavi Marmara dosyasının görüldüğü Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne, 28 Haziran 2016'da İsrail ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın tam metni olduğunu iddia ettiği bir belge gönderdi.

Metinde, daha önce ne İsrail ne de Türkiye tarafından kamuya açıklanan ek maddeler yer alıyor. ILC'nin resmi anlaşma metni olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) sunduğu belgede, kamuoyuna açıklanan 6 maddenin yanı sıra, şu 5 madde var:

Gizli Madde 1: Türk hükümeti, filo olayına dair Türkiye'de süren tüm ulusal yasal işlemlerin hızlı şekilde sonlandırılması için çalışacak. Her şekilde, anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle, filo olayına dair Türkiyede süren her yasal işlem,ulusal yetkili mahkemelerde sonlandırılacak

Gizli Madde 2 : İsrail ve Türkiye, anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından her bir ülkenin, vatandaşları yaptığı olayla alakalı suç duyurularını incelemek ve uygun olduğunda dava açmak için özel yargı yetkilerine sahip olması konusunda anlaşmıştır.

Madde 3- Türkiye ve İsrail, kendilerine ait topraklardan birbirlerine karşı herhangi bir terörist ya da askeri faaliyete izin vermeyeceğini ya da yurt dışındaki bu tarz faaliyetleri desteklemeyeceğini beyan eder. Bu maksatla, Türkiye ve İsrail, kendi topraklarında herhangi bir örgüt ya da kuruluşun karşı tarafa karşı bu tarz faaliyetlere girişmemesi, planlamaması, yürütmemesi, yönetmemesi ya da finanse etmemesi için gereken tüm önlemleri alacağını garanti eder.

Madde 4- İsrail, Türkiye ile Gazze Şeridi’ndeki nüfusun yararlanacağı projelerde işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacaktır. Bu maksatla aşağıdakiler üzerinde anlaşmışlardır:

- Türkiye’den ithal edilen sivil malların Gazze Şeridi’ne İsrail’den açılan kara sınırları üzerinden geçmesi, Filistin yönetiminin yerel temsilcileriyle koordinasyon da dahil olmak üzere, yürürlükte olan prosedür ve protokollere ve güvenlik kaygılarına bağlıdır. Türkiye’den gelen inşaat malzemelerinin Gazze Şeridi’ne girişi, Gazze Yeniden İnşa Mekanizması koşullarına uygun şekilde yapılacaktır.

- Türkiye, Gazze Şeridi’ne, İsrail ve Filistin Yönetimi’nin Gazze’de çalışmasına onay verdiği bankalar üzerinden para gönderebilecektir, bu da İsrail’in güvenlik kaygılarına bağlıdır.

- İsrail, Türkiye’nin Gazze Şeridi’nde bir deniz suyu arıtma tesisi açma niyetini memnuniyetle karşılar. Türkiye, bu tesisi, tek başına ya da ilgilenen diğer ülkelerle işbirliği halinde inşa etme niyetini beyan etmiştir, bu da İsrail’in önceden vereceği onaya, güvenlik kaygılarına bağlıdır.

- Gazze Şeridi’yle ilgili uzlaşmaya varılan yukarıdaki tüm maddelerin, bölgede sükûnet sağlandığı sürece uygulanması kabul edilmiştir.

Madde 5- İsrail ve Türkiye, 22 Mart 2013’te varılan uzlaşmanın, 28 Haziran 2016’da imzalanan anlaşmanın ve bu ekte belirtilen düzenlemelerin, filo olayı ve sonrasında ortaya çıkan gelişmeler ve sonuçlarıyla alakalı süren tüm sorunları kapsadığı ve hepsini sonlandırdığı kabul edilir.

İki gündür haberlere kaynaklık eden BBC Türkçe’nin haberine göre; bu metnin ve ek maddelerin doğruluğunu teyit amaçlı Türkiye ve İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, sorulara yanıt vermemeyi ve yorum yapmamayı tercih etmiş.

BBC Türkçe'nin konuyla ilgili kaynak haberine göre BBC'nin ulaştığı, dönemin TBMM Dışişleri Komisyonu'ndaki AK Partili bir vekil, konuyla ilgili görüşme taleplerine haberin yazıldığı tarihe kadar dönüş yapmamış.

TBMM'ye getirilen anlaşmanın gerekçesi olarak, 22 Mart 2013'te yapılan telefon görüşmesinde Netanyahu ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tazminat ve

Gazze'ye insani yardım konularında vardığı mutabakat gösterildi. Buna göre gerekçe şöyleydi:

"Netanyahu, söz konusu görüşmede ayrıca sivil halkın kullanacağı malların Gazze'ye girişine ilişkin kısıtlamaların kaldırıldığını ve Filistin topraklarındaki insani koşulların iyileştirilmesi için birlikte çalışmaya hazır olduklarını beyan etmiştir."

Ama İsrail tarafının resmi web sitesinde haberler bu şekilde yer almadı. 22 Mart 2013 tarihinde arkaplanda ne konuşulduğunu biz bilmesek te şehit yakınları bilmese de ortada bir gerçek var ki her iki tarafın resmi yayınları birbiriyle çelişiyordu.

Nihai hedefini "terörle mücadele ve dünyanın her yerindeki Yahudilerin haklarını koruma" olarak belirten sözde İsrail NGOsu, 31.1.2019'da, Türkiye ile İsrail arasında imzalanan anlaşmanın tam metni olduğunu iddia ettiği belgeyi UCM'ye ileterek dava açılmamasını talep etti.

Sadece BBC değil, herkes ve bizler de İsrailin sunduğu bu metni ilk kez İsrail, UCM’ye sununca gördük. İçerik olarak ise gerçekten TBMM ‘den geçen anlaşmanın dışında Mavi Marmara için de Türkiye için de birçok açıdan çok çok daha ağır bir içerik taşıdığı aşikardır.

TBMM’den geçen anlaşma da hukuka ve Türkiye anayasasına aykırı bir anlaşma idi. Tarafımızca kabul edilmemiştir ve edilemez. Buna dair her türlü itirazımız ve yine bu anlaşmaya dayanarak düşürülen davalarımızla ilgili itiraz ve temyiz süreçlerimiz devam etmektedir.İsrail tarafından sunulan, gerçek olup olmadığını bilmediğimiz, hala Türkiye Hükümetince yalanlanmamış olan Gizli Maddeler eğer gerçekse,ne usul açısından ne de içerik açısından kabul edilemez.Elbette bir uluslararası sözleşme ancak TBMM den geçerek kabul edilip onaylanabilir

Eğer bu bilgiler TBMM’den gizlenmişse, TBMM üyelerinin ve yetkili ilgili tüm mercilerin kamuoyuna bu durumu izah etmesi ve gereğini yapması gerekir. Hatırlatmak isterim ki bu sadece Mavi Marmara meselesi de sadece Filistin meselesi de değildir.

Unutulmasın ki aynı gece ve aynı gerekçeyle İskenderun’da İsrail silahları kullanılarak (mahkemece sabit) yapılan saldırıda 6 TSK askeri şehit olmuştur.Böyle bir anlaşmanın var olup olmadığı ve var ise içeriği ile ilgili gerekeni yapmak Türkiye için devlet meselesi olsa gerek

Her yönüyle halkın ve şehit ailelerinin açıkça bilgilendirilmesi en doğal haklarıdır. Gizli yada açık İsraille yapılan anlaşmalar feshedilmeli, Türkiye'de suçluların yargılanması, Gazze ablukasının kaldırılması imkanlarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Vesselam. diye konuştu.

Kaynak; Milli Gazete