Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, iktidar ve Ergenekon’dan yargılananlar arasında kapanmayan bir hesabın olduğunu belirterek, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “FETÖ’ye siyasi ayak aranıyorsa Meclis’te o gece yarısı operasyonuna bakılmalı” ifadesinin bu hesabın bir yansıması olduğunu savundu.

Ergenekon ve Balyoz darbelerinin TSK bünyesinde büyük operasyonlar gerçekleştirdiğinin altını çizen Taşgetiren, “En sembolik olanı hiç şüphesiz Genelkurmay Başkanı’nın (İlker Başbuğ) terör örgütü lideri olarak tanımlanması ve cezaevine konması idi. Cezaevinde ölümler oldu vs. bu dönemin TSK’da, varsa tüm cuntalaşmaları keenlemekün (hiç olmamış gibi) bir hale getirdiği vakıadır. Asker adına siyaset dizaynı iradesinin çözüldüğü de bir vakıadır. İktidar oturup muhasebe yaptığında bu dönemde (Henüz FETÖ tanımlaması yoktur) ‘Gülen Hareketinin’ devlet bünyesindeki uzantılarından ne kadar istifade ettiğini herhalde değerlendiriyordur.”  görüşünü savundu.

Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ meselesinin üstünde durduğunu vurgulayan Taşgetiren, “Acaba Başbuğ’un çıkışı ile kesiştiği bir nokta var mı? sorusu da akılda tutulacak bir sorudur.” diye sordu.

Pek çok köşe yazarı 'FETÖ’nün siyasi ayağı’ tartışmasına katılan Bahçeli'nin "Bize yetki versinler ortaya çıkaralım” açıklamasının ardından Bahçeli'nin bu konuda bir bilgi sahibi olabileceği konusunda yazı yazdı. 

Ne olmuştu? 

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, 'FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili olarak işaret ettiği 26 Haziran 2009’da TBMM gündemine getirilen teklifle, Ergenekon, Balyoz, Kozmik Oda gibi kumpas davalarının yolunu açan yasal düzenlemeler hayata geçirildi. Teklifin TBMM’den, tatile girmeden çıkartılmasını sağlayan gece yarısı operasyonu ise dönemin AKP milletvekilleri, Mustafa ElitaşAhmet AydınMehmet CeylanYahya Doğan ve Müfit Yetkin’in, "yeni madde ihdasına dair" önerge vermesiyle ile gerçekleştirilebildi. 

Başbuğ, Haber Global’de katıldığı programda, 'FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili soruya yanıt verirken, 26 Haziran 2009’da TBMM’ye getirilen kanun teklifini veren siyasilerin araştırılmasını isterken, şunları söyledi:

“2008-2010 sürecinde Başbakan Erdoğan’a, ben ‘Bugün bizsek hedef yarın siz olacaksınız’ dedim. Daha ne diyebilirim ki daha nasıl uyarıda bulunabilirdim. 2002-2010 dönemi için MİT müsteşarlığından TSK'da şu FETÖ'cüdür diye isim istedim hiçbir istihbarat bilgisi gelmedi. Ordu içindeki isimleri istemem FETÖ'yü rahatsız etti. Biz ekonomik gücü var, siyaseti paylaşmak isteyecek dediğimizde bize denilen ‘Efendim ama bunların silahı yok ki’ diyenler şimdi ‘Yanıldık’ dediler. Türkiye uçurumdan döndü. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçeği inkar olur. Bunun yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım. 26 Haziran 2009'da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran'ı 26'sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasa ile kimsenin haberi yok biz bundan 26 Haziran sabahı 2009'daki toplantıda haberimiz oluyor. Bahsedilen yasa teklifi askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı… Bu tamamen ne için Dursun Çiçek için. Bu olay medyada ‘AK Parti ile cemaati bitirme planı’ algısı olarak yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz Özel yetkili mahkemelerde yargılanır. Bu kanun teklifini kim hazırladı tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın.”Başbuğ'un sözlerine ilişkin dün açıklamalarda bulunan AKP Sözcüsü Çelik, elinde bilgi, belge olmaksızın devletin kurumlarının sahip olmadığı birtakım bilgiler üzerinden bir takım suçlamalar yöneltmenin FETÖ ile mücadeleyi sulandıracağını dile getirdi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Grup Toplantısı'nda milletvekillelerin Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmaları için çağrıda bulundu.