Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, T24'ün  Youtube konuğu oldu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm diyalog kapılarını kapatarak kendini Beştepe’ye hapsettiğini söyleyen Davutoğlu, randevu talebine ilişkin “Bakalım ne tavır gösterecek” dedi. Davutoğlu, "Eski Türkiye geri döndü. Yoksulluk 2004, 2005 seviyelerine geldi. Böyle giderse seneye 2001 seviyelerine düşecek. En önemlisi de eski Türkiye’nin aktörleri geri döndü. Başörtüsü düşmanı, İslam karşıtı, ezan karşıtı minik bir parti Türkiye’yi ben yönetiyorum diyor. Bir gün bu marjinal parti iktidarda daha fazla söz sahibi olsun, başörtüsü yasağını da geri getirir." ifadelerini kullandı. 

Hazırladıkları güçlendirilmiş parlamenter sistem modelini 9 Kasım'da kamuoyuna açıklayacaklarını söyleyen Davutoğlu, aynı gün tüm partilerden görüşme için randevu talep edeceklerini söyledi.

Ahmet Davutoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

Türk siyaseti kutuplaşmadan çok şey kaybetti. Bunun müsebbibi Türkiye’yi ittifaklara mahkum eden sistemi getiren başta Cumhurbaşkanı’dır. Cumhurbaşkanı kendi ittifak yaptığında bu “kutsal ittifak” oluyor, başkası yaptığında “zillet ittifakı” oluyor. Bu olmaz. Gelecek Partisi şu veya bu ittifaka eklemlenmek için kurulmuş bir parti değildir. Kiminle uzlaşırsak onunla yol yürürüz. Tüm partilerden randevu talep edeceğiz. Herkesle görüşmeye hazırız.

SAĞ SOL DENKLEMLERİ BİTTİ

Türkiye’de artık eski “sağ, sol” gibi denklemlerin ötesinde uzlaşı alanlarının olacağı kanaatindeyim. Dışlayıcı, kutuplaştırıcı dile karşı kapsayıcı, demokratik dil benimseyenler ayrışacak. Yolsuzlukları meşrulaştıranlarla, yolsuzluklara karşı mücadeleyi esas alanlar ayrışacak. Türkiye’yi dünyaya kapatmak isteyen ve içeride kendi halkına karşı propaganda makineleri işletenlerle, Türkiye’yi dünyaya açık çağdaş bir ülke yapmak isteyenler ayrışacak. Düşünce özgürlüğünü benimsemeyip sosyal medyaya varana dek her şeye yasak getirenlerle, düşünce özgürlüğünü temel insan hakları ilkesi kabul edenler ayrışacak. Yoksullaşan halkın dertlerine gözlerini kapatan kibirli tavır ile, yoksulun derdiyle dertlenenler ayrışacak. Bu ayrışmalar esnasında bazı partiler birbiriyle daha yakın olacak, bazıları ise uzaklaşacak.

TÜRKİYE’DE HUKUKU SAYGIN BİR YERE TAŞIMA ZORUNLULUĞU VAR

Şu anda yargıdaki en önemli problem, yargının talimat bekleyen bir kurum haline dönüştürülmüş olmasıdır. Anayasa Mahkemesi gibi farklı fikir beyan edenler de doğrudan hedef alınıyor. Artık hukuku siyasi mücadelenin bir meydan muharebesi halinden çıkartmak ve saygın bir yere taşıma zorunluluğu vardır. Bu yüzden güçlendirilmiş parlamenter sistem modelimizde kuvvetler ayrılığı ilkesini merkeze yerleştirmiş bulunuyoruz. Türkiye’de en kısa sürede kurumlara olan güveni yeniden tesis etmek ve kurumsal güveni teminat altına almak gerekiyor.

ERDOĞAN ARTIK “ESKİ TÜRKİYE” DEMİYOR

Bir metin analizi yapın, Sayın Cumhurbaşkanı artık “Eski Türkiye” diye bir kavram kullanmıyor, “Yeni Türkiye” diye bir kavram da kullanmıyor. Peki ne oldu, “Eski Türkiye” bitti mi? “Yeni Türkiye” kuruldu mu? Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp “Yolsuzluklarla, yasaklarla, yoksullukla mücadelede başarıya ulaştık artık Eski Türkiye kalmadı” diyebiliyor mu? Eski Türkiye’nin en etkili unsurları şu anda iktidara hakim artık. Ben başbakanlığı bıraktıktan sonra da  AK Parti’ye bu zihniyetin hakim olmaması için çok mücadele verdim, Sayın Cumhurbaşkanı’na raporlar da ilettim.

BU TABLO, ESKİ TÜRKİYE’YE DÖNÜLDÜĞÜNÜN TABLOSUDUR

Bu zihniyet, yasakçı bir zihniyettir. 90’lı yıllarda sadece başörtü yasağı değil, düşünce yasağı da vardı, birçok alanda yasaklar vardı. Bugün eski Türkiye'nin yasakları geri geldi. O dönemde Sayın Erdoğan rahatlıkla televizyonlara çıkabiliyordu ama bugün biz çıkamıyoruz. Yolsuzluklar bitti mi? Herkes biliyor ki yolsuzluklar her yere sirayet etti. Neden yolsuzluğa karşı bir operasyon yok? Çünkü eski Türkiye geri döndü. Yoksulluk 2004-2005 seviyelerine geldi, böyle giderse seneye 2001 seviyelerine düşecek. En önemlisi de eski Türkiye’nin aktörleri geri döndü. Başörtüsü düşmanı, İslam karşıtı, ezan karşıtı minik bir parti Türkiye’yi ben yönetiyorum diyor. Bir gün bu marjinal parti iktidarda daha fazla söz sahibi olsun, başörtüsü yasağını da geri getirir. Doğu Türkistan konusunda Erdoğan’ın, Bahçeli’nin niçin sesi çıkmıyor? Bu nasıl milliyetçilik, nasıl muhafazakarlık? Başörtüsünü meşrulaştıran dönemin Başbakan Yardımcısı Bahçeli, iktidarın belirleyici ortağıdır. Böyle bir tablo “Eski Türkiye”ye dönüldüğünün tablosudur. Bütün bunlara karşı kazanımlarımızı kaybetmeyelim deniyor. Peki kaybedilen değerler ne olacak, ilkeler ne olacak, gençliğin ümidini kaybetmesini kim telafi edecek? Bizim Gelecek Partisi olarak mesajımız çok nettir, bugünkü Türkiye’den de, eski Türkiye’den de temel ilkeler doğrultusunda memnun değiliz ve bunları değiştireceğiz.