Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu dış politikada itibar kaybedildiğini söyledi. Davutoğlu, Babacan parti kurma başvurusunda bulunduktan sonra ilk kez, 'dirsek teması olur mu?' sorusuna yanıt verdi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Konya'daki konutunda açıklamalarda bulundu. Parti kurma başvurusunda bulunan Ali Babacan için “Yakinen tanıdığım değerli bir siyasetçi' yorumunda bulunan Davutoğlu şöyle konuştu:

* Ali Bey, eskiden beridir tanıdığım değerli bir siyasetçi. Biz partimizi açıklamadan önce kendileriyle ortak hareket etme noktasında görüşmeler yaptık. Ama onlar ortak hareket etmek istemediklerini belirtti. Ben Babacan'ın parti kurmasını olumlu buluyorum. Türkiye'de siyaset açısından alternatif olması önemli.

DİRSEK TEMASI MESAJI

Sözcü'den Müslüm EVCİ 'nin haberine göre,  Ali Babacan'ın söylemlerinin kendilerinkinden çok da farklı olmadığını söyleyen Davutoğlu şöyle devam etti:

* Babacan ve yol arkadaşlarının partisi için ilerde bir dirsek teması olup olmayacağını ise dönemin şartları belirleyecek. Ali Babacan söylemde bizden ayrı oldukları için birlikte olmadığımızı söyleyen bir ifade kullanmış.

* Ben yüzümde tebessüm olmadan vatandaşlarımızın karşısına çıkmıyorum. Muhabbet dili kullanmaya özen gösteriyorum. Sayın Babacan'ın üsluptan kastını anlamadım.

* Türkiye'de siyaset zaten iki kutba ayrılmış durumda. Bunlardan birisi Millet İttifakı diğeri ise Cumhur İttifakı. Ben ittifak siyasetinin Türkiye'nin siyasi kimyasını bozduğu görüşündeyim.


KORUMA TARTIŞMASI

Konutundaki koruma tedbirlerinin kaldırılmasına yönelik çıkan haberlere ilişkin, “Devletin ihtiyacı varsa yanımdaki korumaları da verebilirim” diyen Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

* Benim şahsen özel bir güvenlik talebim olmadı. Ama T.C. yasalarında başbakanların korunmasına yönelik koruma tedbiri vardır. Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı yaptığım süreçlerde terörle mücadele konusunda en ciddi mücadeleyi ben verdim.

* Buna rağmen hala bir tehdit yoksa, buna itiraz edemem. Ama 4 yıl boyunca konutta görevli korumaları almadılar da neden şimdi alma gereği hissettiler. Ayrıca buna ilişkin yapılan açıklama devlet üslubuna yakışmadı.

* Kaldığım yer bir bağ evi değil, döneminde seçim karargâhı olarak kullandığım konutum.

ERKEN SEÇİM YORUMU

“Türkiye'de sürprizlere hazır olmak gerekir. Bir erken seçim olup olmayacağı konusunda fikir belirtmekten ziyade biz bütün şehirlerimizde teşkilatlanma sürecini bitirmek için uğraşıyoruz. Şu an anayasal olarak da seçim kararı vermek eskisi gibi kolay değil” ifadelerini kullanan Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti:

* Yeni kurulmuş bir partiyiz. Şu an anket sonuçları çok önemli değil. Anketler daha çok seçim dönemlerinde belirleyici olur. Vatandaşlarımızın yüzde 27'si kime oy vereceği konusunda kararsız. Biz sadece bu kararsızlardan yüzde 20'ye yakın oy alıyoruz. Anketlerde şu an kamuoyuna yansıtılan oranlardan çok daha yüksek oyumuz var.

* Konya kendisine yakışır bir şekilde vefasını gösterdi. Uzun araç kuyrukları ile şehre girdik. Bu teveccüh bizi çok mutlu etti. Ancak bunu gölgelemek isteyenler oldu. Selçuklu Belediyesi çöp kamyonları göndermiş ve ardından bununla ilgili bir tweet atarak, alandaki Konyalılara çöp ifadesini yakıştırmış.

* Bu ahlak dışı bir durum. Kendi halkına çöp diyen bir zihniyet derhal özür dilemeli. Konyalıya nezaketsizlik yapanı affetmem.

Davutoğlu, Sözcü muhabiri Müslüm EVCİ’nin sorularını yanıtladı. (FOTO:SÖZCÜ)

ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ GERİLİMİ

Şehir Üniversitesi tartışmasına değinen Davutoğlu “Şehir Üniversitesi üzerinden bana dolandırıcı dediler. Buraya kayyum atadılar hoca ve öğrencileri mağdur ettiler. Vakıf kültürüne darbe vurdular. Bana dolandırıcı diyenler tabutumu taşıyıp, cenazeme gelip iyi bir adamdı demesinler. O an mezarımdan kalkma imkanım olsa ‘Kaybolun buradan riyakarlar' der onları kovarım. Benim boğazımdan en ufak bir haram lokma geçmemiştir” dedi.

DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ

Türkiye’nin dış politikada itibar kaybettiğini söyleyen Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:

* Trump'ın mektubunda yüreğime bir ok saplandı. Ben o dönem Dış İşleri Bakanı olsaydım o mektubu getiren büyükelçiyi görevden alırdım. Başbakan olsaydım Dışişleri Bakanı ve elçiliği görevden alır, mektubu Trump'a iade ederdim.

* Dün izlediğim bir haberde de Cumhurbaşkanı ve yanındaki heyet Putin'in kapısında dakikalarca bekletilmiş. Bu yüzden dün gece gözüme uyku girmedi. Siz o kadar şehidin ardından Rusya'ya giderseniz, sizi de kapıda öyle bekletirler. Bu durum gerçekten çok üzücü.

* Ben bilinirliliğimi Cumhurbaşkanı'na borçlu değilim. Başarılı olmasam Dış İşleri Bakanı ve Başbakan yapılmazdım. Biz birlikte bir yol arkadaşlığı yaptık. O süreçte hepimizin birbirimize desteği oldu. Benim rızkımı sayın Cumhurbaşkanı değil, Allah veriyor.

EKONOMİK KRİZ

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine değinen Davutoğlu “Ülkemize verdiği zararlar ortada. Ekonomik kriz derinleşti. İşsizlik aldı başını gitti. Liyakatin yerini adam kayırma aldı. Biz bunlara karşı çıktık. Manifesto yayınladık ama Cumhurbaşkanı bizi dinlemedi. Cumhurbaşkanı benimle görüşseydi partiyi kurmazdık. Ben herhangi bir görev beklentisi içerisinde değil, ülkemin içinde bulunduğu sorunları göstermek için çok çaba sarf ettim” şeklinde konuştu.

KONVOY SAVUNMASI

“Cemre toprağa düştü artık. Baharın gelmesi Allah'ın izniyle kaçınılmazdır” ifadelerini kullanan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

* Dün Türkiye çapında da büyük bir yankı uyandırdık. Öyle ki, negatif düşünenler, olumsuz düşünenler, muhalefet edenler, başka bir şey bulamayınca yüzlerce aracı görmeyip ‘İşte 70 civarında araç vardı' diye yazanlar da oldu.

* Bugün çok meşhur bir gazete, iyi bir gazete değil ama, 2020'de araba konvoyu mu olurmuş diye yazdı. Eğer az katılım olsaydı, ‘Araba konvoyu başarısız oldu' diye yazarlardı.

* Mesele konvoy meselesi değil, gönül kervanı oldu mu gerisi gelir. Bir gönül kervanı vardır.

“BU BÖYLE BİLİNE”

Davutoğlu sözlerini şöyle bitirdi:

* Biz gönül kırmaya değil gönül yapmaya geliyoruz binalar yapabilirsiniz büyük gökdelenler dikebilirsiniz ama gönülleri yıkıp gökdelenleri diktiğiniz zaman her şeyi yapmış olursunuz da hayırlı bir iş yapmış olmazsınız.

* Bizler büyük binalar dikmeye değil derin gönüller inşa etmeye geliyoruz. Kim ne derse desin bu böyle biline.