Af düzenlemesi olarak bilinen infaz indirimi ile ilgili 129 bin kişi tahliye olacağı belirtilirken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın duruma itiraz ettiği iddia edildi.

Seçim öncesi Cumhur İttifakı'nın gündeminde yer alan ve 'af düzenlemesi' olarak adlandırılan infaz indirimi ikinci yargı paketinde yer alması bekleniyor.

Düzenleme ile ilgili yapılan MHP kanadından yapılan ilk açıklamada ilk etapta 93 bin, zaman içinde 36 bin olmak üzere toplamda 129 bin kişi tahliye olacağı belirtiliyordu. AKP'ye yakınlığı ile bilinen yazar Abdulkadir Selvi Hürriyet'te gündemdeki af düzenlemesini ele aldı.

"TAHLİYELER SÜREKLİ HALE GELECEK"

Selvi, sırada ikinci ve üçüncü 'yargı reformları' olduğuna değinerek, "MHP’nin 5 yıl şartlı ceza indirimi kabul edilirse 129 bin kişi tahliye olacak. AK Parti’nin infaz sürelerini aşağıya çeken teklifi kabul edilirse ilk etapta 30 bin kişi tahliye olacak" dedi.

Selvi'ye göre tahliyeler sürekli hale gelecek.

10 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir sunum yapıldığını paylaşan Selvi, "Erdoğan, uyuşturucu ve terörle ilgili suçlar konusunda çok hassas. "Adam öldürenleri mi çıkaracağız, uyuşturucu satanları mı salıvereceğiz" diye itiraz ettiği söyleniyor. Üzerinde yeniden çalışılan düzenleme, Erdoğan’ın onayından sonra Meclis’e sunulacak. MHP’nin değil, AK Parti’nin teklifi üzerinde duruluyor." dedi.

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, düzenlemeyle ilgili detayları şöyle gündeme getirdi:

"İnfaz sürelerini kısaltan düzenleme: Uyuşturucu, örgütlü suçlar, terör suçları, cinsel suçlar ve mükerrer, yani ikinci kez işlenmiş suçları kapsıyor. Aldığı cezanın dörtte üçü infaza girenler yeni düzenleme ile üçte ikisini çekecekler. Cezanın üçte ikisinde ise bu oran bir bölü ikiye iniyor. Bunların beşte biri oranında denetimli serbestlik ya da şartlı tahliye getiriliyor.
Ticaret yapanların zarar görmemesi veya serbest meslek sahiplerinin işlerini kaybetmemesi için imkân sunuluyor. Hafta sonu ya da evde infaz gibi düzenlemeler getiriliyor. “Doğum yaptı, lohusa haliyle cezaevine döndü” gibi haberler hepimizin vicdanını kanatıyor. Yeni düzenlemede doğum yapan kadınların 1 yıl dolmadan cezaevine girmemesi; 75 yaşın üstündekilerin, 5 yıl ve altındaki cezalarını konutlarında çekebilmeleri imkânı getiriliyor. 70 yaşın üstündekiler için bu oran 3 yıl. Tabii vicdanları kanatan bir de şu durum var.
Adam cezası 18 ayın altında olan bir suç işliyor, masum birini darp ediyor, işyerini basıp camını çerçevesini indiriyor. Polis yakalıyor, mahkeme tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakıyor. Kimisi polisten önce mahalleye gidiyor. Bu adalete olan inancı sarsıyor. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün de bundan rahatsız olduğunu duymuştum. Yeni düzenlemede 18 ayın altında ceza öngörülse bile en azından 1 ay hapse girmesi öngörülüyor. Suç işleyen hapse girme duygusunu yaşayacak, hem de mağdurların adalete olan güveni korunmuş olacak.
Dosya bütünlüğü getiriliyor: Cumhuriyet gazetesi davasında bunun ne anlama geldiğini gördük. Yargıtay’a gidenler tahliye oldu, istinafta olan cezaevine girdi. Dosya bütünlüğü devreye girdiğinde Yargıtay’daki dosya sonuçlanana kadar, istinaftaki davaların infazı da bekletilecek. Böylece biri tahliye olurken diğeri hapis yatmayacak."

Hürriyet yazarı, düzenlemede çocuk istismarına affın geleceğini de söyledi:

"Bu düzenlemede erken yaşta evlenenlerle uyuşturucu suçlarından ceza alanlarla ilgili bölümlerin tartışmaya neden olacağı anlaşılıyor. Bunları sosyal medya baskısını göze alarak, cesaretle tartışmamız gerekiyor. Bir yanda küçük yaşta evlendiği için eşi cezaevinde, kendisi iki çocuğuyla perişan olanlar var. Diğer yanda küçük yaşta kız çocuklarıyla zorla evlenen güç, para ve imkân sahipleri var. Şimdi ikisini terazinin aynı kefesine mi koyacağız? Birinde tecavüz, zorla alıkoyma, ne dersen var. Hem de çok adi bir şekilde. Diğeri ise küçük yaşta evlilik kurbanı olarak, kocası hapiste, kendisi çocuklarıyla ortada kalmış durumda."