Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, bugün Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan Hakan Erol’un “Turnike” kitabını köşesine taşıdı.

Kitabın içeriğine ilişkin detayları paylaşan Aytunç Erkin, “1999'dan 2018'e… 19 yıl Adnan Oktar'a kimse dokunmadı! Sahi… Kim büyüttü bu örgütü? Örneğin: Oktar örgütüne silah dağıtan vali kimdi? O zaman kitabı okuyun lütfen!” ifadeleriyle yazısını tamamladı.

Aytunç Erkin’in yazısı şöyle:

“… (İnsan avı gibi av yoktur) der Ernest Hemingway. Belki binlerce sayfayla ve onlarca kitapla anlatılabilecek olan Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'nün (AOSSÖ) en kısa özetini bu cümlenin yansıttığını düşünüyorum. Evet… Adnan Oktar ve cemaati tam anlamıyla insan avlıyordu! Yargı ve Emniyet alanındaki temaslılarıyla da zorluk yaşamadan her olayın üstesinden geliyorlardı. Ancak… 11 Temmuz 2018 günü Türkiye sabaha karşı gözünü yeni bir operasyona açtı. Emniyet Müdürlüğü, Adnan Oktar ve üyelerine bir operasyon başlattığını açıklamıştı. Tüm Türkiye, gözlerini ekranlara dikmiş, ardı sıra gelen görüntüleri izliyordu…”

Elimde gazeteci Hakan Erol'un yeni kitabı TURNİKE var! Örgütün röntgenini çeken Erol, Adnan Oktar'ın doğduğu 1956'dan 2021'e kadar olan süreci masaya yatırmış. 1075 yıl 3 ay hapse mahkum edilen Oktar'ın gözlerimizin önünde nasıl büyüdüğünü, özellikle sağ iktidarların nasıl yol verdiğini titizlikle anlatmış…

Peki Adnan Oktar'a ilk darbeyi kim vurmuştu?

“ÖCALAN KADAR TEHLİKELİ”

Tarih 12 Kasım 1999…

İçişleri Bakanı olan Sadettin Tantan, o yıllardaki operasyonu 2018 yılında Hürriyet Gazetesi'ne anlatırken, cemaatin daha o dönemlerde TBMM'deki etkisinden söz ediyordu. Söz Tantan'da: “… 1999'da bir gün Meclis genel kurulundan çıktığımda üç yakışıklı genç yanıma doğru geldi. Ceketini ilikleyip saygı duruşunda bulundular. Dikkatimi çekmişlerdi; kim olduklarını araştırdığımda Adnan Hocacı olduklarını öğrendim. Sürekli oraya gelip milletvekilleriyle gece-gündüz beraber olduklarını öğrendim. Hemen Emniyet Genel Müdürüne görevi tevdi ettik. O zaman DGM'ler vardı. DGM savcısı ve Emniyet Genel Müdürlüğü üç aylık sürede delilleri topladı. Dinleme ve izlemeler yapıldı, bir hayli bilgi, belge toplandı. Her şey büyük gizlilik içindeydi. Siyasi baskı olmasın diye de açığa çıkmasını engellemeye çalışıyorduk.”

Dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın, “Öcalan kadar tehlikeli” dediği Adnan Oktar ve 35 adamı hakkında 16 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ocak 2007'de ise Adnan Oktar delil yetersizliğinden beraat etti. İşin ilginç olan kısmı şuydu: Sadettin Tantan 28 ayrı davadan yargılanıyordu…

Bir el Adnan Oktar'ı koruyordu!

ÖRGÜTE SİLAH DAĞITAN VALİ

O dönem, siyasilere yapılan montaj faaliyetlerinden pişman! olduğunu aktaran Adnan Oktar, polisin sorusu üzerine eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'a yönelik bir fotomontaj yaptıklarını kabul etmişti: “O mesela son derece münasebetsizdi” diyordu. Yılmaz'a fotomontajı, seçimlerdeki oyunu azaltmak için yaptıklarını söyleyen Oktar, “Bu, oyunu yüzde 1-2 azaltmış olabilir” diyordu.

Oktar'ın sorgusunda polis memuru ile yaşadığı diyalogdan bir bölüm şu şekilde:

Polis: Sizin grubunuzun faaliyetleri şantajlar vs. oldu. Çete kapsamında suç işlemeye başlıyor. Bunu siz de kabul ediyorsunuz zira.

Oktar: Ama şimdi, orada tabii çok iyi bir plan yapılsa bunların hiçbiri olmaz. Ama bunların hiçbirisini tasvip etmiyorum.

Polis: Yaptınız yani ama hata diyorsunuz?

Oktar: Çok çok acayip yani, makul değil, çünkü Müslüman denilince her ne olursa olsun müşrik ve mülayim olması lazım.

Polis: Gizli çekimler oldu, şantajlar oldu.

Oktar: Montajlar var…

Polis: Montajlar var. İyi kafiyeli oldu burada…

Oktar: Film olarak işte bu rahmetli Serkan Ciminli bizzat çekim yapıyordu. Hasan da ona yardım ediyordu. Yani onun teknik bilgisi iyidir. O kamerayı yerleştiren konumdaydı. Bunlar öyle filmler çekmişler falan.

Polis: Çekmişler derken, sizin bilginiz olmadan mı çekmişler?

Oktar: Bir kısmında benim haberim var, bir kısmında haberim yok. Yani doğru bir hareket değildi. Ne varsa ne yoksa bunları toplayın götürün dedim. Çöp torbalarına doldurttum. Götürün yakın dedim bunları Silivri'de. O zaman yaktılar işte.

Polis: O zaman yaktılar peki bu sizin emrinizle olmadı mı?

Oktar: Tabii tabii bilgim dahilindeydi… (…) (Mesut Yılmaz'a fotomontajın amacını söylüyor) İşte oyunu azaltmaktı.

SONUÇ: 1999'dan 2018'e… 19 yıl Adnan Oktar'a kimse dokunmadı! Sahi… Kim büyüttü bu örgütü? Örneğin: Oktar örgütüne silah dağıtan vali kimdi? O zaman kitabı okuyun lütfen!”