Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak bugünkü köşe yazısında 1997'de gerçekleştirilen 28 Şubat Postmodern darbesini hatırlattı.

AKP'LİLER TARAFINDAN SUÇLANACAĞIM AKLIMA GELMEZDİ

O günden bu güne iki hatırasının kaldığını vurgulayan Dilipak, "O günden bugüne bana kalan iki hatıra var bugünümle ilgili. O gün el ele eylemi sebebi ile son sınıfta tıp fakültesinden atılan gelinim, af sebebi ile stajlarını tamamlayarak tıp fakültesinden diplomasını aldı ve hâlâ, bir yıl kalan mecburi hizmetini tamamlamak için görevi başında. İkincisi de, o günlerin direniş ruhu bugünkü iktidarın yelkenlerini kabartırken 9 Mart’ta, ülkemizde ilk kez uygulanan bir şekilde 81 ilde, genel başkanından Kadın Kolları başkanına, STK’sına kadar topluca suç duyurusunda bulunarak sanık sandalyesine oturttular. Bu günleri de gördük. Onların dilince irticaın manası belli idi. Dün biz bu anlamda şeriatçıydık, onun için irticacıydık, mürteciydik, ama bugün böyle bir şeyle bizimkiler tarafından bu şekilde suçlanabileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi!" ifadelerini kullandı.

DÜN DE SANIKTIM BUGÜN DE

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak AKP'lilere şu şekilde sitem etti: "Kadere bakar mısınız, dün de sanıktım bugün de. Hem de haklarını savunduklarınız tarafından haksız bir şekilde suçlanarak. 28 Şubat’ta da tecrit ve linç kampanyaları yaşadım, ama böylesi ilk kez. 81 ilde ve topyekûn! O zaman ve sonrasında “Topyekûn savaş manşeti” attılar ama uygulayamadılar. Bir arkadaşımıza karşı 312 General davası açıldı ama bugün olduğu gibi o gün de o davayı açanların ellerinde patladı. Ben o zaman da Güven Erkaya, Çetin Doğan, Hurşit Tolon, Teoman Koman davalarından askeri mahkemede de yargılandım. Bugün böyle bir davada yargılanacağımı hiç düşünmezdim.. Asla aklımdan bile geçmeyen yakıştırma bir suçlamayla suçlanmak hem de 81 ilde, olacak şey değil, ama oldu işte. Hem de kimisi haklarını savunduğum kişiler olarak! İnanmamaları gerekmez mi idi. Kaderde bu da varmış.

Darbeler, zulüm ya da olan şey her ne ise, kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde hayır olabilir. Bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatinin bize gösterileceği bir gün var.

Kalplerden ve akıllardan geçenleri bilen bir Allah var. Herkesin yaptığının, yapması gerekirken yapmadığının hesabının misgale zerretin hayran yerah ve misgale zerretin şerran yerah sorulacağı bir gün var. Onlar kim olursa olsun."