Merkez Bankası Başkanı (TCMB) Şahap Kavcıoğlu, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve TOBB üyeleriyle video konferans üzerinden görüşme gerçekleştirerek gündemdeki ekonomik konular ile ilgili karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Bloomberg HT’ye konuşan kaynaklar toplantıda reeskont kredilerinden kur korumalı mevduatlara dönüş kadar birçok konunun ele alındığını belirtti. Bloomberg HT yayınına katılan TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkan Şeref Fayat toplantıda özel bankaların uyguladığı yüksek faizlere ilişkin şikayetlerin dile getirildiğini de söyledi.

Kavcıoğlu toplantıda firmaların hesabında 90 milyar dolar DTH (döviz tevdiat hesabı) olduğunu ve 1 yıllık hesap hareketlerinin çok düşük olduğunu belirtirken şunları söyledi:

“Bunun 50 milyar doları firmaların tasarrufu, geri kalanı transfer ödemeleri için park edilmiş duruyor. Yapılan analizler bunun 50 milyar dolarının KKM’de istenen vadeye bağlanabileceğini gösteriyor. Bu nedenle vade en az 6 ay ve KKM’de şirketlerin çok önemli vergi avantajları var.”

Kaynakların verdiği bilgiye göre ihracat gelirinin yüzde 25’inin TL’ye dönüşümü konusunda Merkez Bankası’ndan bir adım beklenmiyor. Ancak kaynaklar KKM (kur korumalı mevduat) konusunda vadenin 3 aya düşürülmesine yönelik adım atılabileceği izlenimini edindiklerini belirtti.

Dünya gazetesinin konuya yakın kaynaklardan edindiği bilgiye göre; toplantıda reeskont kredileri kullanma şartı konusunda Başkan Kavcıoğlu “Türkiye’deki tüm ihracatçılar yüzde 9 faiz oranı ile kredi kullanma imkânına sahiptir” diye konuştu.

YORUM:  “Döviz bozdur” baskısı mı gelecek?

AKP hükümeti açısından dolar kurunu çıpalamak hayati önem taşıyor. Düşüncemize göre hükümetin oyun planı şu:

  • Döviz kurunu Haziran ortasına kadar sabit tutabilsek, yaz boyunca sisteme girmesi beklenen $40 milyar turist dövizi ile TL değer kazanır.
  • Bu sayede enflasyon yavaşlar, DİBS faizleri bir miktar düşer.
  • En önemlisi yaz aylarının getirdiği nebati gıda bereketi ve değer kazanan TL eşliğinde, ekonomik ve siyasi güven yükselir.
  • Belki de anketler Ekim’de erken seçim çağrısı yapmamıza yetecek ölçüde oylarımızın arttığını gösterir.

Ancak, beklentinin çok üstünde artan cari açık (Ocak’ta $4 milyar artması bekleniyor), sürekli yükselen enflasyonun vatandaşı TL’den caydırması ve nihayetinde yükselen global faizlerden dolayı bir kısım  banka ve şirketin vadesi gelen dış borcu yeniden borçlanmak yerine itfa etmesi olasılığı, doları çıpalama projesinin zayıf karnı.

Eğer hükümetin oyun planı hakkında haklıysak, bu olası zaafiyeti kapatmak için kapalı kapılar arkasında özel sektöre döviz bozdurması için rica veya baskılar gelebilir. Hatırlayalım, daha önce de Bakan N. Nebati ekonomistlerle yaptığı toplantıda özel sektörden 10, hatta $20 milyar dövizi KKM’a  çevirmesini beklediğini ifade etmişti.  Prof Kavcıoğlu’nun “Yapılan analizler bunun 50 milyar dolarının KKM’de istenen vadeye bağlanabileceğini gösteriyor” görüşü belki de bu analizden yararlanan hükümetin özel sektöre baskı uygulayabileceğinin bir delili olabilir.

Özel sektör bir çok bakımdan kamuyla işbirliği yapmak zorunda, yoksa işleri yürümez. Bu yüzden baskıya boyun eğebilir. Ancak, bu baskının maliyeti büyük. Özel sektör ihracat gelirinin büyük kısmını yurtdışında tutabileceği gibi, önce dövizi KKM yapıp, sonra piyasadan yeniden döviz alabilir.

Adam Smith’in dediği gibi, özel sektöre gereksiz müdahale sistemi kasar.

Kaynak: ParaAnaliz