FİKİR ADAMI  SEZAİ KARAKOÇ... “DİRİLİŞ”  

HAZIRLAYAN= ARAŞTIRMACI,  YAZAR AYŞENUR TOKSÖZ 

Sezai Karakoç kimdir ? 

Sezai Karakoç ve dirilişin en büyük çığlığı büyük bir  uslüptür bizler onlardan duyduğumuz ve  gördüğümüz kadar tasvir edeceğiz.. 

60 yıla aşkın yazı hayat’ı boyunca bir çok kitleye  hitap etmiş olan karakoç gerek medya’da gerek  aile içi ortamlarında bize ne kadar da büyük bir  düşünür ve mütercim olduğunu göstermişti.. 

1933 yılında Diyarbakır ,Ergani ilçesinde  doğmuştur onun doğduğu yere erganili millet  “Gülan” dermiş bunu denemelerinin sebebi ise  Mayıs ayında çiçeklerin açmasından  

dolayıdır..babası ismini nüfusa yanlış kayıtladığı  için bir çok isim karışıklığı arasında kalınmıştır.Asıl  soyu ise sipahiler’e dayanmaktadır.. 

Ailesinin zengin bir soydan gelmesi Karakoç’u  birazcık yüceltiyordu.Fakat Osmanlı’nın son  zamanlarına doğru kıtlık olmaya başlaması ile  birlikte fakirleşmişti..

Babası çok dinine düşkün ve ciddi manada  yaşamayı hedeflemiş bir adamdır.Babasının böyle  olması ise çok dikkat çekiyordu.Sezai Karakoç artık  babası gibi olmaya başlamıştı... 

Aslında Sezai karakoç’un hayali şair ,idareci ,fikir  adamı olmak değildi fakat bazı sebeplerden dolayı  diyarbakır’a gitmiş maliye müfettişliği okumuştu.. 

Aklının %10’unu şair olarak geri kalanını ise  düşünerek yaşadığını iddia eden Sezai Karakoç bir  çok kişinin yine ilgisini çekmeye başlıyordu.. 

Taşındıkları yeni evde bazı sesler ,cisimler ona bir  çok ilhamı kabz etmiş annesi ve babası onunla  fazla ilgilenmediği için artık kendine yeni bir anlam  katmak isteyen üstat devamlı bir şeyler okur ve  kuma yazı yazarak gelişimini ve geleceğini  müstahkemleştirmeye çalışıyordu.. 

Mekteplerde büyük başarılar yakalamış ve 1.lik ile  bitirmiş olan Karakoç dirilişin aynasıydı adeta.Halid  b.velid’in izlerini taşıyan Diyarbakır ,Ulucami ona  yine başka ilhamlar katıyordu.. 

Yazmış olduğu şiirler ve dergilerde bize  göstermeye çalıştığı durum apaçık ortadaydı o 

fikirleri ve nefsi arasında savaş verirken aynı  zaman’da dirilişi yaşatıyordu 

Onun dirilişi İslamiyet ,hakka doğru ,kızıl elma gibi  eserleri ve iman’ın ideolocyasını daim tutmaktı  gençlik yıllarında arapça , mesnevi şerhleri ve  Farsça bir çok kitap’a hakim idi okumak ona anlam  katıyordu adeta.. 

Herşeyden önce bilmek büyük bir yol olmuştu geç  kaldığı ve tamamlayamadığı dersler olduğunda bu  durumdan üzüntü duyuyordu.. 

Sezai Karakoç’un en büyük ilhamı ise büyük doğunun kapak resmi olmuştur.Bir gün yol’da  giderken karşısına çıkan 512 sayılı Büyük Doğu  mecrası ona sultan-ı şuara olan Necip fazıl’ın  eserlerini okutmuştu.. 

“Ümitsizlik içinde ümit” başlığı Sezai Karakoç’a bir  ümit olduğunu çağrıştırıyordu.. 

İslam inancı’nın daha’da fazla olduğu o  zamanlarda ilk şiirini ergani’de yazar ve batı  edebiyatına merak salar ..Çünkü ; davası İslam ve  en iyi nasıl yazar fikrinin tezahürüdür okumak  ateşten kelimeleri bir zırh gibi seçerdi kendisi onun 

insanlığa anlatmak istediği tıpkı Cemil Meriç gibi  davasıydı, bir çok telaşın içerisinde yıpranan fakat  bunları kelimelere nükte eden Sezai Karakoç  yılmadı, ilk çalışmasını Büyük Doğu ile yayımladı.. 

O kendisinin bir diriliş adamı olduğuna  inanıyordu,savaşıyordu kelimelerle adeta ruhunu  boğan tek diriliş onun bilhakikat inancıydı.. 

Bu savaşlar’da bedenlerden ziyade zihniyet  savaşıdır.. 

Ben Allah’ın fedaisiyim diye gezen Sezai Karakoç  aslında hakikati kalbine ram etmişti.. 

Diriliş düşüncesi birbirine bağlı temel olarak üç  ana hedeflerden biri olmuştur.İslamın ve insanlığın  önünde sonsuza varmak düşüncesidir.. 

Buda Allah c.c aramaktır çünkü ; “Allah c.c  tanımayan ruh ölüden farksız bir hal bütünüdür” 

Sezai Karakoç gerçek bir derviş ,mütefekkir ve  Mevlana’yı ,imam-ı Gazali hz tefekkür manasında  kabz etmiş batı fikirlerini en iyi şekilde tanımış ve  gençliğe ehli sünnet anlayışı ile hitap etmiştir..

Üstat’ın müslüman kendisini müslüman bilmek ve  saymakla müslüman olmaz Müslümanlığı bir  varoluş haline getirmek borcundandır bu  varoluşun şuur ve sorumluluğuyla dolup taşmak  kaygısını taşımalıdır.. 

Müslüman bunu yaşamalıdır İslam bilginlerinin  meselesi olan din-i mübin metodik olarak varoluş  müsfikliğinin ana temel kavramlarındandır.Bilimsel  faaliyetlerde ise ideolocya çözüm aramaktır.Öyle  ki üstat burada bizlere fikir ve gayenin hayatımızda  ana bir tema olmasını vurgulamaktadır.Aslında sorumluluğun var olduğu o duygu bile kendi  içerisinde bir mana ifade eder çünkü ; sorumluluk  sahip çıkmaktır.Yaşamaktır ve o konu hakkında  hesap verecek kadar sorumlu olmaktır.. 

Hani diyor ya; “islamiyeti öyle diri yaşa ki seni  öldürmeye gelen sende dirilsin”  

Gel yaşa sehadet-i Allah c.c için yaşat ve öyle  kıdemli kıl ki kendini hakim olsun bütün dünya-i  hayat sen her zerresine tutkunken yaşa kavrayarak  ,anlayarak belki’de susarak dirilişin nesli olabilmek  için yeniden dirilmek için ,hikmeti kavrayabilecek  inceliğe sahip olabilmek için..

Oku okut.. 

Genç bir nesil için.. 

Allah c.c için gayret, azmet  

 VESSELAM ❤️ 

Kaynakça = www.sezaikarakoc.com 

Diriliş , iman ve İslam ideolocyası ,İslam’ın dirilişi www.yitikcennet.com 

www.çıkışyolu.com 

www.ruhun dirilişi.com  

www.makamda.com 

www.insanlığındirilişi.com  

Ve İslam ansiklopedisi düşünce fikri ile  sabittir..sevgili okurlarım