FARKINDA MIYIZ?

Elbette hayır. Hemde bir çok şeyin. Gün içinde dilimize pelesenk olmuştur.

"Farkettin mi?"

"Farkındayım" yahut "farkında mısın?" diye sorar ve kullanırız. Ama aslında öyle değildir.

Zihnimiz otomatik pilotta işler ve her şeyi yapar. Örneğin; araba kullanırız ve nasıl oraya kadar geldiğimizi anlamayız.

Yemek yerken zihnimizde plan program yaparız, ne ara bittiğini veya ne kadar yediğimizi farkedemeyiz. Hergün yürüyüş yaptığımız yolun üzerindeki bir binanın dış cephe rengi sorulsa söyleyemeyiz. Ve bu günlük yaptığımız tüm rutinler için geçerlidir.

Bedenimiz bir işle mesguldür, zihnimizde ise düşüceler uçuşur. Bu düşünceler de genellikle ya geçmişte yaşanılan bir zorlantı (istenmeyen durum, haksızlık, mutsuzluk, söyleyemediğimiz bir söz.. vs.), ile ilgilidir ya da gelecekle ilgili herhangi bir programla belki de kaygıyla.

Aslolan an da kalabilmek, anı değerlendirebilmek, geçmişe "yaşandı ve bitti" geleceğe ise "belki de gelmeyecek" diyebilmektir. Biraz durmak, sakinleşmek, hayatın kargaşasında kaybolmamak iyi gelecektir.

Bir kaç derin nefes, duyuları kullanarak detaylıca gözlemleyebilmek ve hissetmeye çalışmak ilk zamanlar için zor olsa da zamanla ve düzenli egzersizlerle bu alışkanlığı kazanabilmek mümkündür.

Aksi takdirde kaçan tek şey sadece o an gerçekleştirdiğimiz eylemin gidişatı değil, koca bir ömür olacaktır. Hiçbir şey anlamadan, telâş ve hengâmeyle geçip giden bir ömür... Hissettiğimiz tüm duygulara misafir gözüyle bakıp, iyi-kötü, doğru-yanlış diye etiketlemeden, onları olduğu gibi kabul etmeliyiz.

Başka insanlar kötü durumlara maruz kaldığında, belki de hata yaptığında onlara nasıl şefkâtle merhametle yaklaşıyorsak kendimize de aynı hassasiyetle davranmalıyız.

Kocaman bir hayatı elden kaçırmamak için bedenimiz şimdi, burada iken ruhumuzu zaman yolculuğuna çıkarmamalıyız . Hem bilinçli hem de farkında olduğumuz güzel günlere inşaAllah.

SEVMEKLEGÜZELLEŞECEKTÜMDÜNYA