Türkiye’nin pandemi sürecinde yüzde 11 ekonomik büyüme yaşaması ve üretim oranının yüzde 9 artması, dünyada gündem oldu.

İngiltere’nin önde gelen ekonomi ve siyaset dergisi The Economist, “Sürekli Artan Enflasyona Rağmen Türk Ekonomisi Nasıl Büyüdü?” başlıklı bir makale yayınladı.

Makalede, Türkiye’nin ekonomik büyümesiyle enflasyon artışının aynı anda yaşanması incelendi.

2001’DE İYİYDİ, 2018’DE BOZDU

The Economist, 2001 ekonomik krizi sonrasında yapılan ekonomik reformlardan dolayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı övdü: “Reformlar, ekonomik dönüşüme yardım etti.”

2003 ve özellikle 2008 sonrasında Türkiye’ye sıcak para akışı yaşandığını ifade eden The Economist, zaman içinde  Türk Lirası’nda yaşanan dalgalanmalar ve ekonomi politikalarının  Merkez Bnkası'na müdahale etmesi sebebiyle sıcak para akışının durduğunu ifade etti.

2018’de ise  Cumhurbaşkanı ERdoğan’ın faiz oranlarını düşürmek istemesiyle yabancı yatırımcının Türkiye’den çekilmeye başladığı öne sürüldü: “Türk lirası değer kaybettikçe ve istikrar bozuldukça yabancı yatırımcı kaçtı.”

HOLDİNGLER KÂR ETTİ, KÜÇÜK İŞLETMELER ZORLANDI

Ekonomik büyüme en çok holdinglerin kâr etmesini sağladı.

Türkiye, Avrupa’ya olan yakınlığı ve nakliye gemilerinin en fazla 72 saatte Avrupa limanlarına yanaşabilmesi sebebiyle, Çin’in önüne geçiyor.


Yabancı yatırımcının yerini alan Türk holdingleri, her kolda üretim yaparak ihracata odaklanıyor.

Yüksek üretim ve yüksek ihracat, Holdinglerin ve orta ölçekli işletmelerin kâr etmesini sağlıyor.

The Economist, Avrupa pazarına yakınlığın yanı sıra, her türlü ekonomik krize ve yüksek enflasyona rağmen Türk halkının tüketime para harcamasının da etkili olduğunu söyledi.

ENFLASYONA RAĞMEN TÜKETİM VAR

The Economist, “Enflasyon yüzde 80’lerde, ama trafik araç kaynıyor, dükkanların rafları ağzına kadar dolu ve her yerde tüketici bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin özellikle genç nüfusunun “tüketimi sevdiğini” öne süren The Economist, tüketimin kredi kartı borçlarının yanı sıra yastık altı dolar ve altın birikimi ile yapıldığına dikkat çekti: “Tüketicilerin ciddi bir kısmı kendi parasını kullanmıyor. Ailenin birikmişleri yahut kredi kartları öne çıkıyor.”

Ancak The Economist, tüketimin yüksek olmasının sebebini şu şekilde açıkladı: “İnsanlar umutsuz.”


UMUT YOK, BİRİKİM DE YOK

Türk halkının OECD ülkeleri içinde en çok çalışan ve en uzun süre mesai yapan halk olduğuna dikkat çeken The Economist, Türklerin “çok çalışıp az kazandığını” belirtti.

Tüketimin bu kadar yüksek olması ise şu sözlerle ifade edildi: “Türkler, ekonomik kriz sebebiyle birikim yapabileceklerine inanmıyor. Ekonomik umutsuzluk var. Bu da insanları kazandığı parayı tüketmeye yönlendiriyor.”

PARA POLİTİKASI DEĞİŞMEZSE TEHLİKE BÜYÜK

Türkiye’nin düşük faiz politikasını eleştiren The Economist, para politikası değişmediği takdirde ekonomik büyümenin de yakın gelecekte son bulacağını söyledi: “Türkiye enerji ithal eden bir ülke. Döviz rezervleri de çok düşük. Eğer para politikası değişmezse, yüksek enflasyon ve ekonomik büyüme modelinin kırılgan tarafı ortaya çıkacak.”

2023 seçimlerine kadar “Türkiye dişini sıkacak” diyen The Economist, seçim konusundaki tahminini şöyle ifade etti: “Erdoğan anketlerde düşüşe geçse de kolay kolay gitmeyecektir.”

AKP BÖYLE SAVUNMUŞTU: “HERKESTE ARABA VAR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2021’de yaptığı konuşmada, ekonomik krize ilişkin şu yorumda bulundu: “Her evde bir araba var, 2. el araba yetişmiyor, kapıcısında da var.”

AKP’li isimler, ekonomik kriz eleştirilerine şu yanıtları vermişti: “Dükkanlar dolu.”