Cuma günü döviz pazarında ibret verici bir gelişme yaşadık, ama olayları birbirine bağlayamayan ekonomi basını büyük soru işaretini kaçırdı. Soru…

Cuma günü döviz pazarında ibret verici bir gelişme yaşadık, ama olayları birbirine bağlayamayan ekonomi basını büyük soru işaretini kaçırdı. Soru işareti de şu:  Hazine’nin 2 ayrı vadede Euro-bondlar vasıtasıyla $4 milyar borçlandığı ve talebin $11 milyar olduğu bir günde TL nasıl değer kaybederdi?

Bir çok kaynak ABD’de tarım dışı istihdamın beklentinin çok üstünde açıklanması ve koronavirüs kaygılarının hortlaması ile Gelişmekte Olan Piyasa FX’deki gerilemeyi başlıca neden olarak gösterdi. Nitekim, MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler FX Endeksi Cuma günü dolara karşı %0.7 değer yitirdi. Halbuki, Türkiye’de TL’nin dolara karşı kaybı bir ara %1’i aşmış, ama seans kapanışından sonra devreye girdiğini düşündüğüm kamu bankaları sayesinde kayıplar ufaltılmıştı.

Bloomberg’e göre Cuma günü kamu kurda istikrarı sağlamak için $2 milyar satmıştı. Görüştüğüm başka bankacılar rakamı $4 milyar veya daha üstü olarak tanımladı.

Bence nedenlerden biri, yeni bankacılık kanununda “piyasa manipülasyonun” yeniden gündeme gelmesi ve 3 yıl hapis cezası meselesi. Daha önce bu madde yalnız muhalif ekonomistlere değil, Türkiye hakkında negatif rapor yazan JP Morgan gibi dev yatırım bankalarına soruşturma açmakta da kullanılmıştı. Bir takım traderlar, teklif yasalaşmadan  pozisyonlarını kapatmak istemiş olabilirler.

Bir ikinci neden ise şirketlerin döviz mevduatında  geçen hafta gözlenen çok sert gerileme olabilir. Önce BMD bültenine kulak verelim:

“TCMB tarafindan haftalik olarak yayinlanan verilere göre 31 Ocak ile biten haftada yurt içinde yerlesik gerçek kisilerin döviz mevduati 31 milyon dolar azalarak 121.496 milyon dolara ve tüzel kisilerin döviz mevduati 1.737 milyon dolar azalarak 73.045 milyon dolara geriledi”.

Bence şirketlerin $1.73 milyar döviz mevduatı çekmesi ya dış borç ödemeleri ya da ithalatla ilgili. Bu montanda döviz çekilişi kapattığımız hafta da devam etmiş olabilir. Yani, TL’deki değer kaybı yatırımcıların güven kaybı kadar ya da yerine finansal-ticari işlemler nedeniyle sistemden döviz çıkışından kaynaklanabilir.

Yine de, bence en önemli neden, Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın Kahramanmaraş’ta faizlerin daha da düşeceği sinyalini vermesi oldu.  Bir çok yatırımcı açısından faizlerin negatife dönmesi enflasyon ve cari açığı patlatacak gelişmeler. Bazı fonların bu açıklamadan korkup swaplar ve DİBS yoluyla pozisyon kapattıklarını zannediyorum. Gerçeği gelecek Perşembe TCMB verileri yayınlandığında öğreneceğiz.

Bu biraz da teknik tartışmayı somut gerçeklere bağlayalım. TL’deki değer kaybı bu hafta da devam eder mi?  Eğer Euro-bond ihracından elde edilen kaynak Hazine’nin TCMB hesabına bu hafta girecekse, etmez. TCMB yine swap yoluyla kamuya döviz borç verir, kamu da döviz satarak paniği yatıştırır, en azından dalga boyunu azaltır. Yok, o para harcanmışsa ve global piyasalarda– benim tahmin ettiğim gibi– koronavirüs paniği yoğunlaşarak sürecekse, TL’nin bir miktar daha değer kaybına hazır olmalıyız.

Artık sosyal medyada “Hani dolar TL10, TL12 olacaktı?” iğnelemelerinden bıktığım için yazayım. Ben asla böyle bir tahmin yapmadım. İsteyen YouTube videolarımı seyreder, makalelerimi okur. Bu sene TL’nin dolara karşı %10-12 değer kaybetmesini öngörürürüm. TL geçici nedenlerden dolayı %5’lik, %10’luk devaluasyonlar yaşayabilir, fakat bunlar kalıcı olmaz.

Kaynak: ParaAnaliz