Marmara ile Karadeniz’i birleştirecek olan İstanbul Boğazı’na paralel yapay su kanalı yapılmasını amaçlayan Kanal İstanbul projesi gündemde. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2011 yılında duyurduğu proje, "yakında ihalesine başlayacağız" açıklamasıyla yeniden tartışmaların odağına yerleşti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın Kanal İstanbul'dan geçecek gemilerden elde edilecek gelirin yıllık net 1 milyar dolar civarında olduğunu açıklaması da başka bir tartışmanın doğmasına neden oldu.

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, "Kanal İstanbul’un yıllık geliri 8 milyar dolar ile başladı. Şimdi 1 milyar dolara kadar düştü" diyerek Hazine garantili bütün projelere dikkat çekti. Kahveci, Hazine garantili bütün projelerin incelenmesi gerektiğini belirterek "O projelerde en küçük imzaların dahi incelenmesi gerekiyor. Milletin parası ile veya daha doğru ifade edecek olursak: Milletin gelecek parası ile bir elin parmakları ile sayılı şirketlerin yaptığı Hazine Garantili işler nasıl işliyor?" diye sordu.

Kanal İstanbul’un yıllık gelirinin 8 milyar dolar ile başladığını şimdi ise Bakan Cahit Turhan’ın açıklamasına göre 1 milyar dolara düştüğünü belirten Kahveci, şu ifadeleri kullanıyor:

"Bakın, İstanbul-İzmir otoyol ve Körfez geçiş (Osmangazi Köprüsü) ilk başta 6-7 milyar dolar olarak söylendi. Sonra iş bitince 11 milyar dolara mal oldu denildi. Tıpkı Beşiktaş’ın stadyum hesabı gibi. Ya, 3. Köprü ve çevre otobanları. Türk Milletine gelince köprünün yapım maliyeti bile 3 milyar dolar deniliyordu. Ama iş Çinlilere satışa gelince hop düştü 500 milyon dolara..."

"Bir hesap sistemimiz var ama nasıl işlediğini mesela kimse kavrayamıyor" değerlendirmesinde bulunan Kahveci, şunları söyledi:

"İl nüfusunun bile çok üstünde havalimanına Hazine garantisi verebiliyor. Verilen garanti kullanan yolcunun yüzde 20’lerinde kalabiliyor. Ya da köprü yapıyoruz ama parası olan bile zor kullanıyor. Köprüden geçen zengin 118 lira öderken, onun adına geçmeyen fakir 120 lira daha ödüyor. Geçmeyenlerin adına ise zengini fakiri hep beraber bütün parayı ödüyoruz. Projeler açılıp çok pahalı fiyatlar ortaya çıktığında ‘Merak etmeyin 3 yılda Hazine garantileri dolar’ diyorlardı. 3 yıl geçti, 5 yıl geçti ama dolan olmadığı gibi boşalan bir Devlet Hazinesi ortada."

Hazine garantili bütün projelerin incelenmesi gerektiğine dikkat çeken Kahveci, şöyle devam ediyor:

"O projelerde en küçük imzaların dahi incelenmesi gerekiyor. Milletin parası ile veya daha doğru ifade edecek olursak: Milletin gelecek parası ile bir elin parmakları ile sayılı şirketlerin yaptığı Hazine Garantili işler nasıl işliyor? Sahi bu işler nasıl dönüyor? Bu hesapları kim, nasıl yapıyor? Millet ülke bekası için dik dururken bu fırıldak para hesapları hangi kurumun makinesinden işliyor? Umarım bir gün doğru hesapları öğreniriz."