Uluslararası Çalışma Örgütü, Türkiye’deki sendika yasakları, işten çıkarmalar, toplu pazarlık hakkı konularında hükümetten bilgi verilmemesi “üzüntüyle” karşılandığı gözlemlendi.

Cenevre’de bu ay gerçekleştirilecek Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Konferansı’nda görüşülecek olan Türkiye raporunda, hükümete çok sayıda eleştiri yöneltildi. Sendika yasakları, işten çıkarmalar, toplu pazarlık hakkı konularında hükümetten bilgi verilmemesi “üzüntüyle” karşılandı. Birçok konuda yeni bilgi talep edildi. ILO Uzmanlar Komitesi, OHAL kapsamında sendika üyelerinin işten çıkarılması hakkında da “derin endişelerini” ifade etti.

ILO Uzmanlar Komitesi’nin Uluslararası Çalışma Konferansı’nda görüşülmek üzere hazırladığı raporun Türkiye’ye ilişkin bölümü yayımlandı. Raporda, Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi ile Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi’ne aykırılıklara yer verildi. Hükümetten özel istihdam büroları tarafından geçici olarak istihdam edilen işçilerin sendikal hakları ile özel sektörde işçiler üzerinde, “belirlenen sendikaya katılma” yönündeki baskılar hakkında yanıt istenmesi dikkat çekti.

Raporda, DİSK ve KESK’in, pek çok gösteri ve basın açıklamasının yasaklandığına dikkat çektikleri belirtildi. Hükümet ise ILO’ya gönderdiği yanıtta, idarenin eylemlerine karşı hukuk yollarının açık olduğunu savundu. Raporda, hükümetten işçilerin ve işverenlerin haklarını tam ve özgür bir şekilde kullanabilmeleri için her türlü şiddet, baskı veya tehditten uzak bir ortam sağlanması doğrultusunda alınan önlemler konusunda bilgi sunması istendi. Ayrıca hükümetten, sendika üyeleri ve kamu çalışanlarının idari veya yargısal hukuk yollarına başvurup başvurmadığı, başvurdular ise ne gibi sonuçlar aldıklarını da göstermesi talep edildi. ILO, hükümetten yasayı gözden geçirmesi, kamu çalışanlarına istedikleri sendikaları kurma ve istediklerine katılım hakkı verilmesini istedi. 

Yasaklar üzdü

Cumhuriye'ten Mustafa Çakır'ın haberine göre, Türkiye’deki konfederasyonlar ülkedeki grev yasaklarını da ILO’ya taşıdı. Raporda, hükümetin, bu grevlerin enerji, cam, çelik, ilaç ve bankacılık sektörlerinde gerçekleştirileceği ve 24 bin işçiyi kapsayacağı; milli güvenlik, kamu sağlığı ve ekonomik ve finansal istikrar açısından bir tehdit olarak değerlendirildiği yönündeki beyanına yer verildi. Hükümet 5 vaka dışında OHAL sırasında grev hakkına ilişkin herhangi bir kısıtlama olmadığını ve 20 işyerindeki işçilerin greve gittiğini ileri sürdü. Komite ise bu konudaki kaygılarını dile getirdi. Grev hakkının sadece “temel hizmetlerde ve ağır ulusal veya yerel kriz kurumlarında, kısıtlı bir süre için ve durumun gereklerini yerine getirecek kapsamda kısıtlanabileceğini veya yasaklanabileceğini” vurguladı. Hükümetten grev yasakları getiren KHK’nin bir kopyasını sunması talep edildi. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’na sendikaları, meslek örgütlerini denetleme ve yöneticilerini görevden alma yetkisi veren düzenleme hakkında da bilgi istendi. Ceza infaz koruma memurlarına sendika yasağının devam etmesi “üzüntüyle” karşılanırken, hükümetten bir kez daha bu konuda gerekli önlemlerin alınması talep edildi.
OHAL döneminde işten çıkarılan KESK, Eğitim-Sen, DİSK üyeleri de raporda gündeme geldi. 

Komite, “Sendikalaşma özgürlüğüne karşı veya müdahaleye giren sebeplerle işten çıkarılan sendikacı başvuru sahiplerinin işlerine iade edilmelerini” sağlayacağını umduğunu bildirdi. Hükümetten de bu konuda geniş bilgi istendi. 

Raporda, işkolu barajının kaldırılması istendi.